Lütfen, Beyler! D ışişleri Bakanlığmda açılan bir Başkâtiplik imtihanı dolayısıyla "Cemiyet” sayfamızda çıkan bir kaç satıra karşılık bu Bakanlığın sav cılık elıyle gönderdiği bir tekzip yazısı AKİS'in beş hafta önceki sayısın- da arzı endam, eylemişti. AKİS, bu tekzip üzerine, bundan üç hafta ön- ce Dışişleri Bakanlığına gayet sarih bazı sualler tevcih etmişti. AKİS, Dışişleri Bakanlığı savcılığa kadar zahmet etmesin diye bu suallere ve- rilecek cevaplara sütunlarını kendiliğinden ayırdığını da bildirmişti. e okuyucularımız tam üç hafta Dışişleri Bakanlığının, cevabını bekledik. Hassasiyet derecesini "Cemiyet" sayfamızdaki -meşhur tâbir- le- sosyete dedikodularını dahi tekzibe kalkışmakla gösteren bakanlık kendisine mevzu ile alâkalı sarih sualler sorulunca, ne hikmetse bir Sfenks kesildi. Şimdi, suallerimizi tekrarlıyoruz. İşte, bakanlık bakımından du- izah için mükemmel bir fırsat daha/! Bakanlık bu fırsatı da kaçı- rırsa, şuphesız AKİS kendi okuyucularını bizzat tenvirden geri kalmı- yacaktır. Masum suallerimiz şunlardır: — İkinci Kâtip Yüksel Menderes ve onunla birlikte Başkatip- lik ımtıhanına giren 17 kişi hangi tarihte veya tarihlerde İkinci Ka- tipliğe terfi etmişlerdir? 2 — Bu 18 kişiyle beraber Dışişleri meslek memurluğu imtihanını kazanıp aynı zamanda Bakanlıkta işe başlayan başka memurlar var mıdır? Varsa, bunlar askerlik hizmetlerini Bakanlığa intisaptan önce mi tamamlamışlardır? Bunlardan askerlik hizmetlerini Bakanlığa in- tisaptan önce tamamlamış olanların İkinci Kâtipliğe terfi tarihi nedir? Bu gibiler hangi tarihte açılan Başkâtiplik imtihanına girmeğe hangi tarihte davet olunmuşlardır? Bahis mevzuu 18 kişi hangi tarihte açı- lan Başkâtiplik imtihanına hangi tarihte davet olunmuşlardır. Ayrı za- manlarda açılan iki imtihanın "entegre" edileceği yolunda söylentiler vardır. Bu söylentiler doğru mudur? İmtihanları "entegre" etmek ne demektir? — Darışişleri Bakanlığı, memurlara müteallik umumi hükümler- le birlikte, Dışişleri Bakanlığına dair olan 1154 saydı Kanunun 4. ün- cü maddesiyle 5250 saydı Kanunun 7. inci maddesini nasıl anlamakta- dır? Bu kanuni hükümler muvacehesinde, Başkâtiplik imtihanı "altı ay kadar ileriye" ahnabıhr mi? Bu imtihan "altı ay kadar ileriye" alınabil- dahi, muayyen kanuni müddetler dolmadan 'Başkâtiplere duyulan şiddetli ihtiyaç 1 karşılamak mümkün müdü zahat alındı. Beyfendi öğleden sonra Park Otelde kaldı. | O akşam saat 19.30 da İçişleri Ba- kanı Namık Gedikle beraber, Kemal Aygünün Teşvikiyede Ralli apart- manındaki dairesine gidildi. Koraltan da oradaydı. Beyfendi burada iki genç Demokratın nişan yüzüklerini taktı. Damat Beşiktaş D. P. ilçe baş- kanı Nuri Bayer, gelin ise Kemal Ay- günün sevimli kızı Baysan Aygündü. Toplantının en mesut insanı Kemal Aygünün melek gibi eşi -ve büyük talihliliği- Sevinç Aygündü. Mende- res koyu kahverengi elbisesi, kırmı- zılı siyahlı kravatı ile son derece şık- tı. İktidarın başının yanında yeniden görülmeğe başlayan İçişleri Bakanı 12 Gedik İise umumiyetle kullandığı renkte ısrar etmiş ve İâcivert bir el- bise giymişti. Menderes nişanda faz- la kalmadı. Bir saat sonra beraberin- de Gedik olduğu halde Park Otele döndü. O geceyi istirahatla geçiren Baş- bakan sanki Cuma gününe hazırlanı- yordu. Cuma, —Menderes için hayli yüklü geçti. Halük Şaman, Ethem Menderes, Medeni Berk ve tabiatıyla Namık Gedik, ayrıca Aygün ve Yet- kiner Başbakanın ziyaretçisi oldu- lar. Bütün gün politika meselelerinin konuşulmasıyla geçti. Aynı gün Fet- hiye heyeti de kabul edildi ve kendi- lerine vilâyet yapılacakları, ama bi- raz beklemeleri vaadinde bulunuldu. Kuzu sarması... İstanbulda geçen bu günler gerçi C.H.P. milletvekilleri tarafından sert lisanla tenkid ediliyor ve hükü- metin Ankarada — çalışması istenili- yordu. Umumi efkârında C.H.P. li- lere hak verdiği muhakkaktı. Ama Beyfendi vicdanen müsterihti. Şahsi politikası bakımından İstanbul çalış- maları cidden verimli oluyordu. Hele Cumartesi günü yaptığı temas ve gö- rüşmeler Menderesin bu düşüncele- rinde ne kadar haklı olduğunu bir ke- re daha ortaya koydu. O günün sabahı, erken saatlerde Başbakan gene imar sahalarını gez- di. En çok Gümüşsuyu yolu ile ala- . Elbiselerinin çamurlanması- na aldırış etmeden 00073 numaralı Cadillac'tan indi ve inşaat sahasını dolaştı. Bu arada, bir başka zat hayatının heyecanlı günlerinden birini yaşıyor- du. Bu zat, Park Otele bir akşam ev- velinden alelacele gelen ve Beyfendi- nin hususi dairesi önünde uzun Za- man bekleyen Basın - Yayın Umum Müdürü Altemur Kılıçtı. Kılıç, kendi kanaatınca çok önemli bir vazifeyi üzerine almıştı. Geçen hafta içinde eski gazetesi Vatanın — kapatılması dolayısıyla Vatancıları teselliye gi- den Kılıç, orada İstanbul Gazeteciler cemiyeti idare heyetiyle karşılaşmış ve heyetin talebi üzerine, kendilerini Beyfendiyle görüştürmeğe söz ver- mişti. Eski bir gazeteci olan umum müdürün meslekdaşlarına olan sev- gisi eksilmemişti. Hele İstanbullu ar- kadaşlarını kıramazdı. Vazifelerinin başında, eski meslekdaşlarının arzu- larını yerine getirmek geliyordu. Ne var ki aynı Altemur Kılıç birkaç gün evvel Ankaralı gazeteci arkadaşları- nın bir talebini tam bir D. P. li gibi karşılamıştı Bütçe Komisyonuna gi- miyen gazeteciler, bir heyet halin- de Basın - Yayın Umum Müdürünü ziyaret etmişler ve Komisyona alın- madıkları takdirde — müzakerelerin gazetelere naklinde bazı hatalara dü- şebileceklerini — söylemişlerdi. — Hiç değilse her gün bir gazeteci Bütçe Komisyonundaki müzakereleri takip edebilmeliydi. Uzun uzun düşünen Kı- lıç Ankaralı meslekdaşlarına D. P.- nin günümüzdeki basın anlayışı için- de cevap vermişti. Cevap şuydu: — Gazeteciler bütçe müzakerele- rinin Komisyon — safhasını da takip edebilirler. Ama yazdıkları haber bir kere Basın - Yayın umum müdürlüğü tarafından görülecek ve tasvip edi- lirse gazetelere nakledilecektir". Ankaralı gazeteciler teklifi red- detmişlerdi. Basın Yayın umum — müdürü bu defa — meslekdaşlarına verdiği sözü tuttu. Başbakanla temas ederek İs- tanbul Gazeteciler Cemiyeti İdare he- yetinin — görüşme talebini — bildirdi. AKİS, 30 ARALIK 1959