mu Öğrenildiğinde ve bu gibi ilçeler için tek çarenin D. P. iktidarının so- nunun gelmesi olduğu meydana çık- tığında bir çok Ege ilçesi derin de- rin düşünüp bazı kararlara varmak- tan geri kalmadı. Ama bu ilçelerin de bilmedikle- ri, seçim propagandası olarak dağıtı- lan mavi boncuklardan hiç birinin, sahiplerine vilâyetlik levhasını getir- meyeceği, bunun da tutulmayan D. P. vaadlerinden bir başkasını teşkil edeceğiydi. Zira sadece Nazilli hal- kının ruh haleti bile D. P. nin Dimya- ta pirince giderken evdeki bulgur- dan olmak üzere bulunduğunu bu haf- tanın başlarında pek dramatik tarz- da D. P. büyüklerine göstermeye yetti. Politikacılar Gülek gazeteci!.. Gçenlerde bir gün İstanbulda, Be- şiktaştaki Hayrettin iskelesi ci- varındaki yüksek bir binanın kapısın- dan içeri orta boylu, gözlüklü, tipik kaşlı, ayaklarında kalın tabanlı pa- buçlar bulunan bir adam girdi. Ken- disini görenler etrafına üşüştüler, zi- ra resimlerine — gazetelerde rastla- mışlardı, tanıyorlardı. Gelen, politi- kacı Kasım Gülekti. Bina ise rahmet- li Nuri Demirağa aitti ve halen Ter- cüman gazetesinin basılmakta oldu- ğu matbaanın binasıydı. Kasım Gü- lek, politikacı olarak gelmediğini bel- li eden hayli sert bir sesle "Ben bu- ranın yeni sahibiyim" dedi. Matbaa- da çalışanlar Kasım Güleğin bu te- sisi satın almak niyetinden zaten ha- berdardılar. Demek ki satış muame- lesi tahakkuk etmişti. C. H. P. nin eski Genel Sekreteri bir kaç gün son- ra da alakalılara tesisin onbeş gün içinde kendisine teslim edilmesi için usulüne uygun bir protesto çekti. Gü- lek işleri ciddi tutuyordu. Eski C. H. P. Genel Sekreteri o gün yeni matbaasını gezdi, izahat al- dı. Rotatif iyiydi, dizgi makinelerinin adedi hayli fazlaydı. — Mürettiphane kısmı da zengindi. Gülek makinele- rin daha verimli hale — gelmesi için Almanyadan bir mütehassıs getirtme kararı verdi. Yalnız yapılacak 1ş Babıâlide matbaayı yerleştırecek mü- sait bir bina bulmak, orada tekrar kurmak, gazete çıkarmaktı. Elinden, hiç bek- lemediği bir sırada Genel Sekreter- lik silahiı gidiveren Gülek böylece politika hayatında kendisine yeni bir destek arıyordu. Bunu, gündelik bir gazetede bulacağı ümidindeydi. Gene V. C Faka[ eski Genel Sekreterin Nuri Demirağ matbaasını satın alması hiç de kolay olmadı. Nuri Demirağ veresesi tesisi satmak — istiyor, bir şirket kurmuş bulunan Kasım Gülek de almak istiyordu. Ne var ki mesele o kadar basit değildi. Bir matbaanın el değiştirmesi elbette ki Beyfendiyi alakadar edecekti. Hele talip Kasım Gülek olursa.. Nitekim, alâkalılar Adnan Menderesi hâdiseden haber- Beşıktaştakı Demırag matbaası V. C. suya düştü, suyu milyonlar içti! AKİS, 30 ARALIK 1959 YURTTA OLUP BİTENLER Kasım Gülek "Dördüncü kuvvet" peşinde dar ettiler. Vatan Cephesinin gösterdiği ala- ka İstanbul çapında oldu. Anlaşılan, matbaanın sahibinin Kasım Gülek ol- ması yerine bir "Demokrat Şirket" olmasının tercih edileceği — yolunda Vatan Cephesine yukardan işaret gel- mişti. Vatan Cephesinin transfer kıymetlerinden -bir zamanların koyu C. H. P. lisi- İş Bankası Müdürü Ha- lis Kaynar meseleyle — alâkalanmak vazifesini üzerine aldı. Ibuki Kasım Gülek başına ge- leceklerden haberdar bulunduğu için tesisleri üç milyon liraya kapatmış, bedelin yüzde onu olan 300 bin lirayı da kaparo olarak ödemişti. Buna rağ- men Vatan Cephesiyle Nuri Demirağ arasında temas vuku bulmuştu. Fa- kat Vatan Cephesi gerekli parayı toplamakta güçlük çekiyordu. Gerçi Üzeyir Avundukun teşebbüsüyle ku- rulmuş meşhur "Demokrat Şirket" mevcuttu ama, onun da peşin parası yoktu. Nitekim Nuri Demirağın bek- lemekten usanan bir oğlu, işe son vermek için günün birinde Halis Kay- narı aradı ve matbaayı hakikaten al- mak istiyorlarsa almalarını, yok is- temiyorlarsa tesislerin Kasım Güleğe satılacağını bildirdi. İş Bankası Mü- dürü Demirağa, Kemal Aygünü gör- mesini tavsiye etti. Fakat Demirağ söylendi: Kemal ünü görmek Başbakanı görmekten zordu, saatler- le beklemek gerekiyor, sonra ancak ayak üstü iki lâf edilebiliyordu. Hem kendisi satıcıydı. Kemal Aygün ko- nuşmak istiyorsa arayabilirdi. Ha- 19