30 Aralık 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

30 Aralık 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mu Öğrenildiğinde ve bu gibi ilçeler için tek çarenin D. P. iktidarının so- nunun gelmesi olduğu meydana çık- tığında bir çok Ege ilçesi derin de- rin düşünüp bazı kararlara varmak- tan geri kalmadı. Ama bu ilçelerin de bilmedikle- ri, seçim propagandası olarak dağıtı- lan mavi boncuklardan hiç birinin, sahiplerine vilâyetlik levhasını getir- meyeceği, bunun da tutulmayan D. P. vaadlerinden bir başkasını teşkil edeceğiydi. Zira sadece Nazilli hal- kının ruh haleti bile D. P. nin Dimya- ta pirince giderken evdeki bulgur- dan olmak üzere bulunduğunu bu haf- tanın başlarında pek dramatik tarz- da D. P. büyüklerine göstermeye yetti. Politikacılar Gülek gazeteci!.. Gçenlerde bir gün İstanbulda, Be- şiktaştaki Hayrettin iskelesi ci- varındaki yüksek bir binanın kapısın- dan içeri orta boylu, gözlüklü, tipik kaşlı, ayaklarında kalın tabanlı pa- buçlar bulunan bir adam girdi. Ken- disini görenler etrafına üşüştüler, zi- ra resimlerine — gazetelerde rastla- mışlardı, tanıyorlardı. Gelen, politi- kacı Kasım Gülekti. Bina ise rahmet- li Nuri Demirağa aitti ve halen Ter- cüman gazetesinin basılmakta oldu- ğu matbaanın binasıydı. Kasım Gü- lek, politikacı olarak gelmediğini bel- li eden hayli sert bir sesle "Ben bu- ranın yeni sahibiyim" dedi. Matbaa- da çalışanlar Kasım Güleğin bu te- sisi satın almak niyetinden zaten ha- berdardılar. Demek ki satış muame- lesi tahakkuk etmişti. C. H. P. nin eski Genel Sekreteri bir kaç gün son- ra da alakalılara tesisin onbeş gün içinde kendisine teslim edilmesi için usulüne uygun bir protesto çekti. Gü- lek işleri ciddi tutuyordu. Eski C. H. P. Genel Sekreteri o gün yeni matbaasını gezdi, izahat al- dı. Rotatif iyiydi, dizgi makinelerinin adedi hayli fazlaydı. — Mürettiphane kısmı da zengindi. Gülek makinele- rin daha verimli hale — gelmesi için Almanyadan bir mütehassıs getirtme kararı verdi. Yalnız yapılacak 1ş Babıâlide matbaayı yerleştırecek mü- sait bir bina bulmak, orada tekrar kurmak, gazete çıkarmaktı. Elinden, hiç bek- lemediği bir sırada Genel Sekreter- lik silahiı gidiveren Gülek böylece politika hayatında kendisine yeni bir destek arıyordu. Bunu, gündelik bir gazetede bulacağı ümidindeydi. Gene V. C Faka[ eski Genel Sekreterin Nuri Demirağ matbaasını satın alması hiç de kolay olmadı. Nuri Demirağ veresesi tesisi satmak — istiyor, bir şirket kurmuş bulunan Kasım Gülek de almak istiyordu. Ne var ki mesele o kadar basit değildi. Bir matbaanın el değiştirmesi elbette ki Beyfendiyi alakadar edecekti. Hele talip Kasım Gülek olursa.. Nitekim, alâkalılar Adnan Menderesi hâdiseden haber- Beşıktaştakı Demırag matbaası V. C. suya düştü, suyu milyonlar içti! AKİS, 30 ARALIK 1959 YURTTA OLUP BİTENLER Kasım Gülek "Dördüncü kuvvet" peşinde dar ettiler. Vatan Cephesinin gösterdiği ala- ka İstanbul çapında oldu. Anlaşılan, matbaanın sahibinin Kasım Gülek ol- ması yerine bir "Demokrat Şirket" olmasının tercih edileceği — yolunda Vatan Cephesine yukardan işaret gel- mişti. Vatan Cephesinin transfer kıymetlerinden -bir zamanların koyu C. H. P. lisi- İş Bankası Müdürü Ha- lis Kaynar meseleyle — alâkalanmak vazifesini üzerine aldı. Ibuki Kasım Gülek başına ge- leceklerden haberdar bulunduğu için tesisleri üç milyon liraya kapatmış, bedelin yüzde onu olan 300 bin lirayı da kaparo olarak ödemişti. Buna rağ- men Vatan Cephesiyle Nuri Demirağ arasında temas vuku bulmuştu. Fa- kat Vatan Cephesi gerekli parayı toplamakta güçlük çekiyordu. Gerçi Üzeyir Avundukun teşebbüsüyle ku- rulmuş meşhur "Demokrat Şirket" mevcuttu ama, onun da peşin parası yoktu. Nitekim Nuri Demirağın bek- lemekten usanan bir oğlu, işe son vermek için günün birinde Halis Kay- narı aradı ve matbaayı hakikaten al- mak istiyorlarsa almalarını, yok is- temiyorlarsa tesislerin Kasım Güleğe satılacağını bildirdi. İş Bankası Mü- dürü Demirağa, Kemal Aygünü gör- mesini tavsiye etti. Fakat Demirağ söylendi: Kemal ünü görmek Başbakanı görmekten zordu, saatler- le beklemek gerekiyor, sonra ancak ayak üstü iki lâf edilebiliyordu. Hem kendisi satıcıydı. Kemal Aygün ko- nuşmak istiyorsa arayabilirdi. Ha- 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: