şimdi sâdece -teoride 4, aslında- 3 tümen ile 1 Taktik Hava Kuvveti bu- lunduruyordu. Belçika ile Hollanda bi- rer tümen bulundurmaktaydı; bu tü- menlerin eğitimi çok Zzayıf olup, Brüksel Hükümeti, bu da yetmiyor- muş gibi, askerlik süresini bir yıla indirmeğe kalkışmıştı! La Haye Hü- kümeti de aynı niyeti açıklamıştı. Kü- çücük Lüksemburgun 1/3 tümeni vardı. Buna mukabil, Danimarkanın sadece 2/3 ve Norveçin de sâdece 1/2 tümene sahip olmaları, affedilir bir ihmal değildi. Portekizin de bir tek tümenciği vardı. İzlandanın ise hiç askeri birliği yoktu! Bunun tek is- tisnası, balıkçıları koruyan birkaç gambottu. Bütün bu kötü bilanço içinde Türkiye bir yıldız gibi parlıyordu. Türkiyenin 21 4/3 tümeni ve 2 Tak- tik Hava Kuvveti NATO emrindey- di. Buna, yine NATO emrinde olan eğitim merkezleri ile -savaş zama- nında NATO emrine girecek olan Jandarma tugay ve alayları ile sınır 14 piyade alayları dahil — değildi. Türk onanması, kendi karasularında mu- harebe edeceği için milli komuta al- tındaydı. Fakat, bunun büyük bir ö- nemi yoktu; zira Türk Donanması daha ziyade Türk Kara Kuvvetlerini destekleyecekti. Kaldı ki Türk Deniz Kuvvetleri Karargâhı aynı zamanda, Maltadaki NATO Akdeniz Başkomu- tanlığına bağlı bir Tali NATO Ka- rargahı olup -Ege hariç- Doğu Akde- nizdeki harekâttan sorumluydu. Türk Kara ve Hava Kuvvetleri, Napolideki Güney - Doğu Avrupa Başkomutan- lığına bağlıydı ve İzmirde Türk ve Yunan Kara ve Hava — Kuvvetlerini emrinde toplayan -ve başında bir A- merikalı Generalin bulunduğu- bir de Tali NATO Komutanlığı vardı. İşte, Türkiyenin NATO camia- sında bir yıldız gibi parlamasıdır ki bir takım Amerikalı dostları, bir ve- ya iki Türk Tümeninin Merkezi Av- rupaya gönderilmesini — düşünmeye sevketmişti. Olmayacak iş... bii bu, olacak iş değildir. Türk tümenleri, atom harbinin icabla- rına göre, diğer NATO memleketle- rinde olduğu gibi yeniden teşkilât- landırılmak İi eder. Bu yeniden teşkilâtlandırma işinin, 400 bin kişi- lik silahlı mevcudumuzda bir azalt- mayı mümkün kılması beklenemez. Tümenlerimizin yeniden teşkilâtlan- dırılması demek, onların müstakillen harekât yapabilecek, taktik atom si- lâhlarıyla mücehhez ve son derece hareketli 3 "savaş birliği" ne ayrıl- ması demektir. Ayrıca, tümenin çok müessir ve hareketli savaş ve İojis- tik destek birlikleri olacaktır. Türk Kara Kuvvetlerinin, yurt içi lojistik desteğini de hayli geliştirmesi gerek- mektedir. Bu yeniden teşkilâtlandır- ma neticesinde, Türk tümenlerinin adedinin, 16 ya ve hattâ 14 de inme- sinin gerekeceği, -uzaktan bir bakış- la- söylenebilir. Ancak, bu hiçbir su- retle ateş kudretinde ve hareket ka- biliyetinde bir azalmayı ifade etmez. AKİS, 30 ARALIK 1959