hızıyla devam etti. Çalışmaların isti- kameti hep memlekette normal, si vil bir demokratik idarenin kurul- man istikametiydi. Ancak, devlet mekanizmasını çalıştıracak bir o sis- teme ihtiyaç vardı. Milli Birlik Ko- mitesi bu sistemin geçici bir Anaya- sayla sağlanmasına lüzum gördü. Haftanın ortasında. Geçici Anayasa- nın ilan edileceği rivayetleri baş- kentte dolaştı. Bir metin ellerdeydi Söylendiğine göre Anayasa tam ilan edilecekken muhtelif sebeplerden üzerine ambargo koymuştu. Bilhassa yaban- cı basın mensupları Geçici Anayasa» ma esaslarım gazetelerine ( bildirdi- ler. Bu esasların en mühimi genişle- tilecek Milli Birlik Komitesinin, Bü- yük Meclisin sahip olduğu teşrii yet- kiyi eline almasıydı. Milli Birlik Ko- mitesi kanun çıkarmak hakkına sa- hip olacaktı. Meclis feshedildigine vs yani kanunlara ihtiyaç hissedildi- ğine göre memleket ya bir organ ta- rafından çıkarılacak kanunlarla oya da "decret—lof— kanun mahiyetin- de kararname" lerle idare edilecekti. Bu bakımdan maddenin anormal hiç bir tarafı yoktu. Kanunlar, daha zi- yade "kanun mahiyetinde kararna- me" şekli taşıyacak ve esas Anaya- sa ilân edilip yeni Meclis kuruldu- ğunda hükümsüz hale gelecekti Bu haftanın başlarında Milli Bir- lik Komitesi müzakerelerinde varı- lan netice şuydu : Geçici idare bo- yunca Milli Birlik Komitesi Büyük Meclis vazifesi görecek, icra kuvve- tini denetleyecekti. Hükümet, Komi- teye karşı mesul bulunacak ve onun itimadına sahip olması gerekecekti. Komite Başkanıyla Hükümet Baş- kanının aynı şahıs olması bir takım sürtüşmelerin meydana gelmesini önleyecekti. Kabinede değişiklik za rureti hasıl olursa bu değişiklik Mil- li Birlik (o Komitesinin o tasvibinden geçmek suretiyle yapılacaktı. Her sahadaki siyaset Hüküme tarafın dan yürütülecek fakat Milli Birlik Komitesinin muvafakati (alınarak tesbit oturtacaktı. Böylece, seçim yo- luyla kurulmaması hariç, demokra- tik tarza en yakın bir idare tarzı yü- rüyecekti. Zaten gerek General Gür- sel, gerekse Milli Birlik Komitesi azaları ve Hükümet mensuplarının ekseriyeti pürüzler temizlenir temiz- lenmez normal rejimin kurulmasına hararetle taraftar bulunuyorlar ove o günlerin en kısa samanda gelmesi- ne çalışıyorlardı. Nitekim General Gürsel geçen haftanın son günü Mil- li Savunma Bakanlığında subay vs assubaylara hitaben yaptığı nefis bir konuşmada sadece vatanseveril- AKİS 9 HAZİRAN 1960 ğin değil, aklın, izanın ve basiretin de sesini dile getirdi. General Gürsel o son derece samimi hasbıhal sıra- sında dedi ki: "-Heyecanlı günler geçtikten ve hadiseler" biraz daha su- küna doğru yöneldikten sonra insan- ların yaradılışında mevcut olan bazı istekler, arzular, hatta menfaatler kaygusu belirir OBen sizleri bundan tenzih ederim Ordu bugün memle- ket sathında bir çok vazifeler almış- tır. Bu Ordu için bir vecibedir. Ama, devamı zaaftır. Çünkü bir Ordu ola- rak esas vazifemizin başında bulun- mak mecburiyetindeyiz. Bir bedbaht- lar kütlesini yıkmak için (bugünkü vazifemizi kabullendik. Mümkün ol- duğu kadar süratle bu vazifeden sıy- . rılıp arkadaşların işleri başına geç- meleri arzu ve gayretini göstermek lazımdır. Buna hepimiz ii Ordunun başına dönmeyi en büyü ülkü bilmeliyiz. Çünkü bugünkü valin yüklediği vazifeler biraz disip- linli, biraz fantezi olduğu için insan- oralardan ayrılmanın Oo isteyebi- lirler. Bu, insanların tabiatında var- dır. Ama biz o zayıf tabiata uyma- yacağız ve tedricen vazifemiz bit- vazifemize tikçe ordumuzdaki esas YURTTA OLUP BİTENLER döneceğiz" Bu konuşmasıyla Cemal Gürsel bir anda kendisini bir Milli Kahra- man mertebesine yükselten hasletin gösterdiği idealizm olduğunu mü- kemmelen anlamış bulunduğunu bel- li ediyor ve Türk Ordusunun şerefli ananelerini devam ettirmeye kati şe- kilde azimli bulunduğunu ortaya ko- yuyordu. Nitekim General Gürsel o günkü aş başında şu bir hu SES belirtt “Ben bir meydan muharebesi kazanmak saadetine nail olmadan sizlerin bu kadar güveninize mazhar olduğum. için kendimi bahtiyar oad- dederim Halbuki General Gürsel bunu söy- lediği anda bile bir meydan muhare- besini "insan tabiatı" denilen harp sahasında veriyordu ve o savaşı ka- zandığı takdirde Türk Tarihinin en büyükleri arasında yerini ebediyen sağlamış olacaktı. Sivil idareye doğru u haftanın sonlarında Milli Bir- lik Komitesinin tasvibiyle yeni Hükümetin attığı başka bir oadim memleketin idealist ellerde bulundu-