17 Ağustos 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

17 Ağustos 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

seçimleri kazandığında bir itiraz sesi yükseltmeyi de reddetti ve (Meclise hiç bir şey olmamış gibi girip ödene* ğini aldı. Buna mukabil hiç kimse. 28 Nisanda ( İstanbul Üniversitesinin genç talebelerinin kanı Beyazıt mey- danında akarken emekli General Ce- besoyun sesini duymadı. Üstelik mil- letvekiliydi, tesrii masuniyete sahip- ti ve ağzını Meclis Kürsüsünden aç- saydı belki ahbabı Akif Sadıkoğiuna gemi satın alması için döviz sağla- lie belki ahbabı Gandurun Bey- utta Denizyollarının ve Havayolla- rının acenteliğini omuhafazasını te- min edemezdi ama her halde başına bir dert gelmezdi.. Perdenin arkası Yöyükadadaki Anadolu oKlübünün alt kat salonundaki ülakat es- nasında AKİS muhabiri nccmuaya has açık sözlülükle bütün bu husus- ları bahis mevzuu etti ve Ali Fuat Cebesoydan sükütunun sebebini sor- du. Doğrusunu söylemek Oo gerekirse Cebesoy olgun davrandı ve kızacak yerde vaziyetini hulüs İle anlattı. "— 1950 den sonra edilen miktarda muhalif milletvekili ilk de- di. Ben bu tarihten sonra memleket meselelerinin Büyük Mecliste konu- şularak halledilmesi otezinin şampi- yonluğunu yaptım. Her iki tarafta ne gibi bir hizmet görebileceğimi üç yıl müddetle inceledim. Fakat seçimleri takiben işler adamakıllı (o kızışmıştı ve bir anlaşma zemini b a derece zordu, İki parti arasında bir uçurum mevcuttu. Mesafeyi kapat- manın imkanı yoktu. Hiç kimse lâf anlamıyordu. İstanbul hâdiseleri osırasında İs- tanbuldaydım. Vaziyeti oolduğu gibi tesbit ettim ve derhal başkente dön- düm. Niyetim B.M.M. nin kürsüsüne çıkıp her şeyi olduğu gibi anlatmak, bir formül teklif etmekti. sızdım. D.P. Grubunda ifratca hareketlerinden hoşlanmayan yüz kadar milletvekili vardı. Bunlar işe müdahale ettiklerinde vaziyet pekâlâ düzelebilir Menderes doğru yola girebilirdi. Mutedil Milletvekil- leri sâdece D.P. Grubunda, değildi. C H.P. milletvekillerinin içinde de mu- tediller ve müfritler vardı. Eğer her iki tarafın mutedillerini tutabilirsem memlekete sükünet o getirebileceğini düşündüm. Ancak Ankaraya geldiğimde C.H. P. Meclis Grubunu başka bir hava içinde buldum. Muhalif milletvekille- ri Meclisi terketmişlerdi. Bu vaziyet- te kürsüye çıkıp plânı tatbik etmeye ve herkesi sükünete çağırmaya İm- kân yoktu. Bunun üzerine Cumhur- AKİS, 17 AĞUSTOS 1960. başkanıyla ve Başbakanla görüşme- yi, onlara hâli anlatmayı tercih et- tim. Kardeş kavgasını önlemenin bence yolu buydu, önce Celâl Bayar- dan randevu temin ettim ve Çanka- yaya gittim. Kendisine İstanbul Üni- versitesi (ohâdiselerini olduğu gibi naklettim. O, hâdiseleri başka zavi- yeden mütalea ediyor, bunları ufak ekalliyetlerin çıkardığı mahalli me- seleler sayıyordu Elimden geldiği kadar kendisini ikaza çalıştım. Ordu- nun hükümetten yana olmadığını de- liler ve misaller overerek anlattım. Yol belliydi. - Tahkikat Komisyonu e L. 1954 teki duruma dö- nülmi i Basını (o sıkıştırmaktan Mizdea başka çâre yoktu. Ga- zeteciler Kim ve D.P. taham- mül edecekti Bayar bütün bunları sesini çıkar- maksızın, sükünet içinde dinledi. Fa- kat bu, Cumhurbaşkanının zaten â- detiyil. Nitekim ne evet, ne de hayır dedi. Bana öyle geldi ki kendisine bir parça tesir etmiş, zihninde bir aydın- lık yaratmıştım. Arkadan Menderes- YURTTA OLUP BİTENLER le görüştüm. Onunla konuşmamız tam iki saat sürdü. Hattâ daha bile fazla devam etti. Başbakan bütün hâdiseleri bir kaç kişinin tahriki ne- ticesi patlak vermiş hâdiseler sayı- yor, bunları bir türlü ciddiye almı- yordu. Bütün ısrarı o noktadaydı! Millet memnundu. Tahrikçiler orta- dan kalktı mı her şeyin güllük gü- listanlık olması işten bile değildi. Kendisine partizan idareyi bırakma- sı tavsiyesinde bulundum. Cevap o- larak söyleyeceği İzmir nutkunu bek- ememi, onun beni tatmin edeceğini bildirdi. İzmir nutku mevzuunda faz- la bilgi vermedi. Anladım ki Mende- resten hayır kalmamıştır. Bunun ü- zerine yeniden Cumhurbaşkanı Ba- yarla görüştüm ve kendisine Mende- res hakkındaki ihtisaslarımı anlat- tım. Başbakana müdahale etmeli, du- rumu düzeltmeliydi. Fakat Bayar bir defa daha sessiz ve hareketsiz kaldı. Ne yapacağını o da bilmiyordu. Son temaslar B: temasları yaparken, kalktım C H.P. Genel Sekreteri İsmail Rüştü

Bu sayıdan diğer sayfalar: