Büyük Turun Bilançosu Ike ın 3 Aralıkta başlayıp 22 Aralıkta biten seyaha- tinin iki ana gayesi olduğu ilan edilmişti : Dostlara emniyet vermek ve Tarafsızları kazanmak. Ike, ken- disini 11 merkeze götüren ve tam 14 Devlet Başkanı ve- ya Başbakanla karşılaştıran yolculuğunda bu gayelerini ne dereceye kadar gerçekleştirdi? Batının 27 Nisanda Pariste başlamasını teklif ettiği Büyük Pazarlığın ari- fesinde bunun bir bilançosuna yapmak gerekiyor. Ike, nötralistleri kazanmak bahsinde Amerikan po- litikasında çok önemli bir sayfa açtı, "Nötralistleri ka- zanmak" tabirinin mahiyetini değiştirdi. Gerçekten, mil- letlerarası komünizmle mücadeleyi bir Ehli Salip ko- mutanı gibi anlayan Mr. Dulles için, Moskovayla Was- hington arasında tarafsız kalmak ahlaksızlıktan başka ğildi şartsız tercih — edilmesi gerektiği kana- ati — mutaassıp püritenin — -bir oğlu da katolik papazıdır- ha- yat — prensibiy- di. — Müteveffa iki blok arasın- la bölünmüş olduğuydu. Ike ın, — Amerikan dış politikasına enbüyük hiz- meti, milletler- arası — olaylara din — taassubu açısından — ba- kılması devre- sini kapaması samahayla kar şılanması gerekensaygiıdeğer bir düşünce tarzı haline gelmiştir. YARDIM: Dâvaların başında gelişmemiş memleket- lere yardım konusu geliyor. Ike, bazı müttefiklerince kendisine yapılan yanlış tavsiyelere kulak asmamış ve nötralistlerin Amerikan yardımından istifadesindeki bü- ük önemi tamamen takdir ettiğini göstermiştir. Gerçi, özel durumu dolayısıyla Kabil hariç- diğer nötralist merkezlerde para işlerinin teferruatına girilmemiştir. SİYASİ YAKLAŞMA : Siyasi sahadaki en önemli nokta, Amerikanın hiçbir mukabil taahhüt beklemeden nötralistleri milletlerarası komünizmin saldırganlığına 30 karşı korumayı vaad etmiş olmasıdır. Gerçi, bu konuda da Amerikanın hukuki bir taahhüdü yoktur. Fakat, Çin - Hint sınır olaylarına rastlayan şu devrede Amerikan Cumhurbaşkanının Yeni - Delhiye gelişi, bu bakımdan Hint halkının da çok iyi anladığı bir mâna taşımıştır. Ike'ın Karaçi, Kâbil ve Yeni - Delhide yaptığı görüşme- ler, Amerikanın müttefikleriyle nötralistler arasındaki -Keşmir gibi- bölge ihtilâflarında Washington'un taraf tutmasının hiç bahis konusu olmadığını da göstermiş- tir. Sâdece siyasi değil, aynı zamanda ideolojik saha- daki, belki kifayetsiz ama önemli bir gelişme de sömür- gecilik bahsinde vuku bulmuştur. Ike, de Gaulle'ün alın- masına bakmaksızın Burgiba ve Muhammet V ile Ceza- yir — meselesini konuştuğunu resmen ve müş- tereken ilân et- mekten çekin- memiş, — bunu yaparken de self - determi- nation — politi- kasını kayıtsız şartsız ve hiç kimseden ürk- meksizin — des- teklemiştir. DEMOKRASİ: ın seyahatinde kapkara bir nokta vardır : Demokrasinin en büyük savu- nucusunun, De mokrasiyi mah vetmeyi gaye olarak — açıkça dılloyu ziyaret etmiş — olması'. hakikaten karşılık Ike, bağlı memleketlerde -bilhassa Hindistanda ve Yunanis- tanda- bu müşterek noktanın Amerika için ne kadar mühim olduğunu izahtan geri kalmamış ve Demokrasi- ye bağlılıklarına basmakalıp nutuklarda toz kondurma- makla beraber fiiliyatta aksine hareket eden dostlara Buna Demokrasiye da -münasip lisanla- çok kıymetli öğütler Ancak, Ike'ın bilhassa Asyada açtığı yeni ve müsbet çığırın başarısı, Amerikanın diktatörlük heveslileriyle ahpaplıktan kendisini tamamen sıyırması ve onları bes- lemekten vazgeçtiğini hareketleriyle göstermesinden önce asla kaabil olamayacaktır. AKİS, 30 ARALIK 1959