20 Nisan 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

20 Nisan 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eşikteki Gençler Türk film endüstrisi bilinen rejisör. uncu ve senaristleri ile va lıklarına devam ederken, ya daha dikkat etmek a Bir kaç yıldır sinema yazarlarımızın Türk filmlerine gösterdikleri ilgi gittikçe büyürken, bazı yazarlar ile Türk sineması arasında bir işbirliği- nin de başladığı görülmektedir. Bir taraftan Halit Refiğ, Tank Dursun gibi kendilerini daha çok ebediyat ve sanat meselelerine çeşitli açılardan vermiş bulunan genç adamlar reji asistanı veya senarist şeklinde en- düstri içine girmektedirler. Ancak, Halit Refiğ - Atıf Yılmaz ekibinin dışında, gençlerin, bekle- neni elde edemedikleri de bir gerçek- rüşleri bulunan bu genç adamların, Türk sinemasına neler getirebilecek- lerinin anlaşılması oise şüphesiz ki doğrudan doğruya kendilerinin çe- virecekleri filmlerden sonra anlaşıla- bilecektir. Halen yapmak istedikleri, şeylerle dolup taştıkları halde, bir türlü patlama imkanı obulamıyan gençlerin ,film çevirme imkanlarına kavuşmaları, herhalde Türk sineması için önemli bir hamle olacak ve bel- ki de, sinemamıza istediğimiz dina- mizmi, teknik ve estetik seviyeyi getirebilecektir. Ortadaki işaretlere göre, kendini gösterme fırsatı bu mevsim ilk defa Halit Refiğe nasip olacaktır. Genç yazarın "Yasak Sokaklar" adını ta- şıyan senaryosu, iki rakip mahalle çocuklarının birbirleriyle mücadele- lerini anlatırken, gerçekçi bir tutum- la büyük şehirlerimizin bilhassa ye- tişen gençlik konusundaki oOönemli meselelerine parmak basacaktır. Fil- min çevrilmesine yaz aylarında baş- lanacaktır. Nicholas Ray'in "Rebel Without A Cause - Asi Gençlik"iyle, Michâel Relph - Basil Dearden iki- lisinin "Violent Playground - Sokak Çocukları" arası bir konuyu işliyen "Yasak Sokaklar" da gittikçe suçlu- luğa itelenen bir delikanlı oile onu doğru yollara çekmeğe çalışan abla- sının dramı, filmin ana olayıdır. ürk sinemasında gençlerin TO- laşılmasına yol açması tabii bulunan Halit Refiğin "Yasak Sokaklar"ı ba- şarı kazanırsa; Tarik Dursunun, Se- zer Tansuğun, hattâ Attilâ İlhanın; bu arada Ziya Metin, Yılmaz Güney gibi genç senarist ve oyuncuların da film çevirmelerine herhalde yol aça- caktır. Bu, aynı zamanda prodüktör- lerimizin şimdiki "iş" anlayışlarının da imtihandan geçmesi mânasına ge- lecektir. 34 S P Klüpler Seçim balonları... Son Fenerbahçe - Galatasaray ma- çının hemen arifesinde bilet bul- mak endişesi ile (Kadıköydeki stad lokallerine oOdolan F. Bahçeliler et- rafta çalışan birkaç amele ile ka- palı tribünlerin hemen arkasında örülmekte olan bir duvarı görünce gayri ihtiyari irkildiler. Yoksa, Uzun müddettenberi ovaad edilen stadın yapılmasına fiilen başlanmış mı idi?. Fazla iyimser olanlar sevinçle elleri- ni ovuşturarak "Dememiş miydim ben sizlere.. Medeni Berk tuttuğunu koparan adamdır. Baksana, kimseye haber vermeden stadyomumuzu 1- laha başlamış bile. Aşkolsun Valla- hi..." diyorlardı. Esasen ortada ne muazzam bir i tevazu ve ne de tatbikine başlanmış bir stadyum tadili projesi vardı. Sa- dece, kadrosu gittikçe genişleyen 25 kişilik futbol oOtakımına dar gelen soyunma odasına ek bir inşaat yapı- lıyordu, o kadar. Kendilerinden önceki iktidar idarecilerine, muhalif olarak hemen her fısatta; "Stada tek bir çivi dahi çakmadınız" temposu ile . hücum edenler, "gecekondu" misali, bu dört duvarı çevirerek vazifelerini yaptıklarını zannediyorlardı!.. Halbuki kongreden önceki seçim propogandaları ne kadar da büyük vaadlerle dolu idi. Şampiyonluk bel- ki değil ama, Fenerbahçelilere mut- modern bir stad kazandırılacaktı., O zamanki muha- lifler henüz hiçbir sıfatları olmadığı halde devlet büyükleri ile görüşmüş- ler stad meselesini -cepte keklik- addederek kongrede o-büyük Fener- bahçenin büyük reisi- Erozanı hezi- mete uğratmışlardı. Bütün hüsnüni- yetlerine rağmen devlet büyüklerinin bu yakın alâkasını o tarihlerde ni- yetlendikleri ilgili (o bulan- lara, bu bü cıları olanlar, kesin teminat vererek; "Başbakanın stad dâvamıza olan ya- kut alâkasını şüphe ile karşılamak haksızlık oluyor. oKadıköylülere ve Fenerbahçelilere sadece bir hizmette bulunmak üzere stad işimizle ilgi- lendiler. Hattâ -para işi kolay, yeter ki siz yerini beğenin- diye işin ken- dileri için ne kadar basit olduğunu ifade ettiler." diyorlardı. Bugün ise stad meselesi eski hararetini tamamen kaybetmiş ola- rak sadece rafa kaldırılmış eski bir dosya halini almışta. Zira, devlet bü- yüklerinin seçim Oomevzuundaki ka- rarları odeğişmiş, Fenerbahçelilere modern bir stad hediye etmek rey O R bakımından şimdilik kazançlı olmak- tan çıkmıştı. Öyle ya, madem ki se- çimden şimdilik vazgeçilmiş gibi idi. O halde Kadıköy için elde mevcut olan böyle büyük bir koz hiç yok- tan harcanır mıydı?.. Vazifeye davet Kürsüdeki şişman ,orta boylu ve tombul yanaklı hatip geçen ayın başında bir gün hakikaten güzel bir konuşma yapıyor ve zaman zaman salonun sağ tarafında oturanlar ta- rafından hararetle o alkışlanıyordu. Me sesli hatip elindeki mendille al- ından boynuna doğru sızmakta olan ebe sildikten sonra şu veciz cüm- le ile sözlerini bitirmişti: "Ge eçen sene şampiyonluk istiyordunuz, şim- di ise para. Söyleyin, ve mı, şam- piyonluk mu? Hangis sözler sabık reis 5 Agâh Ero- u zan tatatından kendisini düşürmekte . kararlı kongre azalarına hitaben söy leniyordu. O Pp temsilcileri Galatasaray mağlübiyeti ile kaybetmiş ooluyor- ' lardı. Sönen ufacık şampiyonluk ümidi ile birlikte, geçen sene klüp kasasına bir buçuk milyon lira ge- tiren Avrupa Şampiyon Klüpler tur- nuvası hasılatı da Beşiktaşlılara doğ- ru uçuyordu. Bereket versin ki, ida- reciler Fenerbahçe camiasının ıslâ- hatı içte müsait atmosferden istifade etmek niyetinde idiler. Geçen sene kazanılan şampiyonluğun sarhoşlu- ğu içinde elzem olan ıslâhat yoluna gidilmemiş, o zamanlar aşırı derece- de şımartılan futbolcuları bugün di- siplin altına almak imkansızlaşmıştı. Şimdi ise durum değişmişti. Taraf- tarlar da takımda köklü bir ıslâha- tın yapılmasına taraftar görünüyor- lardı. İşte, bu sebepledir ki Fener- bahçeye uzun yıllar amatörce, fera- gatla hizmet etmiş eski futbolcular hizmete çağırılıyordu. Muratlar, Ha- litler, Naciler, Sabriler, Hüsnüler Fe- nerbahçenin transfer komitesi tem- silcileri olarak halen bulundukları yurdun muhtelif oköşelerinden genç ve istidatlı futbolcuları (o Fenerbah- görevlendirili- olarak kararlarını vermişlerdi, kim olursa olsun hiçbir oyuncuya "aman, sensin" demiyecek- ler, her isteyeni münasip bir ücret mukabilinde satışa çıkaracaklardı. son "her ikisini de" Genç Beşiktaşlıların. büyük ba- şarıları kendileri için güzel bir ör- nekti. Bugünden tezi yok, her Fe- nerbahçeli kollarını sıvayacak "klü- beenaz 10 e hizmet edebilecek" genç futbolcu arayacaktı... AKİS, 20 NİSAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: