YURTTA OLUP BİTENLER Inkılap Ak koyun, kara koyun (Kapaktaki Hakim) Geçen haftanın sonlarında bir gün kızgın Temmuz güneşi Ankaranın Emek mahallesindeki bahçe ortasına kurulmuş küçük ve mütevazi bir e- vin sokağa bakan pencerelerinden içeri yeni yeni girerken saçları kısa kesilmiş, sıhhatli, iri yapılı bir adam işine gitmek üzere (o hazırlanıyordu. Her zamanki gibi erkenden kalkmış- tı. Ağır ağır giyindi. Yatak odasın- dan çıkarak annesinin hazırladığı kahvaltı masasının başına oturdu. Neşeyle kahvaltısını yaptı, çayını içti, annesi ve kızkardeşine veda ede- rek dairesine doğru yola koyuldu. Bu sıralarda saat 7.30 u gösteriyor- du. Saçları kesili adam Bakanlıklar durağında otobüsten indiğinde o ci- varda oturan memurlar islerine git- mek üzere henüz evlerinden çıkıyor- lardı. Adam dinç ve sıhhatli adımlar- la köşe başındaki gazete bayiine yü- rüdü. Sarı bir yirmibeşlik verip bir Ulus gazetesi aldı. Gazetenin o baş- lıklarına söyle bir göz attı. Niyeti mesai saati başlayıncaya kadar gü- nün haberlerini okumaktı. Gazetenin manşetinde iri harflerle "Yüksek So- ruşturma Kurulu açıklandı" ibaresi vardı. Adam ikinci başlığı da şöyle bir gözden geçirdi. Üçüncü başlığa inecekti ki birden duraladı. İkinci başlığı tekrar okudu. Çerçeve içinde. siyah etli harflerle birincisine naza- ran daha küçük ikinci başlıkta ada- mın alâkasını ziyadesiyle çeken bir isim vardı: Celâlettin Kurelman! İ- sim adamın alâkasını çekiyordu, zi- ra kısa saçlı bu erkenci memur Ce- lâlettin Kurelmanın tâ kendisiydi. Kurelman daha fazla oyalanma- dan çalışmakta olduğu Yargıtay bi- nasına doğru acele adımlarla yürü- dü. Yargıtayın önüne geldiğinde şa- yet iki dakika evvel gazeteden duru- mu öğrenmemiş olsaydı muhakkak ki çok daha fazla şaşıracaktı. Doğru- su Yargıtay 6. Ceza Dairesi Başkanı, bu erkenci memur, böyle şeylere alı- şık değildi. Patlayan flâşlar oKurel- man şaşırttı. Gazetelerin orada bek- leşen foto muhabirleri (oKurelmanın etrafını aldılar ve poz poz resmini me- li sıkıntılı dakikalar geçirdi. Yargı- taydaki 6. Ceza dairesinin bulunduğu kısma geldiği zaman boncuk boncuk terlemişti. Ama yüzünde mesut bir tebessüm vardı. Ceza Dairesindeki 10 Adalet Bakanı Kurelmanı tebrik ediyor Yerine yakışan adam diğer erkenciler, Başkanlarının bu telâş ve heyecanım biraz yadırgadı- lar. Zira Yüksek Soruşturma Kurulu bir akşam evvel radyoda açıklanmış- ta. Ne var ki o gece Kurelmanların erkenden yatmaları bu haberi duy- malarına engel teşkil etmişti. Üste- lik Celâlettin Kurelmanın, bu işin ba- -ına getirileceği aklının köşesinden geçmediği gibi bununla ilgili herhan- gi bir işarete de rastlamamıştı. Eleğin üzerindekiler. Hakikaten geçen hafta zihinleri kurcalayan ve hemen hemen kesin konuştuğu en mühim mevzu Yüksek Soruşturma Kurulunun kim- lerden teşekkül edeceğiydi. Otuz kişi ve bir de başkandan ibaret olacak Kurul üyelerini oöğrenmeğe çalışan pek çok meraklı vatandaş vardı. Va- tandaşların bir kısmı Kurulu hakika- ten samimiyetle merak ediyor ve bu ağır mesuliyeti yüklenecek şahısları tanımak istiyordu. Ama bazı kimse- lerin merakı bir başka cephedendi. Sabıkların memlekete miras bırak- tıkları "rüşvet ve kayırma" düşün- cesi bunları ümide kaptırıyor, Yük- sek Soruşturma Kumlu üyelerine şu veya bu şekilde tesir edilebileceğini zannediyorlardı. Ee, bunun için de evvelâ isimleri öğrenmek lazımdı. Hele İstanbuldan başkente geçen hafta içinde gelen söylentiler yürek- ler açısıydı. Ortaya astronomik ra- kamlar atılmaktaydı. "Batistanın Zenginleri" paranın kendilerini kur- tarabileceğini halâ ciddiyetle ümit ediyorlardı, Bütün bunlar Milli Birlik Komi- tesi üyelerinin da kulağına gelmişti. Komite üyeleri duyduklarından endi- şelenmediler. Hatta hazırlıkları nor- mal bularak mantığın bunu icap et- tirdiğini birbirlerine gülerek söyledi- ler. Komite üyelerini endişelendiren nokta başkaydı. o Seçilecek otuzbir kişinin son derece ince elenip sık do- kunması ve omuzlarına büyük mesu- liyet yüklenecek bu kimselerin haki- katen vazifeyi kusursuz başarabile- cek liyakatte olması gerekmekteydi. Bu bakımdan Milli Birlik Komitesi üyeleri geçen hafta içinde zor, fakat mühim bir işin içinden çıkmak için büyük bir gayret sarfettiler. Hükü- met tarafından kendilerine verilen ve yüz kişinin ismini ihtiva eden lis- tenin de dışına çıkarak seçimi geniş bir kadro arasından yaptılar. Her Mili Birlik Komitesi üyesine birkaç kişi düşüyordu. Komite top- lantılarım öğleden sonra yapıyor, öğ- leden evvel Milli Birlik Komitesi üye- leri birer detektif gibi çalışıyorlardı. Araştırmalar son derece gizli ve kim- seye bir şey hissettirmeden yürütülü- yordu. Yüksek Soruşturma Kurulu adayları hakkında toplanan bilgiler Komite üyeleri tarafından itina ile tasnif ediliyor, dosyalanıyordu. Üze- rinde durulan şahısların yakınları, zerre kadar şüphelendirilmeden, Milli Birlik Komitesi oüyelerince sorguya çekiliyor ve gerekli dokümanlar dar- leniyordu. Tahkikat oldukça yorucu ve eğlenceli geçti. Milli Birlik Komi- tesi üyeleri bazen umulmadık hadise- lere rastlıyorlar ve hoş sürprizlerle karşılaşıyorlardı. . Nihayet haftanın sonuna doğru çalışmalar bitti ve hak- larındaki tahkikat tamamlanan a- daylar arasında seçime geçildi. AKİS, 6 TEMMUZ 1960