6 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

6 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER diğer taraflara nazaran fazlalaşıyor- du. Başını plândan kaldırdı ve elinde- ki beyaz mendili alnından eksik et- meyen Umum Müdüre sordu: "Bura- sı nedir?" Umum Müdür cevap ver- di: "— Spor sitesi efendim." Mi mal olacak?" Şiş mum Müdür mendili tekrar m götürdü ve ağlamaklı bir sesle: — 60 milyon liraya paşam.. di Gürsel oturduğu yerden âdeta fır- ladı ve koltuğa sönmüş bir balon gi- bi düştü. Devlet Başkanının ne kadar çelik sinirli olduğunu bilmeyenler Ge- neral Gürselin fenalık (geçirdiğini zannedebilirlerdi. Umum Müdür ke- sik kesik izahatına devam etti. Efen- dim, spor sitesinin bu derece büyük " de- edilmiş bir gece klübünden farksızdı. Gürsel buraları da tebessümle seyretti. Başını manalı manalı sal- ladı ve gazetecilere: o "İşiniz varsa siz gidin çocuklar. Ben bu manzara- dan sonra biraz dinlenmek ihtiyacın- dayım" dedi. "İsraf", "Tören", "Lüks" gibi ke- limelerden Devlet (Başkanının ürk- mesine sebep yalnız bu manzara de- gildi Bedava sirke Sabık Başbakanın sefih hayatım or- taya döken vesikaların kasalar- dan çıkarıldığı günlerde iki Bakan- lıkta son derece enteresan bir hâdi- senin tahkikatı derinleştiriliyordu. Tahkikat sonunda muhtemelen bir müessese kapatılacaktı. Bahis mev- zuu müessese Minneapolis Türk Menderesin Ayhan Ay dana imzaladığı resim Hayâl olan demler tutulması ve burada kurulması ileri- si düşünüldüğü içindi. Ankara Duyu- yordu. Zaman gelecek, böyle bir si- teye ihtiyaç hasıl olacaktı! Şimdilik ilk ihtiyaçlar giderilmiş ve fabrikada çalışacak zevatı muhteremin lojman- ları ele alınmıştı. General Gürsel iza- hatı dehşet içerisinde dinledi. Boğu- lacak gibi olmuştu. Sanayi Bakanı Muhtar Uluer bunun farkına varmış olacak ki Devlet Başkanına biraz dı- şarı çıkmayı teklif etti, salonun çok sıcak olduğunu hatırlattı. Romantik bir müessese Biraz sonra dışarı çıkıldı ve on - on- beş metre ileride fabrikanın kabul salonu' olarak kullanılan -fabrikanın temellerinden başka ortada hiç bir şey yoktur- kısma geçildi.Burası iyi dekore edilmiş ve ışık tertibatı insa- nın içini gıcıklıyacak şekilde tanzim 20 Traktör Fabrikasıydı. Hâdisenin baş artisti de bu gibi işlerde ihtisası bi- linen Ziraat Bankası sabık Umum Müdürü Mithat Dülgeydi. 1954 sene- sinde bu müessese kurulurken yapı- lan anlaşma gereğince beşyüz liralık 40 bin adet hisse senedi bastırılacak ve şirketin sermayesi 20 milyon Türk lirası olacaktı. Şirkete yabancı ser- mayenin iştiraki de bahis mevzuu idi. İşte Minneapolis - Moline Com- pany bu sırada müracaat etmiş ve patent haklarıyla sermayeye iştirak edeceğini ileri .sürmüştü. Şirketin sa- hip olduğu patentlerin bedeli olarak tâyin' edilecek miktar, yeni kurula- cak şirketin sermayesine iştirak nis- beti olarak - Minneapolis - Moline Company'ye tanınacaktı. Bu mevzu ile ilgili bir Eksperler heyeti kuruldu. Heyet yaptığı inceleme sonunda Minneapolis - Moline'nin patentleri- nin bir işe yaramıyacağını ve şirke- tin olsa olsa ufak tefek malzemesine karşılık altı yüz liralık bir serma- yeyle ortaklığa (o iştirak edebileceği kanaatına vardı. Ancak bu yerinde teklif mucizevi kalkınma şampiyon- larının fena halde ağırına gitti. Böy- le hareket edilirse yabancı sermaye elbette Türkiyeye ogirmezdi, İkinci bir heyet teşkil edildi. Bu seferki he- yette Mithat Dülge de bulunuyordu. Ayrıca Makine ve Kimya Endüstrisi, Zirai Donatım Kurumu da yeni he- yette temsil ediliyordu. Uzun ve yo- rucu çalışmalardan sonra Amerikan şirketinin patent haklarına karşılık yem kurulacak ortaklığa altı milyon lirayla iştiraki kararlaştırıldı. Ayrı- ca her yılki kârın yüzde üçü ayrıla- rak Minneapolis Moline hesabına ye- ni şirketin sermayesine (o eklenecek, geriye kalan yüzde 97 kâr ortaklar arasında pay edilecekti. Dülge kendi- ne has işbirliğiyle meseleyi hallet- mişti! Tahkikat dosyalarında "patent suiistimali" olarak isimlendirilen bu hikâye dolayısıyla Minneapolis Türk Traktör Fabrikası memleketten zi- yade yabancı bir firma hesabına ça- lışmaktaydı. Bu bakımdan faydasın- Geçen hafta bütün bu hâdiselerden uzak bir heyet B.M.M. nin kendi- leri için hazırlanmış bir odasında ça- başkanlık ettiği oOAnayasa Komisyo- sitesi Rektörü Sıddık Sami Onarın başkanlık ettiği Anayasa Komisyo- nuydu. Mecliste toplandıkları oda bi- rinci kat merdivenlerini çıkınca Sol koldaki ilk odaydı. Ortada büyük bir masa vardı. Odanın sol tarafına küçük bir masa yerleştirilmişti. O- nar komisyona buradan başkanlık etmekteydi. Etrafa koltuklar serpiş- tirilmişti. Onar komisyonamıkmtz-d. tirilmişti. Pencereler kırmızı zemine beyaz çiçekler işlenmiş, perdelerle kaplıydı, ilim adamları büyük masa- nın etrafına toplanmamışlar, odaya serpiştirilen koltuklara oturmuşlardı. İkişer üçer kişilik gruplar halindey- diler. Komisyon, çalışmalarını; hızlan- dırmıştı. Yeni anayasanın bir an ev- vel tamamlanmasını hem kendileri, hem de efkârı umumiye istiyordu, İ- kinci Cumhuriyetin esaslarını vaze- decek olan bu ana kanun memleket- te evvelâ büyük bir ferahlık yarata- caktı. Zira Milli Birlik Komitesi üye- leri kendilerini âdeta manevi bir bas- kı altında hissediyorlardı. Komite bi- yeleri durumu şöyle hülâsa ediyorlar- dı? Bugün için memlekette üç. grup vardı. Bunlardan birincisi işin uza- AKİS, 6 TEMMUZ 1960,

Bu sayıdan diğer sayfalar: