Seçim verecektir; tabiatıyla vekalet vereceği şahsı kendi ar- zusuna göre, her hangi bir hileye, tehdide maruz kalma- dan seçmesi, ondan sonra da noterde vekaletname çı- kartırken noterin bu vekaletnamenin çıkmasına engel olmaması veya bir el çabukluğu ile Ahmete verilen ve- kaletnameyi Mehmete gibi göstermemesi lâzımdır. "Milli iradenin tecellisinde kütük ve sandık işleri, tabir caizse, işin noterdeki kısmıdır. Burada da noterin dürüst oluşu kafi değildir. O da muayyen bir şahsın ve- ya şahısların tehdidi altında ise kendisinden beklenen dürüstlük içinde vazifesini başarmakta güçlük çekecek- tir. Bunu şu sebeple söylüyorum: Yeni tasarı kütük muamelelerini hakimlere bırakmaktadır. Bu kazai or- gan teminatı şüphesiz sevinilecek bir şeydir. Ama bu- gün kazai organın kendisi gerekli teminattan mahrum bulunmaktadır. Bu sebeple kütük işlerinin hakimlere bırakılmasından beklenen faydalar bir hayli azalmak- tadır. Ne var ki, hakim, yetişmesi ve mesleği itibariyle iki taraf arasında tarafsız kalmaya, daima emir alma- ya alışmış idareciden daha kolay muvaffak olabilir. "Şimdi kütük işleri ne kadar ıslah edilirse edilsin, deminki teşbihi devam ettirerek söylüyorum, vatanda- şın vekilini her türlü gayrimeşru tesirden ve baskıdan uzak olarak seçebilmesi temin edilmedikçe, sadece se- çim günü vahim hadiselerin önüne geçilmiş olur, zahi- ri bir meşruiyet sağlanır; fakat ne seçimleri böyle şart- lar altında kazanan Parti tam bir meşruiyetin, ne va- tandaş dilediği şahıslar tarafından idare edilmenin hu- zuruna kavuşabilir. "Bu bakımdan, son tasarıyı çok nisbi bir huzurun muhtemel müjdecisi olarak kabul ediyorum. Asıl mese- le vatandaşın vicdanını ve iradesini haksız ve kanunsuz müdahalelerden kurtarmaktır. Halbuki, radyo, sabah- tan akşama kadar efkârı umumiye istikametlerini boz- mak ve değiştirmek için faaliyettedir. Bir takım D. P. liler vatandaşı korkutmak gayretiyle D. P. nin iktidarı vermiyeceği, Muhalefete oy verenlerin cezalandırılaca- ğı -misalleri zaten malüm- sözlerini yaymaktadırlar. Vatandaşa siyasi tercihlerinde en mühim ışık tutucu olan basın türlü cefalarla karşı karşıya bulunmaktadır. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ortada! Bu- günlerde Adanaya gidecek olan Menderesi karşılamak üzere civar vilâyetlerden bile muazzam vatandaş kitle- lerinin merasime geleceğini Zafer yazıyor. Vatandaşlar, devlet zoruyla ve devlet vasıtalarıyla değil, kendi arzu- larıyla Muhalefet liderini karşılamaya gelseler Namık Gedike göre bu memleketin asayişini, milletin huzurunu bozmaktır. Doğrusunu isterseniz bu anlayış, memleket- te siyasi huzuru bozmak bir yana, Aristodan beri yer- leşmış mantık kaidelerinin temellerini bile çökertmek- tedir "D. P. sanki devletin kendisi imiş gibi gösterilip va- tandaş zorlanırsa, bu şartlar altında yapılacak seçime serbest seçım huzuru sağlayan seçim demek mümkün olur mu? bir türlü bu kabıl hareketlerden liderlerinin her gün artan kendi seb bine de bir turlu teşhis koya- Senelerden beri çeşitli tazyiklere alışmış "İşin garip tarafı, vaz geçemeyen D. huzursuzluklarının mamalarıdır. AKİS, 30 ARALIK 1959 Yapılabilecek mi? TURAN GÜNEŞ olan vatandaş şüphesiz ıstırap çekmekte, fakat yakında bu ıstırapların biteceğinden ümitli ve bunları bitirmeye de kararlı görünmektedir. Binaenaleyh iktidarı teminat altına almak için kendilerine göre alınması zaruri her tedbir D. P. liderlerini vatandaştan daha fazla huzursuz etmektedir. Bir insanın başkasını ezeceğim, korkutaca- ğım diye kendisini bu derece tedirgin etmesi, şayanı hayret doğrusu! "Kanaatımca bu huzursuzluk içinde aklıevvel bazı büyük D. P. liler şöyle bir hesap yapmaktadırlar: Se- çimlerde radyo ile devletin her türlü vasıtalarıyla parti- zanlık usulleriyle, vatandaşın kimini korkutup, kimini ürkütüp, kimini kandırıp, kimini aldatıp seçmenleri biz- zarur kendi istikametlerine getirecekler, düzgün kü- tüklerle yapılacak seçim ameliyesine de kimse bir şey diyemiyecek! "Seçim meşruiyetinin psikolojik temellerini bir ya- na itiveren bu pek basit, ama pek basit hesabın her ba- kımdan hüsranlı neticelerini D. P. önümüzdeki seçimler- de acı acı hissedecektir.