İşler bozuluyor VW birkaç yıldan bert diktatörün keyfi kaçmıştı. İşler iyi gitmiyor- du. İkinci Dünya Harbinin demokra- siler- tarafından kazanılmış olması, diktatörlerin seri hâlinde yuvarlan- ması sonucunu doğurmuştu. Lâtin A- merikanın meşhur diktatörleri Pe- ron, Jimenez, ve Batista'yı sırayla mi- safir etmek Trujillo'nun tesanüt va- zifesi oluyordu. Fakat eski diktatör- ler Trujillo'nun emirlerine (o verdiği malikânelerde Dominik Milletinin Nikaragua yoksa ken- tlisinin' mi evvelâ devrileceğini düşü- nüp duruyordu. o Batista'nin devril- mesinden sonra Fidel Castro'hun hi- maye ettiği Dominikli sürgünlerden bir grup güney sahiline çıktı. Ordu bu komandoları kolaylıkla imha edi- verdi. Arkasından bizzat Caetro'nun adamlarından bir grup Hayti'ye gir- di ve sınıra doğru ilerlemeğe başladı. Fakat, Haytinin zenci 'köylüleri bu sakallı beyazlardan korktular ve bar- budos'lar kısa zamanda imha edildi. Bu durumda, Trujillo'nun muhalifleri memleketlerini bu hayduttan kurtar- manın tek çâresini onu öldürmekte buldular. Geçen 21 Ocakta yapılacak olan suikasdi Dominik polisi haber aldı. Yüzlerce evde yapılan arama- lar sonunda resmen -sâdece resmen- 23 kişi tevkif edildi. Hakikatte, en mutena kişiler dahil 2 bin kişi hapis- haneye gönderilmişti. Trujiİlo, bunun üzerine muhtelif tedbirler almağa karar verdi. Taraf- tarlarının, teşkil ettikleri komandolar Küba ve Venezüelâya tecavüz eder- ken, geçen 24 Haziranda, Venezüelâ Cumhurbaşkanı Betancourt'un yolu üzerinde yeşil bir 1054 model Olds- mobile patlayıverdi. Betancourt ha- fif yaralarla bu suikastten kurtuldu. Suikasdi tertipleyen adam Trujillo'- nun adamı Albay Abes Garcia'dan başkası değildi. Otomobilin içine 60 şar kiloluk iki bomba konmuş ve bombalar uzaktan radyo vasıtasiyle patlatılmıştı. Bunun reddedilmez de- lilleri Venezüelâ Hükümetinin eline geçince Caracas, Ciudad - Trujillo'yu Panameriken Barış Teşkilâtına şikâ- AKİS, 17 AĞUSTOS 1960 yet etti. Trujlllo öte yandan 3 milyon do- lar karşılığında, bir zamanlar istilâ edip 15 bin kişiyi, boğazladığı Hayti- trol hakkını sağladı. masraflar bütçenin 9025 inden 9650 sine (o çıkarılıyordu. Ancak iktisadi durum da kötüye doğru gitmeğe başlamıştı. £ Halk arasındaki (o hoş- nutsuzluk günden güne artıyordu. Klâsik demokrasi (o taraftarlarından sonra, Katolik Kilisesi de artık Tru- jillo'nun aleyhine dönmüştü. Geçen SI Ocakta bütün Kiliselerde okunan bir mektupta "Trujillo ailesinin, bu- gün pek çok Dominiklinin çektikleri- ni hiçbir zaman çekecek hâle düşme- iste- niyordu. Trujillo bunun üzerine Ka- tolik Kilisesiyle barışmak için türlü teşebbüslere girişti. (Hattâ Dışişleri Bakanım Papayla görüşmek üzere Vatikana kadar gönderdi. Bütün bu teşebbüsler boşa çıkınca, bu sefer de Cuidad - Trujillo'daki Papalık Bü- yükelçisi Monseryör Zanini'nin sınır dışı edilmesini talep etti. İşte, Dominikte son defa vuku bulan değişiklikler böylesine bir zemin üzerinde , yapılıyordu. Dik- acaba yolunun darağacı olduğunu görmüş ve mem- leketinin ciddi olarak demokratik 1s- lahata girmesini sağlamak için mi New York'a gitmeğe karar vermiş- ti? "Hayır Dağıtan" Generaller Ge- neralinin 1952 yılında da memleketi- nin Birleşmiş Milletlerdeki Daimi De- legeliğine tâyin edildiğini, ancak bu- nun sâdece o yilki Genel Kurul top- lantısına katılan Bakanlar seviyesin- deki Delegasyonun başkanlığıyla kal- dığım unutmak kaabil değildi. Tru- jillo, belki de Venezüelâ şikâyetini görüşmek üzere toplanacak olan Pa- nameriken Bakanlarının n merke- zi) Dominiki şiddetle ve ittifakla it- ham etmesini önlemek için manevra çevirmek peşinde'ydi. Ama belki de öteki diktatörlerin oâkibetine uğra- maktan hakikaten korkuyordu ve çe- kilmeği hakikaten istiyordu. Hangi ihtimalin doğru olduğunu anlamak birkaç ay içinde mümkün olacaktı. CEMİYET Suna Kan Evlilik mucizesi "Bir zamanlar "harika çocuk" ola- rak bilinen ve devletçe Fransaya gönderilen viyolonist Suna Kan, son zamanlarda müzikseverleri iyice ka- ramsarlığa düşürdü. Suna Kan ger- çekten memleketimizin yüzünü ak eden bir viyolonistti. Tahsil dönüşü hemen genç bir filmciyle evlenmesi, ciddi endişelere yol açmıştı. Genç yaşta ve büyük kabiliyetine rağmen müzik çalışmalarının aksaması İh- timâli bu endişenin baş sebebiydi. Ya-: pılan bütün telkinlere rağmen Suna- Kan bu evlenmeden vazgeçmemişti. Nişantaşındaki evinde, günlerini ev işiyle geçiren bu istidatlı im bir süre sonra anne de olunca, ondan a- detâ bütün ümitler kesilmişti. Ünlü viyolonist her ay aldığı dolgun maa- şa karşılık vermeğe mecbur olduğu konserlere katılıyor, bunun o dışında e yurt içi ne yurt dışı turnelere çı- kıyordu. Son günlerde Suna Kânın boşa- nacağı ve bundan sonra kendini sa- dece kemanına vereceği haberi, mü- zikseverlere adetâ rahat bir (nefes aldırdı D.P. İktidarı devrinde "rüesa-i dev- let'in en çok devam ettiği Anka- ranın lüks lokallerinden biri de Klüp 47 idi. Bu klübün Bulgar asıllı sahi- bi 27 Maysdan bir müddet sonra,