17 Ağustos 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

17 Ağustos 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER kanlığa ve o dairelerin gayretkeşli- gine verilebilirdi. Ama, kalandıran bu meselede Bakanın ma- lâm Basın Kanunuyla gazeteci teh- didinin ne affedilir, ne de unutulur tarafı vardı. Üstelik, Antidemokratik kanunları tesbit eden komisyon işini bir aydan az zamanda bitirip rapo- runu Adalet Bakanlığına verdiği halde hâlâ bir tek antidemokratik kanunun yerinden kıpırdatılmamış olması Gözübüyükün aleyhinde bir havanın doğmasına yol açmıştı. Bir antipatinin sebebi.. İşte başkentte işler, belirli kişilerin çelmeleri ve türlü güçlükler ara- sında böylece tıkır tıkır (o yürürken, Mili Birlik Komitesi üyeleri başın- dan beri çözemedikleri bir bilmeceyi geçen haftanın içinde ohâllettiler ve bilmecedeki kutunun son hanesini de doldurduktan sonra kahkahayı bas- tlar. Halli gereken ve hakikaten bir türlü inanamadıklan mesele sakıt Cumhurbaşkanının askerlere ve as- kerliğe olan korkunç antipatisiydi. Harp Okulunu imha plânının bu dâhi müellifinin geride bıraktığımız hafta, askerlikle oyakından veya uzaktan hiç bir ilgisi olmadığı anlaşılınca Ko- mite üyeleri şaka da olsa kendi ken- dilerine şunları söylemekten geri kalmadılar: "— Tevekkeli adamcağız, asker- liği Ee aklına (okoymamış!" Hik Mili Birlik Komitesi Sekreterliğinin masasına, Üzerinde kırmızı harflerle yazılı "ÇOK GİZLİ- DİR" ibaresi bulunan bir zarfın ge- Ki başladı. Zarfın üzerinde 4 Ağustos 1960 tarihi vardı. Komitenin 14 Temmuz 1960 tarihli yazsına ce- vaptı. Zarfın içindeki kâğıdın. sol üst köşesinde "konu" kanı Celâl Bayarın askerlik durumu hakkında" ibaresi bulunuyordu. Aşa- gıda işin tafsilâtı (o anlatılmaktaydı. Verilen bilgiye göre 1299 doğumlu, Abdullah oğlu Celâl Bayarın Gemlik askerlik şubesinde kaydı omevcuttu. Ancak askerliğini yaptığına dair bir kayda rastlanmamıştı! Ayrıca 1926 - 27 yılının kayıtları arasında Bayarın yakın arkadaşlarının muhtelif tarih- lerde askerlik yaptıklarına ve çeşit- li cephelerde çarpıştıklarına dair ka- yıtlara rastlanmıştı. Ama sakıt Cum- hurbaşkanı hakkında bu dosyalarda da bir şey yoktu. Gelen cevapta son alarak şöyle bir madde bulunmak- taydı "Her ne kadaı bu kişinin 18 Tem- muz 1339 tarihinde yayınlanan 868 sayılı af kanunundan istifade ederek kendi doğumlularıyla birlikte ihtiya- ta geçirilmesi gerekirse de şube ka- yıtlarında böyle bir omeşruhata da rastlanmamıştır”. . baktı. Adam şaşırmıştı. cevap, sakıt Cumhurbaşkanı- nın askerlik yapmadığını açıkça an- latıyordu. Tahkikat Mili Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetleri Kuman- danlığı kanalıyla (oyapılmış ve Milli Birlik Komitesine bildirilmişti. * Politikacılar Kahkahalı cevap Geçen haftanın ortasında bir gün babacan tavırlı bir General, etra- fındakilerin alışık olduğu meşhur kahkahalarının denilebilir ki en şid- detlisini attı. Sonra, başım hafifçe eğerek karşısında duran genç adama Sorduğu bir suale böylesine gülen adam hiç gör- memişti. Orta boylu, saçları hafifçe dökük, mütebessim çehreli genç ada- mın adı Edwin Roth'du. Bir İngiliz gazetecisiydi. Babacan tavırlı Gene- rale sorduğu sual ise "Türkiyede bir Nasır olmak niyetinde misiniz?" idi. General Gürsel hakikaten genç gazetecinin bu sualine karşı şimdiye kadar rastlanılmıyan bir kahkaha salıvermişti. Hâdise, Florya yazlık dinlenme evlerinin bir zamanlar Ke- mal Aygün e işgal edilenin- de cereyan ediyord Devlet ve iii Başkanı Ce- mal Gürselin geride bıraktığımız haftası deniz, gazeteciler VS dostları arasında geçti. Gürsel İstanbulda bulunduğu müddetçe yorgun baş- kent günlerinin acısını çıkarırcası- na denize girdi ve bol bol yüzdü. Gürselin denize girişi başlı başına bir âlem oluyordu. Babacan General alışmadığı bir insan halkasından, ne yaparsa yapsın kurtulamıyor, deni- ze ayağını atar atmaz etrafım sa- ranlardan elaman diyordu. Buna rağ- men Gürselin yüzündeki tebessüm kaybolmadı. Hele foto muhabirlerin- den çektiği görülmeğe değerdi. Gerçi bu kadar resminin çekilmesine Dev- let ve Hükümet Başkanının bir türlü sine, onları reddetmesine mâni olu- yordu Geçen haftanın sonunda Pazar günü,. Floryada saat 10 da denize girmeyi deneyen Devlet ve Hükümet Başkanı daha adımını atar atmaz etrafının bir çok İstanbullu. tarafın- dan sarıldığım gördü. Bir İki kulaç . Etrafındakiler de onunla bera- ber Marmarayı kulaçladılar. Gürsel yanındakilerden kurtulamıyacağını anladı ve teslim Oldu. Bir saate ya- kın denizde kaldı. Bu, denizde kal- aba Gürsel öğleden sonra denize girebilirim ber a etmek üzere eve gir Saat 15 de elsa deniz banyosu almağa niyetlenen General yanıldığı- nı bir kere daha anladı. Bu kere etra- fını saran kalabalık, sabahkinden de istirahat fazlaydı. General İstanbullularla şa- kalaştı. Doğrusu istenirse etrafında- kilerin sevgi tezahürleri oOGürseli memnun ediyor ve deniz banyosunun Gürsel serinliyor Sıcağı da yeniyor, AKİS, 17 AĞUSTOS 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: