9 Haziran 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

9 Haziran 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Polisler karşılarında ziyaretçiler arasına o sıkışmışlardı. Hatta daha İhtilalin ikinci günü kol- tuğunun altında bir çikolata kutusu, İstanbuldan ilk vasıtayla koşup gel- mis ve İnönünün hayatında görmedi- ği "becerikli iş adamları" Ayten so- kakta arzı endam etliler. Ama bun- lar lâyık oldukları muameleyi ogör- mekten kurtulamadılar: İstiskal. On sene herkese çok şey öğretmişti ve kendini bilen devlet adamlarının et- rafını sarabilmek artık çok, pek çok güç olacaktı. Her halde İnönünün ikinci "iktidar yıllan" bazı nokta- larda ilk yıllardan farklı halini mu- hafaza edecekti. Ancak bu arada en içten gelen duygularını, samimi hislerini (o ifade etmek, İnönü sevgisini dile getirmek isteyenler ve bu arzu ile artık, tarihi kıymet kazanan Ayten sokağın 20 numaralı evi önünde toplananlar ek- seriyetteydi Onların koltuklarının altında “becerikli iş adanılan" gibi birer çikolata kutusu yoktu ama gö- nülleri taptaze "İnönü sevgisiyle" doluydu İşin eğlenceli tarafı şuydu Bu Bayram günlerinde Cemal Gürselin etrafında da aynı kara sinekler bir çember çevirmek gayreti ler. Ama tıpkı İnönü gibi Gürsel de onlan bir el sallamasıyla dağıtmak imkânını buldu. Evet, Türkiyede pek çok şey değişmişti ve yarının büyük teminatı bu değişiklikte yatıyordu. Sabıklar kafilesi Bu haftanın içinde bütün bunlar Türkiyede cereyan ederken, Tür- kiyenin bir kösesinde bir avuç insan, başka köşesinde bir kaç yüz başka insan akıbetlerini derin derin düşü- nüyorlardı. Doğrusu istenilirse pek 10 Fakülteye hücum ediyorlar gençlik var. aynı memleket içine sürükledikleri buhranla meşguldü. Daha ziyade şahsi meseleleri ön planı işgal ediyor, memleketle alakalı olarak bir daha siyasi hayata atılıp atılamayacakla- rını hesaplıyorlardı. Harbiyenin meşhur o şöhretlerinin adedi bazen yükseldi, bazen alçaldı. Fakat Harbiye, sabıklar kafilesinin en gözde elemanlarını muhafaza şe- refini bırakmadı. Komutanlık daire- sinin en ucundaki iki odada Bayar ile Menderes günlerini geçiriyorlar- dı. Doğrusu istenilirse ilk günleri» konforu yerini daha fazla sadeliğe, basitliğe bırakmıştı. Menderesin ye- ni odası İlk gün içine yerleştirildiği Şeref Salonu kadar şatafatlı değildi. Bir kenara portatif karyola kurul- muştu. Oduna eşyasını bir masa ile sandalyeler teşkil ediyordu. Emniyet mülahazasıyla odanın iki pancar*» sindeki tahta pancurlar gece ve gün- düz kapalı tutuluyo, içerde elektrik yanıyordu. Emniyet, sabık Başbaka- nın emniyetiydi. Pancurlar, acık bu- lundurulur Ve genç Harbiyeliler Men- derese hitap etmek fırsatım bulurlar- sa söyleyecekleri ağır ve acı sözlerin haddi hesabı olmayacaktı. Zira genç- Harbiyeliler, üzerinde Türkiye Cum huriyeti Başbakanı sıfatını taşıyan bu zatın kendileri hakkında nasıl dü- şüncelere ve ne parlak planlara sa- hip bulunduğunu en selahiyetli ağız- lardan işitmişler, vesikalar görmüş- lerdi. Kaldı ki sabık İktidarın her gün bir yesisi ortaya çıkan rezalet- leri bütün bir milleti Bayardan da Menderesten de, onların ideal arka- daşlarından da nefret ettirmişti. Eski Cumhurbaşkanının odası da tefrişat bakımından eski Başbakanın odasından parlak değildi. Oranın da mobilyası karyola, masa ve sandal- yadan ibaretti. Bayar sakin tavırla- rını muhafaza ediyor, hâlâ kuvvetli bir manzara arzediyordu. Bütün Har- biye sakinleri içinde metin duran, metin gözüken sadece oydu. Mende- İnönü ve genç bir kızı Sevgi tezahürünün sonu AKİS, 9 HAZİRAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: