Sistemi Aranırken 1957 Seçimleri: Seçmen sayısı: 12.077.413 İştirak Reyini kullanan: 9.230.814 İştirak Partiler Reyler U.rey nisbeti D. P. 4.403.190 2 47,70 C.H. P. 3.768.043 2 40,82 C.M.P. 668.295 & 7,19 H. P. 806.419 © 3.86 Bağımasız 39.867 2e Şimdi bu tabloyu tetkik edecek, olursak ekseriyet sisteminin ada- letsizliği bariz olarak bir kere da- ha belirtmekte ve yukarıda işaret etmiş olduğumuz siyasi huzursuzlu- gun menşei ve sebebi açık olarak ortaya çıkmaktadır. Bu seçimlerde muhalefet grubu, seçimlere katılan 9.230.814 vatan- daşın kullandıkları muteber reyle- rin 4.824.624 ünü elde etmiş olma- sına rağmen 610 temsilciden teşek- kül eden Parlâmentoda ancak 186 yer elde edebilmiştir. Halbuki bu reyleri ve ekseriyet usulü ile seçil- miş olan milletvekili sayısın- nisbe- te vuracak olursak, partilerin mem- leket içerisindeki kuvvetleri ile mü- tenasip derecede parlâmentoda tem- sil edilmemiş olduklarını tesbit e- deriz. Demokrat Parti 4.403.190 reyle, yani kullanılan muteber reylerin 2e 47,70 i ile 424 temsilci, yani par- lâmento bütününün 90 69,50 ini temin etmektedir. Bana mukabil bütün muhalefet, temin etmiş oldu- ğu 4.827.624 reyle, yani kullanılan muteber reylerin 90 52,30'u ile, an- cak 186 temsilci, yani parlâmento bütününün sadece 9 30,50'sini kazanabilmektedir. Demek oluyor ki ekseriyet sis- temi ile rey bakımından Demokrat Parti ekalliyette kalmasına, vatan- daş çoğunluğunca tasvip edilme- mesine rağmen, parlâmentoya câli ve kâzip bir çoğunlukla gelebilmek- tedir. Böylece, temel ve mesnedi bir ekalliyet olan iktidar ortaya çıkmaktadır. Nasıl olmalı? Bir kere ekseriyet sisteminin bu aksaklığını tesbit ettikten ve memleketin bu sistemin neticele- rinden çektiğini belirttikten son- AKİS, 6 TEMMUZ 1960 etmeyen : 2.846.599 Nisbet:9521,94 nisbeti : YO 78,06 Milletvekili adedi M. & nisbeti 424 2 69,50 178 90 29,18 4 o 0,66 4 & 0,66 0,48 — ra, İkinci Cumhuriyet Parlâmento- sunu meydana, getirecek ve nisbi temsile müstenit seçim kanunu ve sistemi hakkında bir ışık kendili- ğinden belirmektedir. Nisbi temsil kabul edilirken, memleket gerçekleri göz önünde bu- lundurulmalıdır. Bu bakımdan seç- men vatandaşın alışmış olduğu se- çim usullerinde radikal bir değiş- tirmeye gidilmemelidir. 1946 dan bu yana memleketimizdeki seçmen vatandaşın alıştığı ve benimsediği bir usul vardır: liste Sistemi. Bu usule göre seçmen vatandaş, lehi- ne reyini kullanmak istediği parti listesini oy sandığına atmaktadır. 1957 seçim kanununda yapılan bir değişiklik hariç tutulacak olursa 1946,1950 ve 1954 seçimlerinde rey sahibi vatandaş, arzu ettiği takdir- de, seçim bölgesinde aday gösteri- lenlerden beğenmediklerini listesin- den Bilebilmekte ve onun yerine di- lediğini yazabilmektedir. Şu halde tesbit edilen bir nokta vardır ki, o da üste usulünün terk edilmemesi ve seçmenlere karma liste yapabil- me hakkının tanınmasıdır. Şimdi bir kere bu nokta tesbit edildikten sonra hal edilmesi gerek- li mesela şudur : Bu esasa müste- nit nisbi temsil nasıl gerçekleşebi- lir? Önce şu hususa işaret edelim ki, liste usulü ile da nisbi temsile git- mek mümkündür. Seçim bölgesinin gene vilâyetler asası üzerine ola- cağını düşünecek olursak seçmen vatandaşın karşısına partiler bi- rer liste ile çıkacaklardır. Fakat, seçmenleri bu listelerle bağlama- mak için, tercih ettikleri adayları bir sıraya tâbi tutmaları yoluna git- mek mümkün olduğu gibi (Devre- dilen oy usulü), listedeki adaylar- Dr. Cemal AYGEN dan bazılarım silmek ve yerlerine başkalarım yazmak şekli da düşü- nülebilir. Ancak memleketimiz o bakımın- dan üzerinde bilhassa durulması i- cap eden nokta, her zaman söylene- gelmekte olan nisbi temsilin başlı- ca iki mahzurunu bertaraf etmek- tir. Bunlardan birincisi, nisbi tem- silin parti sayısını çoğaltacağı ve ikincisi de istikrarlı bir hükümet teşkil etmek imkânının zayıflaya- cağı endişeleridir. Bu tehlike ve tenkitlerden birin- cisinin, yani nisbi temsilin parti sa- yışım arttıracağı düşüncesinde, memleketimiz bakımından endişe payı azdir. Zira nisbi temsilin parti sayısını artırabilmesi için bar şey- den evvel teşkilâtlanmış menfaat gruplarının ve çeşitli fikir cereyan- larının mevcudiyeti şarttır. Halbu- ki memleketimizde, Zonguldak gibi bazı işçi bölgeleri hariç tutulursa teşkilâtlanmış gruplara rastlamak mümkün değildir. Diğer taraftan Parlâmentoda temsil kabiliyeti ola- cak derecede kuvvetli fikir cere- yanlarına da bizde rastlanmaz. Hal böyle olunca, nisbi temsilin bn mah- zuru, memleketin bünyesi icabı or- tadan kalkmakta veya hiç değilse tehlikesini hissettirmeyecek kadar azalmaktadır. Vaziyet böyle olunca, hükümet kurmak için parlâmento içinde mü- tecanis bir ekseriyetin temin edil- mesi meselesi kalmaktadır. Kaldı ki parti sayısının gelişi güzel çoğal- masını önleyecek tedbirlerin de alın- ması ve meselâ, muayyen bir de- recede rey toplayamamış olan par- tilerin biç milletvekili çıkaramama- ları da akla gelen tedbirlerden bi- ridir. Bu gibi küçük partilere, Be- lediye ve İl Genel Meclisi seçimle- rinde tesbit edilecek muayyen bir yüzdeden aşağı rey aldıkları tak- dirde, milletvekili seçimlerine işti- rak hakkının verilmemesi de arzu edilen neticeyi temin edecektir. Böy- lece, mahalli kademede halkın ida- reye iştiraki ön plâna alınmış olur ve bunun da vatandaşın siyasi alan- daki yetişmesindeki rolü ve ehem- miyeti inkar edilemez. Bu usuller başka yerlerde tatbik sahası bul- UŞtuUr,