savcısının tasdiki Ankara polis mü- ürünün otomobilinden inen birinci şube memurlarından biri tarafından Ulus mesullerine verildi. Ancak ace- leden ufak bir şey unutulmuş, uyku- lu saven imzasını attığı kararı mühü- riyle tasdik etmemişti. Tutulan ve bu durumu tevsik e- den zabıttan sonra Ulus gazeteleri emniyet memurlarının nazik ellerine teslim edildi. Müsadere edilen gaze- teler polis jiplerine yüklendi. Yükle- sokak tekrar sükünet bulduğundan bu işten en karlı çıkan- lar gene de polislerdi. Zira herbirinin elinde İnönünün e ihtiva eden birer Ulus vardı. 19 nisan günü bu şans Türkiyede pek az eye nasip olabilmişti. Polisler, Paşanın konuşmasını dikkâtle okumaya koyuldular Aynı saatlerde Bursada eden Derviş Sami Ant gazetesi okuyucularına bir sürp- riz hazırlamaktaydı. Ertesi gün ga- telerini oellerine alan Bursalılar Yeni Antın iptidai, fakat sevimli baş- lığında İstiklâl (o marşının ilk sözle- riyle karşılaştılar. Manşeti Milli Mar- şın tam metni takip ediyordu. Politikacılar Turne sonu.. Bu haftanın başında pazartesi ak- şamı saat yediyi gösteriyordu ki, karada Atatürk Bulvarı üzerinde- ki bir apartmanın önünde iri bir pi- kap durdu. Apartman T.B.M.M. Baş- kanlarına tahsis edilmiş olan ve is- timlâk masuniyeti bulunan iki kat- lı köşkün tam karşısına isabet edi- ordu. Eğer o sırada Refik Koraltan Mecliste değil de evinde bulunsaydı ve pencereden baksaydı o pikaptan pek yakın tanıdığı iki kişinin indiği- ni görecekti. Bu iki kişi Refik Koral tanın bir zamanlar yalnız sevgi değil aynı zamanda derin saygı beslediği iki ideal arkadaşıydı Prot. Fuat Köprülü ve Fevzi Lütfü Karâosman- öğlu. Fuat Köprülü ispat hakkı do- layısıyla DP. den ihraç edilmesine ses çıkarmadığı -veya çıkaramadıgı- dostuna kapı önünde veda etti ve yorgun, ama mesut adımlarla evvelâ apartmanın önündeki bahçeden geç- ti sonra kendi katma çıkan merdi- venleri tırmandı. D.P. nin kurucusu yorgundu zira, on gün içinde dokuz il dolaşmış, muhtelif ilçelerde, bucak- larda, köylerde durmuş, her yerde konuşmuştu. Adana, İçel, Gaziantep, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Elâzığ, Malatya, Kayseri, Köprülüyü heye- canla karşılamış, heyecanla uğurla- 10 mıştı. Kurucu aynı zamanda mesut- tu; çünkü gördüğü manzara karşı- sında yüreği yeniden imanla, ümitle dolmuştu. Nitekim evine girdiğinde D.P. nin eski kurucusu ilk intibaını şöyle anlattı: "Ben bu manzarayı 1950 nin ari- fesinde dahi görmedim." Prof. Köprülü seyahatin heyeca- nından ve tesirinden uzun zaman kurtulamadı. D.P. nin kurucusu pa- ç BEgesi ailesi (omensuplarına 1950 arifesinden çok farklı. Millet İktidarı bir odefa daha değiştirmeğe kati şekilde azim- li. Ben, bu ruh haletini on sene evvel de görmüştüm. Ama o zaman ne gözlerde bu günkü şuur, ne yürek- Fuat Köprülü Jakat mesut Yorgun lerde'bu günkü azim ve cesaret var- dı. Anlaşılıyor ki 1945 den bu yana geçen onbeş sene boşuna akıp git- memiştir. Onbeş sene Türk milleti- ni demokratik hayat bakımından inanılmaz derecede olgunlaştırmış- tır. Böyle bir milletin iradesine kar- şı koymak, böyle bir millete zorla yeni sistemler kabul ettirmek! buna teşebbüs edebileceklerin ben alınları- nı karışlarım. Köprülü kendine , has sevimli ve zararsız o argo eden us- lubuyla memlek müşahade ettiği değişikliği OO gece uzun Her sınıf halk resmi sıfat taşıyanlar veya taşımı- yanlar, siviller ve başkaları Milli © döktürmesi i Gerek şahsi, oylu i yat şartlarını ortaya Muhalefet Cephesi ekibine karşı gö- rülmemiş alâka göstermişlerdi. Köp- rülü "Biz 1900 nin arifesinde D.P. liderleri Olarak bu kadar yaygın sev- gi bulamıyorduk" dedi. o Köprülünün müşahadesi memlekette esen havayı mükemmel şekilde aksettiriyordu. Bir o vakitler (osayısız o insan, ona güvenerek D.P. saflarına katıl- mış, sonra da o saflarda kalmıştı. .P. de en ufak ümit ışığının dahi sönmüş bulunduğunu gören Köprülü hiç bir şey için olmasa, vicdanını ra- hat ettirmek için tanıdığına ve tanı- madığına şu tavsiyede bulunmayı şeref borcu sayıyordu: .H.P. yi destekleyiniz!" On günlük seyahat sırasında bu davete icabet edenlerin adedi inanıl- maz derecede çok oldu ve bu, tanın- . sözcüsü Bahadır oDülgere Köprülü aleyhinde Zaferde bir yazı için emir o verilmesine yol açtı. Iş Adamları Orkestra Şefinin Değneği Geçen haftanın son günü, öğleden sonra, oMigrosun O İstanbuldaki merkezinin 14 numaralı odasında uzun boylu, kır saçlı, yakışıklı bir adam sıkıldığım belli eden bir tavır- i la: " — Ben Ankaraya sık sık giderim. Sanayi Odasına ait işler için.." dedi. Uzun bo adamın üzerinde, ha- oyan pahalı kumaştan yapılmış gri renkte bir el- bise vardı. Zaten gömleğinden kra- vatına, çorabından ayakkabısına her şey Raif Dinçkökün son derece mü- reffeh yaşadığını gösteriyordu. yonerdir-. İstanbul Sanayi Odası a- reden aldığı yolundaki bir suale ce- vap vermeğe çalışmakla (meşguldü. Zira. ne tesadüf, C.H.P. Genel Baş- kanının meşhur Amasya mesajı ya- yınlandıktan hemen sonra Raif Dinç- kök Ankarada görülmüştü Kötü dil- ler Sanayi Odasının Demokrat Baş- kanının "Başbakana en yakın Ba- kan" Medeni Berk tarafından baş- kente celbedildiğini, altında imzası bulunan telgrafın metninin kendisi- ne orada dikte edildiğini, böylece bir kampanyanın o açıldığını (o söylüyor- lardı. Ankaraya gittiğini kabul eden Raif Dinçkök telgrafı her hangi bir tesir altında kalmaksızın "kendi ira- desi ile çektiğini bildirdi ve rivayet- AKİS, 20 NİSAN 1960