17 Ağustos 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

17 Ağustos 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ri Savcı ile Ankara Hukuk Fakülte- sinden Prof. Dr, İlhan Arsel. Bu ho- calardan Aksoy, (o korkunç çalışma kuvvetiyle Profesörler binasında a- sistanlardan müteşekkil bir sekretar- ya kurdu ve başına geçti. Sekretarya bir yandan harıl harıl anket cevapla- rını müessese müessese ayırırken öte yandan da dünyanın bütün Anayasa- larında herbir müessese için bulun- muş olan hâl şekillerini tasnif ediyor- du. Bu çalışma, pek tabii olarak, Ko- misyonun işlerini kolaylaştırmağa aradı. Komisyonun çalışmasını en çok kolaylaştıran diğer bir unsur da C. H.P. nin hazırladığı cevap oldu. C. H.P. Araştırma Bürosunun, çok eski çalışmalara 1957 seçimlerinden iti- baren devam ettiği biliniyordu. Böy- le olunca C.H.P. nin, üstelik bir ikti- sadi ve sosyal açıdan Anayasa mü- esseselerini birbirleriyle ahenkli bir şekilde tanzim eden cevabı gerek fi- kir vermek, gerek müesseseler üze- . Komisyon üyeleri, bahse geldikçe evvelâ "C.H.P. ne de- miş?" diyorlar ve C.H.P. nin cevabı derhal yüksek sesle okunuyordu. Ne- tice şunu gösteriyordu ki Komisyo- nun çoğunluğu -ötekini hazırlayan- ların kafa yapısını taşıdıklarından ve akıl için yol bir olduğundan- hemen her bahiste C.H.P. nin cevabındaki esaslardan farklı şeyler " yordu. Tabii, teferruatta ti hissediliyordu. Fakat e- lerde mutabakat ekseri hâllerde tam- dı. Ağır giden tempo Bu kolaylaştırıcı unsurlara rağmen, doğrusu istenirse. Komisyon ken- disinden beklenen hızla Bunun sebebi, çalışma aksaklıktı. Komisyon üyeleri umumi heyet hâlinde Pazartesi, Çarşamba sw Cuma günleri bütün gün toplanı- yorlar, kesif bir şekilde canla baş- la çalışıyorlardı. Fakat, "Şu konuda ne düşünüyorsunuz ?" denip de her kesin o konudaki fikrini söylemesi pek müsbet bir çalışma tarzı değildi. Daha önceden çalışma dokümanları hazırlanmalı, muhtelif hâl şekiller bunlar kısaca incelen- Sonra nihai metin bir defa da- ha Kom isyonda görüşülürdü. Böyle yapılmayınca, ister istemez müzake- AKİS, 11 AĞUSTOS 1960 reler uzuyor ve sistemli olmaktan çı- kıyordu. Neticede bir takım sonuç- lara varılıyordu ama, bunlar da fikir- leri özetleyen Oo protokoller şeklinde imzalanıyor ve madde metinleri çok ere kaleme alınmıyor, bu iş sonra- ya bırakılıyordu. misyonun çalışma usülünde di- ger bir aksaklık da siyaset ve parlâ- mento hayatında hakikaten tecrübeli hiçbir üyesinin bulunmamasıydı. Ger- çi, siyaset ilmiyle yakınlıkları bakı- mından Prof. Savcı ve Prof. Tu- naya, geniş kültürü ve açık karihası bakımından Prof. Sarıca ile genç o- luşlarından son cereyanlara ve halka yakınlıkları bakımından Prof. Arsel ve Doç. Giritli bu bakımdan realist görüşler ileri sürmek ve çok faydalı olmak imkânını buluyorlardı. Fakat bu, yine de yeterli değildi. Nitekim, Komisyonun çok hürmete şayan da- ha yaşlı bir üyesi durumu kavradı ve siyasi partilerde yer alan bazı ilim adamlarının daha Komisyona üye tâ- yin'olunmalarını teklif etti. Ama, -her nedense- dinletemedi. Halbuki C.H.P. den bir Prof. Turhan Feyzioğlunun, bir Prof. Tahsin Bekir Baltanın ve C.K.M.P. den Prof. Ethem Mene- mencioğlunun Komisyona üye olarak cağınlmalan (Komisyonun tarafsız- lık vasfını bozmadıktan başka, çok daha iyi çalışmasını sağlardı. Bununla li Komisyon, geçen haftanın sonu irinci aksaklığı anladı ve derhal giderdi. Komisyon muhtelif meseleler İçin Tali Komite- ler kurdu ve bütün metni koordone etmek ve yazmak üzere de bir genel raportör tâyin etti. Genel raportör H. Naili Bileğin hakkı balı ANAYASA Medeni Hukuk Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu idi. sundaki Tali Komite Prof. ile Doç. Aksoydan müteşekkildi. Bu Komiteye ayrıca Ord. Prof. o Sulh Dönmezer ile Prof. Sahir Erman ile İktisadi Haklar Komitesi Prof. Savcı ile Prof. Tuna yadan, İdari Teşkilât ve Kamu Hiz- meti Komitesi Prof. Sarıca ile Doç. Giritliden, Yargı (oKuvveti Komitesi ise Prof. Arsel ile Doç. Aksoydan müteşekkil olacaktı. Anayasanın Gi- riş kısmım me almakla (Prof. Kubalı vazifelendirilmişti. Bu vazife taksiminden sonra işlerin çok daha çabuk yürüyeceği muhakkaktı. Ay- rıca, basın mensuplarının kendilerine ait kısımlarda fikirlerine müracaat edilmesi, başka konularda da deva- mı beklenen müsbet bir adımdı. Çalışmalar nerede Komisyon bugüne kadar oldukça mesafe almıştı. Ana hak ve hür- riyetler konusunda hemen hemen gö- rüşülmedik nokta kalmamıştı. Üye- lerin bu konuda anlaşmaları çok ko- lay oldu. Ana hak ve hürriyetler İm- kân nisbetinde teferruatlı şekilde tâ- rif edilecek ve aşılması imkânsız sı- nırları belirtilecekti. Fakat, meselâ toplantı hürriyeti ve seyahat hürriye- ti gibi sınırlarının o belirtilmesi çok güç konularda, Alman kazüistik usu- lüne bağlı bazı üyeler fazlasiyle te- ferruata giden ölçüleri (o Anayasaya yerleştirmek ( istiyorlardı. Gerçi bu, tamamiyle anlaşılabilir, iyiniyetli biri korunma duygusunun Oo neticesiydi. D.P. nin ifratları artık asla tekrar metni vesilesiyle yapılmamalıydı. Bunun gibi. dışarı ya seyahatlerde döviz müsaadeleri seyahat hürriyetinin yersiz bir sınır landırılması mıydı, değil miydi? Bun- ların Anayasa vesilesiyle münakaşası elbette ki imkânsızdı. Yine bunun g- bi, meskenin aranması veya bir şah sın üstünün veya evrakının aranma sı elbette ki hâkim karariyle olmalıya den kaçakçılığın (o takibine ve salgın hastalıkların önlenmesine varıncaya kadar hayâtın icablarının koyduğu bütün istisnaları oOAnayasada mağa elbette ki imkân bulunamazdı. Çünkü, bu istisnalar zamanın icabla rina göre değişebilirdi de.. Bunun için tek çâre, istisnaların ancak kanuni larla gösterilebileceği olabilirdi. Te lefon muhaverelerinin dinlenmesi ko 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: