DÜNYADA OLUP BİTENLER Batı Zirve hazırlığı Dört Büyüklerin Paris ve Ram- bouillet toplantılarından sonra geçen hafta içinde bir gün Moskova- daki —Amerikan, İngiliz ve Fransız Büyükelçileri Başkan — Eisenhower, Başbakan MacMillan ve Cumhurbaş- kanı de Gavlle'ün birer mektubunu Başbakan Krutçefe — verilmek üzere Sovyet Dışişleri Bakanı Gromykoya tevdi ettiler. Bu mektuplarda Zirve buluşmasının 27 Nisanda Pariste ya- pılması teklif ediliyordu. Mektuplar yazılırken, — Krutçefe kendisine her- hangi bir şey dikte ediliyormuş his- sinin uyanmasına bilhassa dikkat e- dilmişti. Sovyet Başbakanı toplantı- nın Pariste olması teklifini derhal kabul etti. Fakat, tarih hususunda 21 Nisan veya 4 Mayıs tarihlerinden birini ileri sürdü. Aslında Batılılar arasında Zirvede ileri sürülecek tek- lifler hususunda tam bir anlaşma yoktu. Bununla beraber, bazı nokta- larda, de Gaulle ile Adenaver'in sert davranışları hafifletilmişti. Pariste MacMillan, öteden beri ısrarla savunduğu konuda, Ike'ın da desteği sayesinde tam bir başarı ka- zanmıştır: Dört Batılı Büyükler, Pa- ris toplantısının bir Zirveler serisinin ilk halkası olmasını kabul etmişler- dir. Böylelikle, büyük dünya mesele- lerinin hepsinin birden bir anda halle- General de Gaulle İnadım inat AKİS, 30 ARALIK 1959 Krutçef Takvimi beğenmedi dilemeyeceği ve bunların kısım kısım ve yavaş yavaş hallinin daha doğru o- lacağı fikri -hiç olmazsa, zımmen- kabul edilmiş demektir. Dört Batılı Büyükler Batı ve Do- ğu Almanyanın bu toplantıya müşa- hitlerle iştirak etmemesi konusunda gayet kararlıdırlar. Silâhsızlanma konusunda Ike ile Macmillan, kısmi anlaşmaların ilki olarak atom denemelerinin durdurul- ması meselesini müsait bir olgunluğa varmış saymaktadırlar. De Gaulle ise Sahrada bombacılığını patlatmak maksadıyla hala manâsız bir ısrarın içindedir. Zirvede, — silâhsızlanmanın diğer konularında bir, anlaşma bek- lenmemektedir. Ancak, yeni kurulan Birleşmiş Milletler Silâhsızlanma Ko- misyonunun -Batıdan ve Doğudan eşit sayıda Devlet vardır- çalışmalar rının hızlanacağı umulmaktadır. Adenaver ile de Gaulle, Berlin me- selesinin Almanya meselesinden ayrı olarak ele alınıp bir uzlaşmaya mev- zu olmasına taraftar görünmemekte- dirler. Amerikalılar ise, Berlin işini Almanya meselesine sadece uzun vâ- dede bağlı saymakta ve bu konuda geçici bir uzlaşmaya varmanın kabil olduğu kanaatini İngilizlerle birlikte savunmaktadırlar. Son günlerde, Ba- tı Almanya çevrelerinde de, bu isti- kamette hafif bir gelişme olmuş ve Dışişleri Bakanı Von Brentano, "bu- günkü hukuki temeller -işgal statü- sü- muhafaza edilmek şartıyla, Ba- tılıların Berlindeki yetkilerini kulla- nış şekillerinin yeni bir formüle bağ- lanmasının ve Birleşmiş Milletlerin Berlin için bir garanti vermesinin kaabil olduğunu" — söyleyebilmiştir. Genel olarak Doğu - Batı münase- betleri ve gelişmemiş memleketlere yardım konusunda, Dört Batılı Bü- yükler, Bay K'nın "barış içinde re- kabet" teklifini kabul etmeğe hazır görünmektedirler. Ancak, Batılılar Krutçef Yoldaşa, Asya ve Afrikada bu rekabetin iç işlere müdahele ve yıkıcı faaliyet şeklini almaması ve yersiz bir müzayedeye vesile verme- mesi için tekliflerde bulunacaklardır. orveç ve Danimarka, bu maksatla Sovyetlere Birleşmiş Milletlerde bir müşterek "gelişmemiş memleketlere yardım fonu"nun kurulmasının Batı adına teklif edilmesini talep etmiş- lerdir. Bu talebin, Batılı Büyüklerce kabul edilip edilmeyeceği henüz belli değildir. Küçükler Geçen haftanın ortalarında yapılan NATO Bakanlar Konseyi toplan- tısında Fransız Dışişleri Bakanı Cou- ve de Murville bu konularda izahat vermiştir. Belçika, Norveç, Danimar- ka ve Lüksemburg Dışişleri Bakan- larıyla Genel Sekreter Spaak, Batılı Büyüklerin Konseyle daha sık temas etmeleri lüzumu Üüzerinde ısrarla -ve çok haklı olarak- durmuşlardır. Adenauer İhtiyar tilki 27