KİTAPLAR Ortadirek (Yaşar Kemalin romanı, Remzi Kitabevi, o Yeni Türk Yazarları 12, Yükselen Matbaası İstanbul o 1960, 372 sayfa 10 lira). Yaşar Kemal, bir röportaja verdiği cevapta, “Simdiye kadar yazdık- larımın en güçlüsü osaydığım Orta- direk" diyor. Kişi kendini bilmek gi- bi İrfan olmaz derler, gerçekten doğ- ru. Hele, kendini ve yazdıklarını bi- len bir sanatçı ise, bu irfandan da öteye birşeydir. Yaşar Kemal ününü İnce Memet adlı romanı ile yapmıştır. Hem bu öylesine bir Un olmuştur ki, bundan birkaç hafta evvel, ciddi bir Fransız gazetesi -Combat- Yaşar Kemali İn- ce Memet ile 1960 Nobel adayı olarak takdim etmekten kendisini alama- üçüncü baskısını yapmış bir roman- dır. Bütün bunların üstüne yabancı dillere çevrilmiş, Nobel adayı göste- rilmiş bir romanı dururken Yaşar Kemal kalkmış, "şimdiye kadar yaz- dıklarımın en güçlüsü Ortadirek "dir demiştir. Önce şunu tesbit etmek lazım: Kimdir bu Yaşar Kemal? Yaşar Ke- mal 1922 yılında Adananın Osmani- ye ilçesinin Hemite (köyünde doğ- muştur. Fakir bir ailenin çocuğudur. İlk okula dokuz yaşında ( başlamış, orta okulun son sınıfından ayrılmış- tır. Orta okuldan ayrıldıktan sonraki hayatı, Batının pek çok büyük yaza- rının hayatına benzer bir hayattır. Güneyin bu başına buyruk ço- cuğu ilk kültür kısıntılarını Halk Evlerinden almıştır. Yaşar Kemalin ilk eseri de bir halk evi yayını olan "Ağıtlar" adlı kitaptır. Yaşar Kemal daha sonra İstan- bula gelmiş, Cumhuriyet gazetesine röportaj muhabiri olarak girmiştir. Eşi kolay bulunmaz bir röportaj mu- habiri olarak şöhretini yapan Yaşar Kemal daha sonra Bebek adlı hikâ- yesi ile röportajdan hikâyeye geç- miştir. "Sari Sıcak" Yaşar Kemalin ilk hikâye kitabıdır. Sarı Oo Sıcakı "Teneke" adlı küçük romanı ve "Çukur ova yana yana" adlı kitabı takip etmiştir. Bütün bu eserler dik- katleri Yaşar Kemalin üzerine oçek- miştir. Bu arada yazılan İnce Memet ise edebiyat alanında dikkat çek- mekten de öteye, Türk romanının kaderini değiştiren eserlerden biri olmuştur. Yaşar Kemalin de söylediği gibi Halid Ziya, Hüseyin Rahmi, Refik AKİS, 20 NİSAN 1960 Halid, Halide Edip, Yakup Kadri. Osman Cemal, Sabahattin Ali gibi romancıların kurdukları sağlam ro- man geleneğinin üstünde birden yeni bir nesil türemiştir. Bu neslin başın- da Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve Yaşar Kemalin adını duymaktan pek de memnun olmadığı Kemal Tahir gelmektedir. Romanlarından biri ile Nobele aday gösterilen Yaşar Kemalin Or- tadireki, İnce Memet etrafında ko- parılan gürültüler (Oyüzünden tuhaf bir şanssızlıkla unutulur gibi olmuş- tur. Halbuki yeni yayınlanmıştır. Bizzat yazarının da dediği gibi, şim- diye kadar yazdıklarının en güçlüsü- dür. Ortadirekte anlatılan hikâye son derece basittir. Yazarının öbür roman ve hikâyelerinde olduğu gibi, Güney Anadolunun bir bakıma bahtlı, bir- bakıma bahtsız insanlarının hikâye- sidir. Torosların arasında yaşayıp, ekmek paralarını çıkarmak için Çu- kurovaya inenlerin destanıdır. Yaşar Kemalin oOrtadirekte an- latttığı kısaca şudur: Torosların A- nadolu içine bakan bozkır kıyıların- dan bir köy halkı, her yıl olduğu gi- bi vakti gelince Çukurovaya pamuk tarlalarında pamuk toplamağa iner- ler. Köyden çukura yol, çoluk çocuk yaşlı genç yayan yapıldak onbeş günde mi alınır, bir ayda* mı belli de- ğildir. Yol boyu ne bu” vasıta var- dır, ne bir şey. O civar köylerinde adettir, Çukurovada pamuk topla- ma zamanı geldi mi, köyde bir kişi bile kalmaz. Kapılar kitlenir, köpeği, ve sığırı ile birlikte köy halkı yollara düşer. köylü bir kervan ha- linde hareket eder. Muhtar kervanın şefidir. Onun dur dediği yerde duru- lur, yürü dediği yerde yürünür. Yaşar Kemalin hikâyesini anlat- tığı köyün halkı da yaşlısı genci her yıl aynı yollardan geçip Çukura iner- ler. Ama bir şikayetleri vardır. Muh- tar her yıl Çukura inildiğinde ken- disi açıktan haraç alacağı için Çu- kurun ağaları ile anlaşır, köylüsünü verimsiz tarlalarda iş tutmağa Zor- lar. Köylü ne kadar çok pamuk top- larsa o kadar çok kazanacaktır. A- ma bir türlü muhtarın düzenini kı- rıp da şöyle verimli bir tarlada iş tu- tamazlar. Köylü arasında bu belli belirsiz bir kıpırdanma yaratmıştır. Bu kıpırdanmanın elebaşılığını da U- zun Ali adında gençten bir adam yapmaktadır. Uzun Alinin Meryemce adlı bir anası, karısı, biri oğlan biri kız iki de çocuğu ile diğer köylülerin pek çoğundan farklı olarak babadan kalma kadidi çıkmış bir atı vardır. Yaşar Kemâl Şansızlığı o yendi Her yıl Çukurovaya inişte Uzun Ali anası Meryemceyi bu ata bindirir de anasının kolayca gitmesini sağlar. Gene bir pamuk toplama zamanı köy halkı yola düşer. Uzun Ah de. Mer- yemce atın üstünde, çoluk çocuk da yürüyerek Çukurovaya ineceklerdir. Uzun Ali kendinden yana olan köy- lülere, muhtara rağmen bu yıl verimi daha çok bir tarla bulacağına söz vermiştir. Uzun Ali hem yiğit, hem de iyi yürekli bir insandır. Rahmetli babasının çocukluk arkadaşı, sekse- ni aşkın Halil emmisinin yalın ayak bu yola dayanamıyacağını görmek- tedir. Köyün en yaşlısı olan Halil bi- tiktir. Yollarda kalacaktır. Uzun Ali bunun haline dayanamaz. Yaşlı atı- na anasıyla birlikte Halili de bindi- rir. Ama anasının, kocasının eski ar- kadaşı Halile dinmez bir kini vardır. Oğluna etmediğini koymaz. Daha yolun birinci konağında iki yaşlı in- dayanamıyan atın meyen bir çekişme Sırtlarında yükleriyle yayan yüzler- ce kilometre yürüyecek olan bu nin Çukurovaya inmek diği gayreti dile getiren malin Orta direkini okurken okuyu- cunun da çok kere sıkıntıdan pata- yacağı gelir Yaşar Kemal S72 sayfa boyunca sadece bu inişin hikâyesini anlatmıştır. Ölmemek için yürümek, pamuk toplama zamanım geçirme- den çukura yetişmek zorunda olan bu ailenin romanı, Türk romanında bu güne kadar alışılmamış bir usta- lıkla yazılmıştır. 21