YURTTA OLUP BİTENLER res asabi, huzursuz, işti hasız ve kor- kak görünüyordu. Kendisiyle temas eden herkes bir samanlar memlekete dehşet salan bu zatın şimdi büyük endişe İçinde olduğunu kolaylıkla an- lıyordu. D.P. idaresinin iki başı da, diğer arkadaşları gibi, mecburen o- kulun yemeğini yiyorlardı. Bazen Harbiye sakinleri askerlere para ve- riyorlar ve onlar vasıtasıyla dışar- dan meyva aldırıyorlardı. Kantinden alışveriş de serbestti. Kantinde siga- ra, gazoz, çay, kahve, çikolata bulu- nuyordu. -Çikolata da bu haftanın ortasında bitmişti ya..- Sabıklar ev- lerinden para getirtmemişlerdi. Ele geçtiklerinde üzerlerinde bulunan pa- ra ihtiyaçlarını çen hafta eski D. büyüklerinin kantinden içki de temin edebildikle- rini yazmıştı. İç- ki, alkollü içki de- Sabık devrin sükut isteyen sabıkları usturayla traş edi- yordu. Sabıklara kesici âlet verilmi- yordu. Aslında bunların içinde intiha- ra cesaret edeblecekler fazla değildi. Büyük kısmı -Menderes dahil- peri- şan haldeydi ve âdeta ağlaşıp duru- yordu. Nitekim kravatları filân alın- mamıştı. Sabahları kalkınca giyini- yorlardı. Menderesin odası gibi Baya- rın odası da pancurları kapalı halde tutuluyordu. Bu yüzden iki mesul ida- reci güneşten fazla faydalanmak im- kânını bulamıyorlardı. Bu haftanın ortasında bir Harbiye talebesi eski Cumhurbaşkanım kastederek: "— Şimdi odasında Floryanın gü- neşini ve keyfi için inşa ettirdiği U- Berbat Süleymanın Vatandaşlardan Ricası Meşhur "Berbat gelmiş o bulunuyor. Süleyıman'dan C. Bayar - A. Menderes . T. İleri - F. R. Zorlu - M. Berk - E. Menderes hanedanı mecmuanıza Bu mektubu aşağıda aynen neşrediyoruz. mur yatından seyrettiği denizi düşü- akıllansın, bugünü o günlerin kefareti saysın" dedi. Doğrusu istenilirse on günlük ika- met sırasında ne Bayarla Menderes genç Harbiyelilere, ne de genç Har- biyeliler Bayarla Menderese alışmış- lar, ısınmışlardı. İhtimal, arada» kül- tür ve iman farkı vardı Sıcaktan şikâyet Bu haftanın ortalarında sabık ekâbi- rin büyük şikâyeti sıcaktandı. Aslında, pek çoğu nazik bedenlerini sıcak günlerde Ankarada kalmaya alıştırmamışlardı. e Bilindiği gibi yaz geldi mi Bayar Floryaya, Menderes Park Otele yerleşiyor, yüklü muhtelif serpili- daşları sayfiyelere yorlardı. Bu ba- kımdan O haftanın ortalarında hava 1- sınıp ta Bayarla Menderesin odala- rının tahta pan- curlarına güneş a- labildiğine abandı- bir mektup gildir. Gazoz ne- Muhtererem vatandaşlarıma, viinden meşrubat- Önce Büyük Hürriyet Bayramınızı kutlular “devlete, millete ha- tr Harbiyenin yırlı olmasını candan temenni ederim kantininde ( alkol- enç üniversiteli kardeşlerimizin eşsiz mücadelesi ve Şanlı Ordu- lü içki o satılması muzun tarihte görülmemiş mücadelesi ile on yıldan beyri memleketi ke- elbette ki bahis yiflerinin istediği gibi idare ve kendi ceplerine çalışan salimlerden kur- mevzuu (o olamaz tulmuş bulunuyoruz. Dört duvar arasında mahküm bulunmama ra- Harbiye talebesi- men yurdumuzda esen hürriyet havasını büyük bir sevinç ve zevkle te- nin malik bulun- neffüs etmekteyim. madığı haklar ise Sadece üzüldüğüm bir tek nokta vardır. Halk arasında Sabık ve Harbiyede nezaret altında tutulan sa- nıklara tanınma- maktadır. Bayar, Mende- res ve arkadaşları haftada bir defa talebelere alt duş- larda yıkanmak im kanına sahiptiler. Bir berber her gün odalara giriyor ve 12 Sakıt Reisicumhur Celâl Bayara benim adımın verildiğini ve kendisinin (Berbat Süleyman) adı ile anıldığını duydum. Bunu şiddet ve nefretle red ederim. Ben gerçi bir adam öldürmek suçu ile kanunlarımızın tayin ettiği cezayı halen çekmekteyim. Bundan başka Her hususta alnım açık ve temizdir, eli kana bulanan ve burada yazmakla bitiremiyeceğim türlü suçları işlemiş bu şahsa adımla hitap edilmesi sadece b mimi kirletir. ,Vatandaşlarınım bunu böylece bilmelerini ve bu hayinine ismimle hitap etmemelerini sonsuz saygı ve m ile rica ederim. Berbat Süleyman Gönül ğında asaplar bi- raz gerildi ve sı- vurdu. man gömlekle o- turuyordu. Eski Başbakan hâlâ bal miktarda (o Yenice sigarası (o içiyordu ama ilk günlerin muazzam istihlâ- ki daha mute- dil nal almıştı. Ba- yar daha az si- gara içiyor, fakat Çankayanın lüks yemeklerini aradı- ğını belli ediyordu. Buna rağmen gı- AKİS, 9 HAZİRAN 1960