Bakanlıklar Bir "Hicap Hikayesi" G eçen haftann başında bir gün gözlüklü, babacan tavırlı, kahn sesli bir adam elindeki gazete ku- pürlerini göstererek: — Sizin hesabınıza n hi- cap duyuyorum. Bu haberleri tekzıp etmeniz lazım. Bunlara göz yumm. manız gerekir" dedi. Uzun toplantı masasının etra- fında bulunan ve göğüslerindeki ro- zetlerden orman — mühendisi olduk- ları anlaşılan kimseler bu sözleri sarfeden babacan tavırlı adama hay- retle baktılar. Salonu kısa bir süküt kapladı. Sonra, hafif mırıltılar yük- seldi. Babacan tavırlı adam halâ elin- deki gazete kupürlerini gösteriyor ve ayakta duruyordu. Hadise, Tarım Bakanlığının orman işletmeleri kıs- mındaki bir salonda cereyan ediyordu. Babacan tavırlı zat Tarım Baka- Nedim Ökmendi. Ormancı- hicap duydu- zaman Za- mevzuunda çıkan havadislerdi Menderes kabi- nelerinin politika dışı Bakanı Nedim Ökmen gazetelerin bu "asılsız ha- berlerinin tekzibini istiyordu. Ök- menin masum bir isteği daha vardı: Tekzibin Tarım Bakanlığı tarafından değil, Ormancılar cemiyeti tarafın- dan yapılması! Kısa süren sessizliği Ormancılar cemiyeti başkanı zım Mıiıhçıoğlu ağır doğruldu. Mıihçıoğlu Tarım Bakanlığı Fen heyeti azasıydı. Ökmene hitaben: "Muhterem müteakip Kâ- Bakanımızın bizim duymasına şaşır- cemiyet olarak tekzip edersek gülünç düşeriz" ıhçıoğlu sözlerine, belki devam edecekti. Fakat bakanlığında sertli- ği ve kati kararlarıyla tanınan Ne- dim Ökmen sözünü kesti: "Bakanlıgın Fen gibi konuş.." Toplantı salonunu, biraz önceki- ne nazaran daha yüksek dozda mı- rıltılar yeniden kapladı. Orman mü- hendisleri rahatsız olduklarını belli edercesine sandalyelerinde kıpırdanı- yorlardı. Mıhçıoğlu sözlerine devam etti: "Cemiyet adına konuşacağım. Bu benim vazifem.. Gazete — haberlerimi tekzip etmek bizim vazifemiz değil." Mıhçıoğlunun sesi hafiften sert- leşmişti. Bakan masanın etrafındaki- leri gözden geçirdi. Umumi hava Ce- heyeti azası miyet başkanının lehinde görünüyor- du. 1800 orman mühendisini temsil eden cemiyet idare kurulu böyle bir tekzibi yapmağa her ne bahasına olursa olsun taraftar değildi. Bu "baha"lar arasında Menderes V Hü- kümetinin sert kararlarıyla tanınmış Tarım Bakanı Nedim Ökmenin biraz sonra söyliyeceği "Benim gibi düşün- mıye nlerin, - bakanlığımda işi yok- tur" sözü de dahildi. Ökmen, bunu soyledıkten sonra hırsla kapıya doğru yürüdü en gidiyorum. Bunların bir an evvel apılmasını da istiyorum" diyerek salonu terket Ormancılar arasında hâdisenin dedikodusu geçen hafta içinde devam ederken, bağımsız devlet radyosu ormanlarımızın tahrip edilmediğini, orman yangınlarının Önünün alındı- ğını bildiren uzunca bir haber yayın- ladı. Haber Basın - Yayın mahreciy- le okunmuştu. rman yangınları mevsiminin geçmiş olması, geçen hafta içinde gazetelerde orman tah- ribatına dair hemen hemen hiç bir haberin çıkmamasına rağmen böyle bir neşriyata neden lüzum görülmüş YURTTA OLUP BİTENLER tü? Acaba — Ormancılar rarı değiştirmiş miydi 1800 orman mühendisinin pekço- ğu ilk anda böyle düşündü. Demek yelkenler suya indirilmişti. Ama işin içinde iş vardı. Hâdisenin hemen a- kabinde Tarım Bakanlığında Orman Umum Müdür Muavini ve Bakanın gözde adamı Mustafa Saltkayanın -Ankara Hilton sakinlerinden Bey- han Cenkcinin kayınpederi- başkan- cemiyeti ka- ? mek ve bir rapor hazırlamaktı. İ radyoda yayınlanan bu rapordu. Fakat Sert Tarım Bakanını bu, tatmin etmemişti. Ertesi gün Kâzım Mıhçıoğlunu makamına çağırdı ve aralarında geçen hâdiseyi neşreden bir Muhalefet gazetesini göstererek: "— Bu gazeteyi bir hatıra olarak saklıyacağım" dedi. afta bütün gözler Tarım ba- kanlığındadır. Bir kalemde üç dört umum müdüre birden işlerinden el çektiren Ökmenin bakanlığında yeri olmayanlara ne yapacağı — merakla beklenmektedir.