Ali İhsan Göğüşe doğru bir adım at- tı. Göğüş, kendine has, Anadolunun verdiği terbiyenin tesiriyle gayet hür- metkar ve mahcup "— Kapatma emri mi? " dedi. Muzaffer Usun verdiği cevap "Evet.." oldu. ahveler içildi. Hazırlanan zabıt- lara karşılıklı imzalar atıldı. 4 genç gazetecinin yüzlerinde hüzünle karı- şan bir tebessüm vardı. Getirilen e- mir kendileri için bir sürpriz değildi. Biliyorlardı. Vatan kapatılmıştı, ken- dileri de elbette kapatılacaktı. Fakat her nedense savcılık bu gibi kapat- ma kararlarında oldukça şakacı dav- ranıyordu. Kim mecmuası Çarşamba günü piyasaya çıkardı. Geçen hafta Salı gecesine kadar kapanma emri gelmemişti. Buna rağmen Kim'in i- darecileri muhtemel bir zararı önle- mek için mecmuanın neşriyatını o hafta tatil etmişlerdi. Bu bakımdan savcılık şakasını istediği gibi yapa- mamıştı. Balcıogluya gelince, o bir hafta- iki çocuğu ile -Demir ve Çelik- oynu- yor, boş kalan zamanlarını da hapis- hane hazırlığına hasrediyordu. Bal- cıoğlunun bavulu hazırdı. Eşi Necla Balcıoğlu Temyizin tasdikini duydu- ğu günden bu yana kendisini uzun bir ayrılığa — hazırlıyordu. Telefonla bildirilen haber Balcıoğlu ailesi üze- rinde soğuk duş tesiri yapmamıştı. Çünkü Damoklesin kılıcı daha kısa fasılalarla Vatanın, Yenigünün, hattâ Nazillideki mütevazi Kervan adlı haftalık gazetenin sahibi Azmi Er- demin başına inmişti bile... Kervan yürür... Ntekım geçen haftanın ortaların- da sarışın, kısa boylu, — itinayla giyinmiş bir adam ziyaretine gittiği gazete idarehanelerinde şöyle diyor- du: "Bana okuyacak kadar bir köşe bıraksınlar, 13 ay kolaylıkla geçer". Bu sevimli yüzlü, sarışın genç, mücadelesi uğruna hiç bir şeyden yılmamayı prensip kabul etmiş mü- tevazi Kervan gazetesinin sahibi ve mesul müdürü ve Pulliamzedelerden Azmi Erdemdi. Ankarada meslekdaş- larıyla tanışıp onlarla hasbıhal eder- ken metanetinden bir şey kaybetme- diği açıkça görülüyordu. Azmi Er- dem İzmir ile Eskişehir arasındaki tek gazetenin sahibiydi. Ne var ki Kervanın sahibi bazıları gibi ilân a- larak yaşamaktansa — doğru bildiği yolda mücadele etmeyi kabul eden- ler safındaydı. İşi güçtü. Tesisleri yoktu. Gazetesi kazanmıyordu. Ama Erdem, böylesine çalışmayı daha fazla sevıyord Azmi Erdem 35 yaşındaydı. 19 aylık bir kızı vardı. Yaptığı müca- AKİS, 30 ARALIK 1959 dele ne kendisine büyük şöhret ka- zandırır ne de mahdut imkanlarla çıkan gazetesine büyük tirajlar sağ- lardı. Anadolunun bir köşesinde her şeye rağmen hak bildiği yolda yürü- yen bir kervanın olduğunu belki de çok kimse bilmiyordu. Hele bu genç gazetecinin vasıtalı da olsa mahku- miyetine sebep olan Pulliam'ın bun- lardan hiç haberi yoktu. Ama Türk basın tarihi mücadelede galip gelin- ceye kadar bir çok Azmi Erdemler, Naim Tiralılar, Selami Akpınarlar, Armanlar, Tokerler, Cenkçiler, Ün- lülerin direnmesini kaydedecekti. Geçen hafta hakikaten Damok- lesin kılıcının çok verimli bir hafta- sıydı. İstanbulda Kim, Vatan kapatı- lır, mesulleri hapishane hazırlığı ile meşgul olurken, — Ankarada işçi si- Övünme!.. arlak bir iddia: "Mahkümi- yetle neticelenen basın suç- larının kimler tarafından ve hangi gazetelerde irtikâp edil- dığını ıncelıyecek olursak gö- , bunlardan çoğu hep aynıdıı'. Demek sistemli ve mü- temerrid bir şekilde hareket et- mektedirler.. PHedefleri, sade tecavüz etmek değil, mahkü- miyetten hem kendilerine hem muhalefete reklam payı çıkar- maktır. Bu da onlara göre, bir propaganda taktiğidir. Hep aynı Ulus! Hep aynı Akis!" Ama hepsinden parlağı: Bu- nu yazan gazete, İnonüye ha- karet ettiği için — geçenlerde Başyazarı mahkum edilmiş bu- lunan muteber Havadis refiki- mizdir! gortaları hastahanesinden yeni çık- mış gözlüklü, kesik saçlı, ufak tefek ve yaşından umulmayacak derecede yorgun bakışlı bir başka gazeteci da- ha kendisine yapılan tebligatı acı acı gülümseyerek okuyordu. Bu gazete- ci Yenigün gazetesi yazı işleri mü- dürü Cemalettin Ünlüydü. Ünlü mu- halefet partisi tarafından B. M. M. ne verilen bir önergeyi neşrettiğinden dolayı bir ay hapse mahküm edilmiş- ti. Ünlünün suçu önergede, sayısız neşir yasaklarından birinin şümulü- ne giren hâdiseden birkaç satırla bahsedilmesiydi. Şans bu ya Ünlü, önergeyi tam metin halinde yayınla- mıştı. Cemalettin Ünlü hastalığı dolayı- sıyla mehil talebinde bulunacak, ka- bul edilmediği takdirde Ankara Hil- tonun — yeni misafiri olacaktı.