Allah, Allah! Ne Var Bunda Hiddet Buyuracak Gerçi iktidar pek sinirli olmuştur. Gerçi Radyo Ga- zetesinin ilhamcısı burnundan kıl aldırmaz haldedir ve Muhalefet, ya da onun lideri ne yapsa bu zata feci şekilde batmaktadır. O yüzdendir ki mütemadiyen te- pinmekte, zaman zaman mikrofonlardan "Alçaklar!" diye bağırmakta, yumruklarım sıka sıka "Ben suna gösteririm! Ben safta, gösteririm!" tarzında sayıklamak- tadır. Buna rağmen İsmet İnönü tarafından yapılmış bir ihtara karşı D.. P. yüksek çevrelerinde gösterilen tepkiyi anlamaya imkân yoktur. C. H. P. Genel Başka- nı, ilerde her hangi bir kimsenin her hangi bir hayale kapılmasını, bu yüzden telâfisi imkânsız hata işlen- mesini önlemek maksadıyla bir hakikati en açık şekil- de ortaya koymuştur. Muhalefet lideri, partisinin Amasya kongresine gönderdiği mesajında demiştir M: "Şimdilik seçimleri tehir etmiş olsalar da bilmeleri lâ- zımdır ki 27 Ekim 1981 akşamı güneş battığında, se- çimleri oyenilememişlerse ogayrımeşru olacaklardır ve bunu ben millete bizzat lifin edeceğim! "Bu söz, Radyo Gazetesine Ve aynı edebiyata meraklı D. P. organları- na bakılırsa bir çok kimseyi küplere »indirmiştir. Seçimle gelinen mevkilerden seçimle pek âlâ gidi- lebileceğı gerçeği 1945'ten itibaren seçtiğimiz rejimin başlıca' hususiyetlerinden biridir. Türkiye Cumhuriye- tinin Anayasası bir seçim devresini dört yıl olarak tes- bit etmiştir. Son seçimler 27 Bükün 1957 de yapıldığına göre Türk milleti o seçimlerin galibi D. P. ye 27 Ekim 1961 e kadar sürecek bir vekâletname vermiş demektir. Her Demokraside olduğu gibi bizde de vekâletnameyi alan siyasi parti, vâdeden evvel üzerindeki mesuliyeti devretmek isteyebilir. Bunun için de dört sene zarfın- da istediği an seçimleri yenileyebilir. Bu, rejimin tabi- atı icabı iktidarda bulunana tanınmış bir hak, bir avan- tajdır. İktidar partisinin ileri gelenleri kendileri için en muvafık buldukları tarihte Meclisi, feshederler ve mil- leti; sandık başına çağırırlar. Böyle hareket ederken hiç kimseye hesap vermekle mükellef bulunmadıkları her- kesçe kabul edilen bir hakikattir. Nasıl bir Maliye Ba- kanının devalüasyon kararının açıklanmasından sadece bir çeyrek saat evvel "Bir devalüasyon asla düşünülme- mektedir" demesi hakkı ve vazifesi, nasıl bir Tekel Ba- kanının tekel maddelerine zam listesi oOcebinde hazır beklerken böyle bir ihtimali şiddetle reddetmesi gere- kiyorsa aynı şekilde İktidar lideri de seçim tarihini giz- li tutmak, partisine en faydalı anda' bunu ilân etmek hakkına sahiptir. Nitekim İngilterede bu daima böyle olmaktadır ve bizde seçimlerin 1960 Baharında yapıla- cağı şayiaları dolaştığında aklı başında bir tek insan çıkıp D. P. Genel Başkanına "Hayır, yapamazsın! Bize de daha evvelden haber vermen lâzımdır" dememiştir. C. HK. P. ve onun lideri kendilerini, bu neviden bir ih- İktidar başkanının Mekanizma, o nok- timale hazırlamakla yetinmişler, hakkını münakaşa etmemişlerdir. taya kadar normal işlemiştir. Fakat anlaşılan, bizim bazı aklıevveller iktidarda bulunanların seçimleri geç de bırakabileceklerini ve vâ- deleri dolduğu halde seçimleri yenilemeden meşruiyet- lerini i sürdürebileceklerini hayal etmektedirler. Bunu ileri sürerken de Anayasanın seçimlerle alâkalı bir mad- desine dayanmaktadırlar. Bu maddede "yeni intihabatın icrasına İmkân görülmediği takdirde" bunun bir sene tehir edilebileceği bildirilmektedir. Madde, Anayasanın 13. maddesidir. Aklıevveller bunu İktidarın seçimleri beş yıl içinde arzuladığı zaman yapabileceği şeklinde AKİS, 20 NİSAN 1960 tefsir etmektedirler. İnönünün 27 Ekim 1961 akşamı se- çimler yenilenmediği takdirde D. P. iktidarının gayrı- meşru sayılacağım ilân etmesi karşısında oüstadların duydukları hiddet buradan doğmakta, sanki ellerinden oyuncakları alınmış gibi feryat etmelerine yol açmak- tadır. Evvelâ, en, basit hukuki gerçek: Anayasa, nor- mal müddet olarak dört yıl göstermektedir. Seçim- lerin bir yıl tekir edilebilmesi bir imkânsızlığın mev- cudiyetine bağlıdır. Her halde bu imkânsızlık "D. P nin normal müddetince yapılacak bir seçimi kazan- ma imkânsızlığı" değildir ve Anayasanın yapıcıları böyle bir ihtimali hatırlarına getirmemişlerdir. D. P. için seçim kazanma imkânsızlığının tek ve mantıki ne- ticesi bu siyasi teşekkülün pilisini, pırtısını toplayarak iktidardan tıpış, tıpış ayrılması ve muhalefet saflarına dönmesinden ibarettir. Bir memlekette hangi şartlar altında seçim yapılamayacağı son derece açıktır. Se- ferberlik, hattâ kısmi seferberlik olur, lunur, hayet devlet harp halinde olur. nin Anayasası bu ihtimalleri düşünmüş ve onun çâresi olarak bir yıllık tehiri kabul etmiştir. Fakat, bilhassa 1957 den itibaren D, P. var kuv- vetiyle bir yanlış kanaati gerçekmiş gibi vatan sat- hında propagandaya koyulmuştur. Bundan kısmen ba- şarı kazanmış olduğunu kabul etmeye de imkân yok- tur. Zira bir çok kimsenin kafasına D. EF. nin isterse seçimlerin tarihini bir yıl öteye atabileceği fikri yerleş- miştir. Halbuki böyle bir hak mevcut değildir. Ne var ki bizzat D. P. Genel Başkam, meselâ bir nutkunda "Biz, 1957 seçimlerini bir buçuk yıl evvele alarak yap- tık" diyebilmekte veya müstakbel seçim tarihi olarak "1960 veya 1932" den bahsedebilmektedir. 1957 seçim- leri Ekimde yapılmıştır. Normal olarak 1958 Mayısın- da yapılması gerekirdi. D. P. bunları bir buçuk yıl de- gil, sadece yarım yıl öne almıştır. 1962 den bahsetme- ye gelince, o bir hayalden başka şey değildir. Siyaset- te, ihtimaller normal şartlar göz Önünde tutularak hesaplanır. Yoksa, ihtimal diye bir şey ortada kal- maz. Anayasayı ters şekilde anlamaya niyetli olanla- ra İsmet İnönü gerekli ihtarı henüz vakit varken yap- mış ve seçim müddetinin durup dururken dört yıldan beş yıla çıkarılması plânlarına karşı vaziyetini almış- tır: C. H. P. böyle bir tertibi tanımayacak, onun Mec- lisinde kalmayacak ve idarenin gayrımeşru bir idare olduğunu bizzat İnönü millete ilân edecektir. Mamafih, D. P. borazanlarının niçin ateş püskür- düklerini anlamak zor değildir. Anayasayı bahane edip seçimler bir yıl tehir olundu mu bazı D. P. milletve- killerinin meşhur "hukuki mantık" ını kullanarak bu bir yılları ilânihaye uzatmak pek alâ kabil olacaktır. Öyle ya, Anayasa "bir defaya mahsus olmak üzere" dememektedir. O halde, seçimlerin yenilenmesine ma- ni sebep baki kaldıkça -yani, kısaca, D. P. için seçim kazanma imkânsızlığı, mevcutken- bir yılın; üstüne bir başka bir yıl gelir, ona yeni bir yıl ilâve edilir ve böy- lece seçimsiz meşruiyet devam ettirme imkânı sağla- nır. Muhalefet liderinin ciddi ve kati vaziyet alması işte bu yüzden kulaklara kar suyu okaçırmış, bir ta- kım niyetleri altüst ettiği için hiddet celbetmiştir. Yoksa, Anayasanın neyi amir olduğunu siz de, biz de ve büyüklerimiz de mükemmel şekilde biliriz ca- nım!,