YURTTA üzerinde uzun mü- nakaşalar yapıldı. Birinci günkü top- lantı tam altı sa- at sürdü. Komite- nin toplantısı bit- ye- lerden birçoğunun isimleri tesbit e- dimişti. Nitekim aynı gün Radyoe- vinde bir basın toplantısı (oyapan Basın Yaym U- gün sonra açıkla- nacağını, kendisi- ne sorulan bir su- âle cevap olarak ifade etti. Kurulun teşkili için yapılan mü- rece hararetli olu- yordu. Ancak bu, fikir o ayrılıkların- dan ziyade hassa- siyetin verdiği bir hararetti. Zira Mil li Birlik Komitesi üyelerince o topla- nan bilgi hakika- ten son derece ge- niş, son derece sıhhatliydi. Komi- te üyeleri doğrusu iyi birer detektif yeliğine o seçilme- mek için kafi ge- liyordu. İkinci günün so- nunda otuz kişilik Kurul ve bir de Başkan seçilmişti. Radyoya gönderi- len bülten, Yüksek Soruşturma Kuru- lu üyelerini bü- tün yurda duyur- du. Yüksek Soruş- turma Kurulu Başkanlığına Yargıtay 6. Ceza Dairesi Başkanı Celâlettin Kurelman getirilmişti. Üyeler arasın- da Yargıtaydan 8, Danış taydan 3 kişi 12 OLUP BİTENLER Milli Birlik Komitesi 29 ve 30 Ha- yaptığı iki toplantıda münhasıran bu iş üzerinde durdu. A- daylar birer birer incelendi. bulunuyordu. Ayrıca 7 yargıç subay, 2 yargıç, 5 savcı, 3 de hesap uzmanı Kurula dahil edilmişti. Milli Birlik Komitesi üyelerini o daydı. Herbiri Prof. Onarın Demeci Anayasa Komisyonu Başkanı Ord. Prof, Dr. Sıddık Sami Onar bu haftanın başındaki gün AKİS'in İstanbul muha- birine komisyonun çalışmaları mevzuunda aşağıdaki bilgiyi vermiştir. Çalışmalarımız ilerliyor. Bütün esasları gözden geçirmiş bulunuyo- ruz. Bu arada yeni Anayasamızın ana hatlarını ve sistemini tesbit et- tikten sonra yasama yetkisi ve bu yetkiyi haiz olan B.M.M. üzerinde durduk. İki Meclis sistemi prensip itibariyle kabul edildi. Bu meclislerin teşekkül tarzı, seçmenlerde ve seçilecek üyelerde aranılacak vasıflar üzerinde de görüşlerimizi tesbit etmiş bulunuyoruz. İki Meclis arasındaki karşılıklı münasebetler ve yetkileri de müza- kere ettik. Bu suretle Anayasanın ve bilhassa 2. Cumhuriyetin Anaya- sasının en mühim mevzuu bütün teferruatı ile işlenmiş bulunuyor. Gö- rüşmelerimizin esaslı noktalarından biri, devletin iktisadi hayatında nâzım rolünü oynayacak bir organı ve teşkilâtı vücuda getirmektir. İk- tisadi Devlet Teşekküllerini kendi gaye ve maksatlarından uzaklaştı- ran, siyasi maksatlara nn. etmek isteyenlere bu fırsatı vermemek için gerekli hükümleri koyacağ, Bu mevzu ile bilhassa İktisat Fakültemiz ehemmiyetle meşgul ol- . makta ve bize yardım etmektedir. Ferdi haklarla Sosyal hakların ko- runması ve muvazeneli bir hale getirilmesi için de gerekli hükümler hazırlanmaktadır. Seçim hususunda B.M.M. nin seçmenlerini genç bir yaşa, on sekize indirmeyi, ikinci mecliste ise daha yüksek bir yaşı -22 ilâ 25- esas tut- mayı düşünüyoruz. Bu arada askeri şahıslara da seçim hakkı tanınma- sı teklif edilecektir. Eski Anayasa ile 2. Cumhuriyet Anayasası arasındaki en esaslı sistem farkı, eski Anayasanın İstiklâl Harbindekl şartların icabı olarak tek kuvvet ve tek meclis esasına dayanmasına mukabil, bugün hazır- lanmakta olan Anayasamızın kuvvetler muvazenesine istinad etmesidir. Tecrübeler göstermiştir ki İstiklâl Harbindeki fevkalâde haller ve icap- lar kalktıktan sonra tek kuvvet ve tek meclis esasına dayanan Anayasa, parti ve parti liderlerinin tahakkümüne müncer olmaktadır. Komisyonumuz 28 Mayısta vazifeye çağırıldı. İlk iş olarak İnkılâ- bın içtimai ve hukuki esaslarını ve meşruiyetini belirten beyannameyi hazırlıyarak Milf Birlik Komitesine verdik. Bundan sonra Komisyon umumi heyet halinde yukarda zikrettiğim esasları tesbit etti. Bir kısım arkadaşlarımız Anayasa ile alâkalı bazı hususlar üzerinde çalışmak için Ankarada kaldılar. İmkân buldukça da İstanbula geldiler. Fakat umumi heyet toplanmadığı zamanlarda da tâli komisyonlar bir taraftan başka memleketlerin Anayasalarım tarıyarak vesikalar topladılar ve bunla- rın prensiplerini formüle ettiler. Bu surette komisyonumuz bazı üyele- rini komisyon dışı vazifelendirmiş olmasına, ayrıca dışardakl meşguü- yetlerimize rağmen -Cenaze Merasimi, Üniversitenin açılışı gibi- 28 Ma- yıstan bu yana mesaisine aralıksız devam etmiştir. Açtığımız ankete gelen cevaplar altmışı aşmıştır. Bu arada anke- timizi gayet açık ve esaslı bir surette cevaplandırmış olan derginize teşekkürü bir vazife sayıyorum. Çalışmalarımızı Temmuz sonuna kadar neticelendirmeğe ve ilk projeyi Milli Birlik Komitesine teslime gayret ediyoruz. Buna da mu- vaffak olacağımızı zannediyorum. gün Meclisten çıkarken görenler ü- (nek adam zerlerinden üyük bir yükü atmış insanların rahatlığıyla hareket et- tiklerini müşahadeden geri kalmadı- o dir. tesirinden kurtulamadı rak hukukçuluğu seçmesi bu yüzden lar. General Gürsel de aynı durum- Meclisin kapısından çıkınca kendisine alkış tutanları tebessümle karşıladı ve belki de bu yüzden "ta- zahürisflere kız- madı. Otomobiline bakanlık Müsteşa- rı Alpaslan Tür- keş, Gürselin he- me arkasından çıktı. Koltuğunun altında Yüksek So ruşturma Üyeleriyle alâkalı kabarık bir dosya bulunuyordu. oOO- tomobiline ve dağılmak üze- re olan kalabalı- ğı ikiye yararak Meclisin önünden uzaklaştı Bir hukukçu İşte haftanın so- nundaki gün An- karalı gazetecile- rin Yargıtay bina- sı önüne toplanma» larının sebebi buy- du. Bütün Türki- ye bir Celâlettin Kurelmandan bah- sediyordu. Bu Ce- lâlettin Kurelman bir gece evvel bu- lunamamış, resmi dahi çekilememiş- ti. Düşüklerin dos- yalarını (o hazırla- yacak heyetin ba- şına getirilen zat kimdi, kimin ne- siydi, tabiatı na- sıldı, zevkleri ney- di? Umumi efkar bu suallerin ceva- bını merak ediyor- du. Celâlettin Kurel- man 1906 yılında İstanbulun semtinde son derece çalışkan bir Oo hukukçuydu. Küçük Celâlettin çok sevdiği ve ha- yatı boyunca "Ör- " kabul ettiği Asım beyin Meslek ola- AKİS, 6 TEMMUZ 1960