YURITA OLUP BİTENLER meşhur haber hakkında hiçbir tef- sirde bulunmamağı tercih ettiler. Bu- na kargılık komünist aleyhtarı Mu- halefet Partilerinin liderleri, başta Venizelos ile Markezinis olmak üze- re, Ziyareti müsbet o karşılıyorlardı. Pro-komünist EDA ise, Menderes bile bu işi yaptıktan sonra Karaman- lısın hala ne güne beklediğini soruş- turmağa koyulmuştu. Sevinenlerin başında gelenlerden biri de İrandı. Hakikaten, Iranda Sovyetlerle mü- nasebetleri normalleştirme , arzusu daima hakim bir rol oynamıştı. Meş- hur Amerikan garanti andlaşmala- rının imzalanmasından önce İran Şehinşahının gizliden gizliye (o Sov- yetlerle müzakereye girişip bir sal- dırmazlık paktı imzalamağa kalkış- masının hazin hikâyesini bilenler için buna şaşmak mümkün değildi. Gerçekten, o vakit Şehinşahı bu işi yapmaktan vazgeçirenler bizzat Türk idarecileri olmuşlardı. Şimdi ise, Şe- hinşah Hazretlerinin Türk - Sovyet münasebetlerinin normalleşmeğe baş lamasından sonra Iran - Sovyet mü- de normalleştirmek |1- çin gayretlerini açıktan sarfetmesine engel kalmıyordu. Hattâ meşhur 1921 İran - Rus Andlaşmasının orta- dan kalktığını OKremlinin tanıması karşılığında bir saldırmazlık (o paktı imzalaması bile mümkün hale geli- yordu. Nitekim Tahran basını, baş- ta İttılaat, Mardom, Ferman ve Aj- hans gazeteleri olmak üzere Mende- res - Krutçef ziyaret teatisini gök- lere çıkarmakta gecikmediler. Bu arada, en eğlenceli tefsiri de İttilaat yaptı. Bu gazeteye bakılırsa Türk Hükümeti Sovyetleri yıllar yılı bize karşı yaptıkları hücumlardan sonra bundan vazgeçip bizimle konuşmağa razı etmekle büyük bir başarı kazan- mıştı! Halbuki, Ankaradaki Sovyet Büyükelçisi Rijovun bir buçuk aydır bu ziyaretçisinin peşinde olduğunu ve Hükümetin buna, keyfiyetin ila- nından ancak bir hafta önce müsbet cevap Verdiğini bilenler için bu tef- sir hakikaten pek Meşhedivari oldu. NATO ve CENTO üyelerinin aksine kendisine ziyaret hakkında önceden bilgi (overilmemesine ve bu bir de açık papara işitmesine rağ- men Yugoslavya da memnundu. Ni- tekim, Yugoslav Komünist o Partisi- nin resmi organı Borba bunu tam bir sarahatle açıkladı. o Bağdatta da memnuniyet izhar ediliyordu. Gerçi, bu memnuniyet bazı muzır radyo neşriyatına pek sarılmış olan Bağdat idarecilerinin bir kısmında pek o ka- dar memnuniyet uyandırmadı ise de başka türlü konuşulamazdı. Fakat, en ince tefsiri yine meşhur The Times yaptı. Meşhur Londra ga- zetesi, Fransanın en "büyük gazetesi Le Monde'un Ortadoğu uzmanı sayı- lan Sabilerinin bile göremediği pek çok şeyi açıkça ortaya döktü. Mac- carthysme hakkında zamanında pek sert şeyler yazmış olan Le Monde'un Sovyet Büyük Elçiliğinde Bolşoy balesi kokteyli Namık Gedik duymasın! 18 bu son ziyaret havadisinin Türk dış politikasında "ilk anda" herhangi bir odeğişiklik (oOyapmayacağım ove Türkiyenin böylelikle dış yardım im- kânlarını arttırmağı düşünmediğini yazmasına rağmen, The Times duru- mu çok daha realist bir şekilde gö- rüyor ve ziyaretin altında yatan se- beblerden birinin de ticari mübadele- leri ve hattâ kredileri arttırmak ola- bileceğini söylüyordu. Geçen hafta içinde Ankara diplo- matik çevreleri de -istisnasız- bil- hassa bu nokta üzerinde durdular. Herkes, yeni "iyiniyet turizmi" mo- dasının Menderesi de cezbetmiş ola- bileceği üzerinde ağız birliği oediyor- du. Fakat, birçok kimseler bu sebe- bin yanında ziyadesiyle dış yardıma muhtaç olan Türk Hükümetinin bu Ziyaret vasıtasiyle şuradan veya buradan dış yardım almak maksadı- nı takip edebileceğini de düşünüyor- lardı. 1955 yılında zamanın Başba kan Yardımcısı sayesinde Amerika- lılara verilen ve "The Unhappy Me- morandum - Talihsiz Muhtıra" i diye bilinen meşhur o vesikanın encamını ve 1958. yılında Avrupa İktisadi İş- birliği Teşkilâtının Türkiyeye istik- rar programı dairesinde yem fevka- lâde krediler vermesinden önce Mos- kovaya kredi, teminine. giden iktisadi devlet teşekkülleri (o heyetlerinin -ki bazı fabrikalar için fiilen Sovyet kre- muşamayı bizatihi bir gaye gören ve şu veya bu sebeble davanın istismar edilmesinin aleyhinde oldu- ğunu belirten İnönünün demeci ise, -yine istisnasız- tam bir tasviple kar- şılanıyordu. Bu arada çok merak edilen konu- seti içindeki rolü hakkında vâktiylo pek ilgi çekici yazıları imzasiyle ya- yınlamış olan Tevfik Rüştü Arasın bu son ziyaret hakkında ne düşün- düğü idi. Herkes ilerisi için düşüne dursun... Türk - Sovyet dostluğu bu arada -Bay Dülgerin ve Bay Gedikin anla- yışına göre- geçen hafta Cumartesi günü bir adım daha inkişaf etti. Ger- çekten, zorlu Dışişleri Bakanı, Sov- yet Büyükelçiliğinde bu sefer başka bir Bolşoy trupu İçin verilen bir kok- teylde Rus balerinlerinden birinin koluna girmiş, ona İkinci Dünya Harbi esnasında Kuybişefteki oMüs- teşarlığı esnasında rendiği Rusçasıyla söylüyordu. şöyle böyle öğ- nâzik kelimeler AKİS, 20 NİSAN 1960