Röportaj K I B R I S TA Iîtkoşede, kapısında bir resmi po- is ve iki sivil muhafız bulunan ah- şap, iki katlı bir ev. Burası Dr. Fa- zıl Küçüğün evidir Alt katta, duvar- ları Atatürkün bir mecmuadan ke- £ silerek çerçeveletilmiş resmi ve onun iki tarafından Adnan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlunun büyük boyda fotoğraflarıyla süslü, geniş bir oda. Burası Dr. Fazıl Küçüğün çalışma odasıdır. Odanın ortasındaki masa — £ bir takım kâğıtlarla kaplı. Bunlar Temsilciler Meclisinde Türklere ay- rılmış bulunan onbeş milletvekilliği için adaylıklarını koymak isteyenle- rin Kıbrıs Türktür Partisine verdik- leri talepnamelerdir. Masanın başın- da, peşpeşe sigara içerek müracaat sahipleri arasında "en uysal onbeş kişi"yi seçmeye çalışan ufak tefek, zeki bakışlı, orta yaşlı bir adam. Bu da, Kıbrıstaki Türklerin otoriter li- Fazıl Küçük en yakın arkadaşları dahi kendile- riyle görüşenlere listeyi bizzat lide- rin hazırlamak istediğini ifadeden kendilerini alamadılar. Dr. Küçük - retle görevini yapabileceğini iddia e- diyordu Geçen haftanın son gününe kadar tam 72 kişi Kıbrıs Türktür Partisine | Müracaat etti ve adaylıklarının ko- : nulmasını istedi. Bunların hepsi Tem- silciler Meclisinde yer almayı arzu ediyordu. 30 kişilik Cemaat Meclisi için henüz bir tek talep dahi yoktu. Kıbrıslı liderleri 50 İngiliz lirası T. L. sı- maaşı olan milletvekilliği yanında tamamen ücretsiz cemaat Meclisi üyeliğinin rağbet görmemesi, Türk cemaati arasında iyi karşılan- deri Dr. Fazıl Küçüğün ta kendisidir. . y madı. Pek çok Türk ve bu ara- Geçen hafta içinde bütün Kıb- Tek parti, tek şef! da Kıbrıs Türk Kurumları Fe- rısta en çok ilgi çeken mesele ne derasyonu Başkanı Rauf Denk- Makariosun Cumhurbaşkanı seçilmesi, ne de müs- — taş milletvekillerinin de — fahri — çalışmalarını — isti- takbel Kıbrıs Cumhuriyetinin Anayasası oldu. Bütün Kıbrıslılar -Türk ve Rum- geri bırakılmazsa, 10 Ocakta yapılacak Temsilciler ve 17 Ocakta yapılacak Cemaat Meclisleri seçimlerinin hazırlıklarıyla meşguldü. Halen çalışmalarına devam eden Kıbrıs Anayasa Komisyona müstakbel Kıbrıs Cumhuriyetinin esasla- rını tesbit için geçici bir seçim talimatnamesi hazırla- mış ve Cumhurbaşkanı ile yardımcısının seçimleri de buna göre yapılmıştı. Bahis konusu talimatnamede ba- zı garip hükümler yer almıştır. Meselâ herhangi bir seçimde, belirli aday sayısından fazla aday ortaya çık- madığı takdirde oylama yapılmayacak ve ilan edilen adayların otomatikman seçildiği kabul edilecektir. Hal kın vereceği oyların hiç bir kıymeti olmayacaktır. Nitekim Dr. Fazıl Kü- çük de bu hükme göre seçimsiz Cum- hurbaşkanı Yardımcısı seçilmiştir! Şimdi Temsilciler Meclisi seçimleri yanların sayısı çim yapmağa lüzum kalmıyacaktır! Dr. Küçük ve arkadaşlarına ba- kılırsa, ne luzum vardır seçime! Ce- maat arasında ikilik ve bir yığın masraf! Nasıl olsa Parti ve Federas- yon tarafından gösterilen kazanmayacaklar mıdır? Küçük ve arkadaşları geçen hafta bu gerekçe- yi Ööne sürüyorlar, sonra da "Kıbrıs Türktür Partisi, Kıbrıs Türk Ku- tesbit edecek- lerdir" diyorlardı. Ama Dr. Küçüğün Rauf Denktaş Âsi Tider yorlardı. Fakat Rumlar buna hiç yanaşmadılar. Maka- rios Adayı ziyaret eden Türk gazeteciler grubuna "Mil- letvekillerinin pek çok ihtiyacı olacaktır, rahat çalış- malarını temin için ücret almaları ve hatta çok daha fazla para kazanmaları şarttır!" dedi. Bu sözleri duyan gazeteciler, aynı şekilde düşünen bir başka politikacıyı hatırlayarak bıyık altından gül- mekten kendilerini alamadılar. Demek her yerde poli- tikacı aklı için tarik birdi. Rauf Denktaşın direnmesi F akat geçen hafta Kıbrısta büyük sürpriz, bir Türk gazetecisi tarafından Dr. Küçüğe ulaştırılan şu haber oldu: Rauf Denktaş seçimlere girmeyecektir! Haftanın ilk günlerinde cereyan eden bu hâdise, büyük masanın başında | çalışmakta olan lideri yerinden sıç- rattı. Dr. Küçük, havadisi kendisine ileten gazeteciye hiddetle "Rauf Temsilciler Meclisine girmeye bırakıp kaçmak erkekliğe sığmaz. diye_ çıkıştı. Ama bu, Denktaşı, hiç olmazsa geçen hafta boyunca kara- rından caydırmadı. Denktaşın bir gözüne son günler- de zayıflama arız olmuştu. Kendi- sini çok yorgun hissediyor ve her şe- ye kızıyordu. Üstelik bir Türk dergi- sini Kıbrıstaki İngiliz mahkemesine vermiş olması dolayısıyla sadece bu derginin değil, İktidar sözcüsü Hava- dis gazetesinin de -hususi emirle- kendisi Aaleyhinde, neşriyat yapmış olması Denktaşı çileden çıkarmıştı. Nitekim rastladığı herkese bu hadi- selerden bahsediyor, yüksek perdeden