İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Toprak Reformu İş sadece toprakta mı? Geçen haftanın ortasında, Başba- kanlığın, ir gazetelerde sıkan yanlar, Milli Birlik Komitesinin esas- olduğunu anlamakta, uğradılar Mesele neydi? Mesele, sâdece 3/4'ü 75 Gönümden küçük tarlalar üzerinde kuru Ziraat yapmağa çalı- şan çiftçi ailelerini diğerleriyle eşit toprak sahibi yapmak mıydı T Bili- nen bir şey varsa a takdirde elde edilebilecek tek sonuç, bazı Doğu ve bilhassa Güney - Doğu illerinde rast- lanan 80-40 köy sahibi Ortaçağ ka- lıntısı sayısı az toprak derebeyleri- nin içtimai nüfuzuna son vermek o- lurdu. Fakat ayni zamanda “ri edi- lecek bir diğer sonuç da, hiç şüphe- biraz güçlüğe çiftlikler dahil, elde mevcut arazi -topraksız çiftçilere değil de- sâdece az topraklı küçük çiftçilere dağıtıl- sa, o takdirde bile bunlar ancak 50 ser dönüm araziye, sahip olacaklardı ki bu kadarlık tarlalarda rasyonel zirai işletme yapmağa imkân yoktu. Üstelik, düzenli a bozul- ması istihsâli düşürec Hakikatte, dâva sosyal adalet açı- meşhur raporunda da belirtildiği gi- bi, Türkiyede artık ekilmemesi gere- mevcut ekilebilir araziyi de on yıl içinde hayli çorak- laştıracaktı. Öte yandan, Türkiye sanayileşmek için lüzumlu dövizleri, artan bir şekilde ihraç edeceği zirai mahsüllerden temin edecekti. Sana- olarak şehirlere aktarılacak köylü nüfus ile her yıl 963 hızla çoğalan genel nüfusun faz- lasını beslemek için gerekli gıda maddelerini de tarım sektörü temin edecekti. Çâre, zirai istihsâli arttır- aktı. Bunun için de tek yol büyük çiftliklerde bol gübreli ertan zi- raate geçmekti. Sanayileşme ile pa- ralel olarak köy nüfusu azaldıkça zi- AKİS, 17 AĞUSTOS 1960 raatteki makineleşme nisbeti de art- tırılmalıydı. Ancak, 1954'de erişilmiş makineleşme seviyesi muhafaza edil- va, tarlaların miras yüzünden hızla küçücük parçalara bölünmesiydi. Ay- rıca bu tarlalar ayrı ayrı yerlere ser- pilmiş olduklarından çiftçiler (o vakit- lerinin büyük kısmım bir tarladan ö- ürsüne gitmekle kaybediyorlardı. Bu durumda yapılacak tek şey, bir yandan Doğudaki toprak derebeyle- rinin çok geniş arazisini köylüye bol miktarda dağıtıp geri kalan kısım üzerinde de devlet çiftlikleri kur- mak, yurdun her tarafında aşırı de- recede bölünmüş özel mülkiyet altın- daki araziyi istihsâl (o kooperatifleri hâlinde birleştirmek, ve bunların işletmesini Devletin omurakabesi al- tına koymaktı. Bu arada, düzenli ö- -el çiftliklere, Toprak Kanununun ilk şeklinde derpiş edilen şartlar, isinde, dokunmak için bir sebep yo Tabii bu dâva bugünden yarma hâlledilecek dâvalardan değildi. Kü- çük tarlalar büyük istihsâl koopera- tifleri içinde NM . nel bü- yük işletme için lüzumsuz olan bir kısım zirai nüfus VE esasen gizli iş- sizlik halindedir- tamamiyle serbest kalacaktır. Serbest kalan bu nüfusu sanayi sahasında veya büyük bayın- dırlık işlerinde kullanabilmek gerek- mektedir. Bütün bunlar bir iktisadi kalkınma plânının geniş çerçevesi içinde ele alınacak dâvalardandır. Bu iş uzun vadeli bir iş olunca, kütlede mümkün tebe mukave yaratmasını sağlamak “için bölge BL ge gerçekleştirilmesinde (fayda var- dır. Reformun muvakkaten dışında kalacak bölgelerde ise, reform yapı- meni kadar tarla gayrimenkülleri- nin miras kaidelerini tâdil etmek, ki- isilik, ortakçılık ve ziraat işçiliği- nin şartlarım kanunla ıslah etmek ve en mühimi bu bölgelere sıra gelince reformun kolayca tatbikini sağlamak geçirilmesini ve Cavit Oral tâdilleri- nin Topra anunundan çıkartılma- sını beklemek için bir sebep değildir. Bütün bu meselelere geçen hafta içinde C.H.P. Genel Sekreteri İsmail Rüştü Aksal Şevket Raşit Hatiboğlu ile C.H.P. Araştırma Bür Müdür Yardımcı- sı Doğan Avcıoğlu yazıları ve demeç- r. tiboğlunun tarım reformunun larım tesbit edip ilerki sivil idareye bu sağlam temelleri devretmek üzere Tarım Bakanlığına getirilebilmesi için Geçici Anayasada, partililerin de Bakan olabileceğine dair bir tâdil ya- pılmasının oOdüşünüldüğü (o haberleri -sâdece ormanların büyük koruyucu- sunun bu kadar yıl sonra tekrar eski makamına oturacağına sevinen Or- mancıları değil- bütün ziraatçileri ve bütün memleket aydınlarım ümide ve sevince garketti.