6 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

6 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kamu teşebbüsü karsısında özel te- şebbüsü eşit duruma getirmek bakı- mından da faydalı olacaktı. Liberalizm sökmez Fakat, ani incelenmesi gereken ko- -- başka bir konudur. Bilhassa mensucat sanayiinde büyük fabrika- ların kapanması veya işçi çıkarmala- rı ve kapasite altında çalışmaları ne- den ileri gelmektedir? Talep haki- katen azalmış mıdır? Yoksa, sanayi- ciler fiyatları yüksek, ücretleri dü- şük tutmak ve böylelikle kar marj- larını muhafaza etmek için mi, fi- düşürmek suretiyle (talebi arttırmak mümkün olsa bile, bu yol- da hareket etmektedirler? Normal işletmecilik için lüzumlu nakdi ser- mayeyi elde bulundurmamak va kre- diyi tercih etmek yüzünden mi sana- yiciler işsizliği arttıran bir yola gir- mişlerdir? OECE Genel Sekreter Yardımcısı Mr. Cahan'ın geçen yıl Ankarada, Türkiyede özel teşebbü- sün hayli kötü işletmecilik gelenek- leri içinde olduğunu söylediği de u- nutulmamalı ve bu sözün altında ya- tan hakikat bir kere daha gözden ge- çirilmelidir. uhakkak olan bir şey varsa, kabahati D. P. 'nin enflâsyoncu poli- tikasının mensucat sanayiinde lüzum- suz lüks istihlâk kapasitesi yarat- mış olmasına atıp işi geçiştirmek mümkün değildir. Hiç şüphesiz, bu iddia çok doğrudur. Mensucat istih- laki bilhassa lüks mensucat istihlaki, Türkiye gibi gelişmemiş bir memle- ketin kaldırabileceğinin çok üstünde enflâsyonist fiyat ve gelir artışların- dan teşvik görmüştür. Fakat, artık olan olmuştur. Bu fazla kapasite mevcuttur. Şimdi yapılacak şey, bu fazla kapasiteyi kullanmamak değil, yi arttırmak bu maksat için yeterli olmayabilir. Bundan başka, hele memleketin sanal ölçüleri bakımından lüks sayı- labilecek omensucat istihsâlimizin memlekette istihlâk edilmesini önle- mek lâzımdır. Lüks istihlak her nevi tasarruf ve binaenaleyh yatırım kay- naklarını kurutur. Bir yandan, dışar- dan lüks istihlâk mallarının ithâlini önlemek -ve hattâ kitap ithâlini bi- le lüks saymak-; öta yandan ise, bu yılki rekolteden ellerine, geçen yıla göre, fazla para geçecek olan köylü- lerin bu malları istihlâk etmelerini beklemek, gelişmemiş bir memleke- tin kalkınmasının icablarına asla uy- gun değildir. Yapılacak tek şey, bu sahada tesis edilmiş olan kapasite- yi ihracatta kullanmak, özel teşeb- büsü icabında buna mecbur etmek AKİS, 6 TEMMUZ 1960 ve bunun için de derhâl ihracat piya- salarının etüdüne girişmektir. Kre- di politikasının ise, bu maksat için yeterli olmayacağı şüphesizdir. Asıl yapılacak şeylerden biri, tam kapasi- teyle çalışmayan mensucat fabrika- larını derhâl devlet denetlemesi al- tına almaktır. Her fabrika, her özel yatırım, aslında toplumun kollektif çalışması sayesinde elde edilen bir varlıktır. Eğer bu memleket köylüsü- nün binbir alınteri pahasına dışarıya ihraç ettiği mahsüller olmasa, hiçbir özel teşebbüs sahibinin gereken dö- vizi bulup fabrika kurmasına imkân yoktur. Sadece bunu düşünmek bile, devletin toplum adına hele içinde bu- lunduğumuz böyle bir buhranlı de- virde kapasite altında çalışan va işçi çıkaran teşebbüsleri neden kontrolü altına alması gerektiğini anlamağa yeter. Devlet bu alanda ne yapabilir? Mensucat fabrikaları için derhâl makül ve normal kâr marjları tes- bit edilir. Devlet bu kâr marjlarının altında çalışan işletmelere, hiçbir kusurları yoksa gereken sübvansiyo- nu verir. Bu sayede, bir yandan işçi çıkartılması önlenir, bir yandan da büyük kütle dahilde ucuz fiyatlı - lüks değil- harcıâlem istihlâk malları bulur. Ayrıca ihracat imkânlarımız da arttırılmış olur. Herhalde, geliş- memiş bir memlekette mail istikrar mülahazaları asla, işletmelerin işçi çıkarmalarını ve kapasite altında ça- lışmalarını mazur gösterecek bir ba- hane teşkil edemez. İşsizlik konusu- nu da etüd edeceğini bildiren Bakan- lar Kurulunun, -ihtiyarlık sigortası primlerinin bir kısmını oraya aktar- mak suretiyle- ilk elde mahdut bir iş- sizlik sigortan tesis ederken, düşü- neceği noktalardan biri de, hiç şüp- hesiz, bu olmalıdır. Milli korunma kanunu “Bütün bu problemler Milli Korunma kanunu konusunu da yeniden ak- tüel hâle getirmiştir. Gerçi özel te- şebbüsün fiyat kontrolleri olmaksı- zın çalışması -eğer bu çalışma içti- mâi fayda esasına da uygun düşüyor- sa- şüphesiz tercih edilmelidir. Fa- kat, buna her zaman imkân olmadığını ve bilhassa gelişmemiş memleketlerde piyasa mekanizması- JİNEKOLOG - OPERATÖR Dr. NİHAL SİLİER Kadın Hastalıkları - Doğum Mütehassısı Muayenehane : Samanpazarı Billur Han, Kat 2, No. 32 Tel: 19031 IKTISADI VE MALI SAHADA na fiziki devlet müdahalelerinin za- ruri olduğu, son işsizlik kriziyle bir kere daha ortaya çıkmıştır. Gerçi, Hükümeti muayyen fiyat kontrolle- rini tatbike illâki zorlayan bir kanu- nun kaldırılmasında fayda (vardır. Fakat, hükümetin iktisadi hayata icabında gereken müdahaleleri -dikta- tör yetkileri vermeksizin- zamanın- da yapabilmesini sağlayacak bir İk- tisadi Tedbirler Kanununa her za- mandan fazla ihtiyaç olduğu da âşi- kârdır. Kiralar ve gecekondular Neo-liberal Ticaret Bakanı bu de- mecini verdiği günlerde, Milli Bir- lik Komitesinde de, kiraların dar ge- lirlilerin ihtiyaçlarına uyacak bir tarzda tekrar tanzimi meselesi ba- his konusu idi. Bu, Komitenin ne ka- dar sosyal görüşlü olduğunu göste- ren işaretlerden bilidir. Fakat, öte yandan, İstanbul Vali- liği bir tebliğ yayınlıyor ve 27 Mayıs 1960'a kadar inşa edilmiş olan gece- konduların yıktırılmayacağını, sonra yapılanların yıktırılacağını bildiri- yordu. Tapulu arazi üzerine yapılan gecekondular hakkında iki taraf ara- sında bir anlaşma olmazsa, tapu sa- hibinin mahkemeye müracaat hak- ki da tabiiydi, Bu tebliği okuyan ve memleketin mesken 'problemi üzerinde fikir sa- hibi olan insanların da biraz hayrete düşmemesi kaabil değildir. Geçici bir idarenin mesken davasını kökünden halletmesi elbette ki kaabil değildir. Fakat herhalde şu yapılabilir: Dev- lete va sair âmme hükmi şahıslarına ait araziden büyük bir parça ayrılır ve burada gecekondu yapılmasının serbest olduğu . bildirilir. Aksi hal- de, hiçbir yasağın gecekondu yapıl- masını durduramayacağı (o bilinmeli- dir. Her yıkılan gecekondu ise hoşnut- suzluk doğuracaktır ve bu hoşnutsuz- luğun doğmaması hele şu sırada memleketin ve İnkılâbın yüksek men- faatleri icabıdır. Başkasının arazisi üzerinde yapılmış gecekondular için arazi istimlâki elbette ki geçici bir idare devrinde bahis konusu olamaz, Bunun gibi, sahibinin hakkı- nın inkâr edilmesi de mümkün de- ğildir. Bu sebeble, tapulu arazi üze- rinde gecekondu inşa etmiş olanlara, davayı kaybettikleri takdirde, dev- lette kendilerine gösterecegi yere ge- cekondularını nakletmek için -uzun- ca- bir mühlet verilmeli ve hattâ bu gibilere küçük kredi yardımları da yapılmalıdır. Böyle bir çare iyi ve makül bir geçici çare teşkil edebilir.. Ümitler yine Mili Birlik Komite- sindedir. Kaynağım (milliyetçilikten alan sosyal görüş orada bu konuya da hiç şüphesiz hakim olacaktır. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: