Silâhsızlanma Yeni adam 3 Haziran günü Moskova saltıyla saat tam 15,15 de Kremlinde Baş- yoldaş Krutçefin basın toplantısına fiden yabancı gazeteciler, Sovyet Başbakanının yepyeni bir sürpriziy- le karşılattılar. Pariste Zirve Konfe- ransını torpilledikten sonra, başta Amerikalılar olmak Üzere Batıda pek çok kimsenin oPolitbüroda yeni bir iktidar kavgasını halletmekle meş- gul olduğunu sandıkları Bay Krutçef, Batıya yeni bir silahsızlanma plânı teklif ediyordu. Böylelikle, Bay Krut- çefin, Kremlinde Stalinci olarak te- lâkki edilen Suslov'la büyük bir mü- cadeleye giriştiği, hâttâ bu mücade- lede yenilmemek için Zirve Konferan- sını baltalamak zorunda kaldığı, Ko- münist Cinin lideri Mao -Tse-tuhg'un da bu mücadelede eski oStalincileri tuttuğu ve Krutçefi gerilemeğe mec- bur eden asıl sebebin bu olduğu yo- lundaki düşüncelerin boşluğu meyda- na çıkıveriyordu. Gerçi, Mao Tse- tung'un Krutçefin takip ettiği yumu- şama siyasetinden pek memnun ol- madığı muhakkaktı. Çok sert usüller kullanarak çok hızlı bir iktisadi ge- lişme hareketine girişmiş olan Mao Tse-tung, dahilde Çin halkına dı- şardaki Amerikan umacılarının yü- zünden bu kadar büyük fedakârlıkla- ra giriştiği telkininde bulunuyordu. Bu sebepten dolayı, kendisini böylesi- ne kıymetli bir delilden mahrum ede- cek olan yumuşama politikasından elbette ki memnun değildi Fakat Mao, daha çok uzun zaman için Sov- yet yardımına muhtaçtı. Bu sebepten dolayı, Kuzeydeki büyük amcasına karşı tesirli bir şekilde kafa tutma- sı beklenemezdi. Böyle olunca. Mao- nun, Kremlinde sertlik taraftarı oldu- ğu söylenen grubu da kuvvetli bir şe- kilde teşvik etmesi beklenemezdi. Ni tekim. Krutçefin yeni bir iktidar kavgasında mevkiini kaybetmemek için yumuşama siyasetinden vazgeç- mek sorunda kaldığı ve ilk iş olarak da Zirve Konferansım, rakiplerine kendisinin de onlar kadar sert oldu- ğun» göstermek için baltaladığı yo- lundaki düşünceler S Haziran günü buhar olup gitti. Krutçef, yumuşama siyasetine devam etmek niyetinde olduğunun yeni bir delilini veriyor ve böylelikle Kremlinde olsun, bütün De- mirperde gerisinde olsun, tâviz ver- mek ve önünde gerilemek zorunda kalabileceği bir başka kuvvetin mev- cut olmadığım isbat ediyordu. Başyoldaşın yeni silahsızlanma planı elbette ki sadece bunu ispat AKİS, 9 HAZİRAN 1960 Kratçef İçinden pazarlıklı etmek gayesiyle yapılmış değildi. Krutçef, ayni zamanda, diğer büyük Batılı Devletlerin silâhsızlanma bah- sindeki derslerinden bir miktar ayrı- lan Fransız plânmna bayii yaklaşan bir plân teklif ediyordu. Bu plânla maksadlarından birinin de esasen müstakil bir siyaset gütmek husu- sundaki niyetleri herkesin malümu olan General de Gaulle'ü Batılılar cephesinde daha müessir bir hale. ge- tlrmek suretiyle, bu cephe içinde ye- ni münakaşaları ve ayrılıkları tahrik etmek olduğu anlaşılıyordu. Gerçek- ten, eğer Batılılar, yeni Sov- yet plânım ciddi bir müzakere semini olarak kabul etmez de, he- mencecik reddederlerse, bunun neti- cesinde Fransa ile diğerleri arama- daki ihtilâfların artacağı muhakkak- tır. Bay Krutçefin teklif ettiği yeni plân eski Sovyet planından birçok noktalarda ayrılmakta ve ileri bir a- dım teşkil etmektedir. Bir kere bu yeni planlarıyla Sovyetler, ilk defa olarak, evvelâ silâhsızlanma sonra kontrol sloganından vazgeçmektedir- ler. Gerçi yeni Sovyet plânı da kon- trol bahsinde yeter derecede ileri gi- den bir plân değildir. Buna rağmen yeni plân, silâhsızlanmanın bütün safhalarında baştan beri bir kontrol mekanizmasının kurulmasını biç de- gilse prensip olarak kabul etmiş bu- lunmaktadır. Yeni plân bundan başka, eskisinin aksine olarak, silahsızlanmaya atom silahlarından başlanmasını İleri sür- mektedir Halbuki Sovyetler eski planlarında (o silahsızlanmaya (önce klâsik kuvvet ve silahlardan başlan- masını ileri sürmüşlerdi. Bu teklife karşılık, Batılıların ileri sürdükleri itiraz çok kuvvetliydi. Gerçekten Sovyetler esasen klâsik silâh ve bir- likler bakımından Batıdan zaten çok üstündüler. silâhsızlanmaya ister klâsik birlik ve silâhlardan, ister a- tomik birlik ve silâhlardan başlansın, her iki halde de Batının askeri ba- kımdan Sovyetlerin karşısında zayıf bir durumda O kalacaklarında şüphe yoktu. Batının kabul edebileceği her- hangi bir silahsızlanma plânının, ge- rek klâsik birlik ve silâhlarda, gerek atomik birlik ve silâhlarda muvaze- neli bir silâhsızlanmayi adım adım derpiş etmesi zarureti ortadadır. İş- te, şimdi Sovyetler ilk defa bu yola girilebileceğine dair bir amit ver- mektedirler. Gerçekten yeni Sovyet silâhsızlanma plânı, eskisini tama- men tersine çevirmiştir. Yeni Sovyet plânında, ilk safhada atom silâhları- nı atma vasıtalarının yani stratejik füzelerle stratejik uçakların ortadan kaldırılması talep edilmekte, klâsik birlik ve silâhların ortadan kaldırıl- masına ise ancak ikinci safhada baş- lanması teklif o edilmektedir. Sov- yetlerin, füzelerin ve stratejik uçak- ların ortadan kaldırılması teklifinin yanısıra Batıdan istedikleri tâviz ise. denizaşırı üslerin tahliyesi ve tasfi- yesidir. Gerçi, Sovyetlerin bu yeni teklifi de Batının riayet etmek 70- runda olduğu muvazene prensibine tamamen uygun düşmemektedir. Çünkü eğer Batı bu yeni teklifi ka- bul edecek olursa, bugünkü askeri çıkmazı yaratan atom kuvvetini elin- den çıkarmış Vs Sovyetlerin muaz- zam klâsik birlik ve silâhlan karşı- sında çok zayıf vaziyete düşmüş ola- caktır. Demek ki iki tarafın da üze- rinde uzlaşabilecekleri bir esas bula- bilmek için, Sovyetlerin klâsik birlik ve silahların indirilmesine de birinci safhadan itibaren bağlanmasına razı olmaları gerekecektir. Herhalde Sovyetler 1946 den beri ilk defa olarak, üzerinde durulmağa değer ve demagojik olarak tavali edilemeyecek bir plân ortaya atmış- lardır. Bu suretle, yeni plânın Sov- yet arazisi üzerinde keşif uçuşları yapan U-2 ler meselesi sırasında Baş- kan Eisenhower'in tekrar ileri sür- düğü "açık semalar" teklifinin Bir- letmiş Milletler üyelerinin büyük ço- gunluğu üzerinde yaşattığı (o mftsbet 29