23 Aralık 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

23 Aralık 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İstanbul — bürosunda boş durulmuyor, gazetelere bir bir telefon ediliyordu. Cumhuriyet gazetesinin yazı işleri müdürü Ömer Sami Coşar arandığı zaman saat 23.30 du. Telefondaki ses Coşara tebliğin gazeteye konmama- sını, çünkü ardından neşır yasağı gel- me ihtimali olduğun söyledi. Bu seste biraz ikaz, bıraz da tehdit ha- vası sezilmekteydi. Aynı ses, diğer gazetelere de nasihatte bulunmakta gecikmedi. Ancak haberi daha evvel almış olan yazı işleri müdürleri araların— da istişare etmişler ve pek çoğu teb- liği manşete çıkarmayı kararlaştır- mıştı. Birinci sayfa ona göre hazır- lanmıştı. Biraz sonra A.A. nın yanın- da İstanbul 1. şube müdürlüğü de fa- aliyete geçti. Birinci şubede nöbetçi olan memur gazeteleri teker teker arıyarak tebliğin konutmamasını is- tedi, neşir yasağının geleceğini müj- deledi Telefonların mütemadiyen işle- mesine ve ikide bir "Neşir yasağı ge- liyor" denmesine rağmen resmen bir tebliğat yapılmıyordu. Saatler iler- ledi. Teknik imkânları bakımından erken baskıya verilmesi gereken ga- zeteler telefonlara itibar ettikleri takdirde çok geç kalacaklardı. Bu ba- kımdan bazıları -meselâ Cumhuri- yet- rotatifini döndürmeğe başladı. İlk yasak kararı Dünya gazete- sine geldi. Saat 2.10 du. Pek az ba- san, bu bakımdan geç vakitlere ka- dar beklemeğe tahammülü olan Dün- ya gazetesinin mesullerı makıne da- -Cumhuriyet, Yeni Sabah, Milliyet- birinci sayfalarından haberi kazıyor- lardı. İş, gazetelerin ertesi sabah bi- rinci sayfalarındaki beyazlıklarla pi- yasaya çıkmasıyla bitmedi. Polisler matbaalara gruplar halinde dağıldı- lar ve gazeteleri kontrol edecekleri- ni söylediler. Basılan bütün gazete- ler elden geçirilecekti. Beyaz lekeli- ler satışa çıkabilirdi. Ama haberi ih- tiva edenler satılamazdı. Öyleyse ne olacaktı? Ortada, bahis mevzuu gazetelerin toplattı- rılması için alınmış bir karar olmadı- gına göre, nasıl olur da polis istedi- ği gazeteyi satışa çıkarır, istemedi- ğini çıkarmazdı ? Bu husus polis ekip- lerine söylendiği zaman alınan cevap herkesi güldürdü. —Ekibin başındaki vazifeli komiser şoyle diyordu: “Ben gazeteleri toplamıyorum ki!.. Sâdece neşir yasağına rağmen teblıgı ihtiva eden nüshaların matba- adan dışarı çıkmasına mani oluyo- rum.' Ekipler — vazifelerini — hakkıyla yaptılar. Dört gazetenin kapısını ab- luka altına aldılar ve paketlenmiş ga- zetelerin paketlerini açarak her bi- rini teker teker kontrol ettiler. Beynelmilel Basın Enstitüsünün Türkiyedeki basın rejimiyle alâkalı tebliğini manşetlerine — koyan dört gazetenin tevzii böylece birkaç saat gecikti ve ertesi sabah bu gazetele- ri ellerine alan — okuyucular, birinci 6 sayfalarda — büyük karşılaştılar. Düşen yıldırım... tanın ortasında çar im alık kravatlı, 44 yaşında, orta boylu, sa- Demokrasi ve Teokrasi N e zaman gerici bir takım hareketler baş gösterse, bizzat hareket mensuplarının ya da savunucuların haktan, hukuktan, demokra- siden söz açtıklarına sabit olursunuz. Zaten gericilerin, Atatürk ve devrim düşmanlarının cüretle ortaya çıkmaları da yurdumuzda çok partili demokratik rejimin başlamasıyla aynı tarihi taşır. Pusuda ya- tan bir takım gerici unsurlar, memleketi daha ileri bir idare tarzına kavuşturmak gayesiyle gırışılen demokrasi devrimini, kendi karanlık ve milli menfaatlere aykırı inançlarını piyasaya surmek için en uygu fırsat telakki ederek yurdun dört bir bucağında, çeşitli kısveler altın— da harekete geçmiye başlamışlardır. Köyden kentten büyük şehirleri- mize kadar yayılan ye çok defa Anayasa dışı maksatlar taşıyan, ba- zen gizli, bazen açıktan açığa çalışmakta sakınca görmiyen devrim düşmanları, demokrasilerde herkesin istediği düşünceyi savunabileceği noktasından hareket etmektedirler Demokrasi devrimi, ki Atatürk Devrimlerinin bir devamı sayıl- mak gerekir, herhalde kendini hazırlıyan, kendi hayatiyetinin sebebini teşkil eden Atatürk devrimlerine karşı davranışları, kolay kolay affe- demez. Dünyanın hangi köşesinde, hangi demokratik rejim içinde biz- zat demokrasiyi ortadan kaldırmaya yöneltilmiş hareketlere kıpırdan- ma imkânı tanınmıştır? Bazı demokrasilerdeki, dini adlar taşıyan si- yasi partilerin bizi aldatmamaları gerekir. Batı ülkelerinin çoğunda, siyasi partilerin dini adlar alması, o partilerin teokratik bir iktidar düzeni istedikleri anlamını taşımaz. İnsan haklarını, laik cemiyet ni- zamını inkar kimsenin altlından bile geçmez. Bizimki gibi okur - yazar nisbeti son derece düşük, az gelışmış, he- le teokratik idare tarzından yeni kurtulmuş memleketlerde, gerici davra- nışlara kıpırdanma imkânı vermek, bunu yalnız büyük kutlelerın Oy- larını düşünmekle ilgili bir hesaba bağlamak, kısa bir süre sonra de- mokrasiye de veda etmek olur. Demokratik rejimin tanıdığı imkan- larla gelişmek istidadı gösteren, gerici ve muhafazacı tutumun ilk he- defı teokratik bir düzenin yeniden kurulmasıdır. Teokratik bir dü- enle demokratik bir düzenin bir arada yürümesine de imkan olmadı- gına göre maksat apaçık ortadadır. Halkın kendi seçtiği temsilcileri tarafından idare şekli olan demok- rasilerde, temsılcılere düşen en büyük görev, hem rejimi her çeşit teh- lıkeden k e temsil ettikleri kütleyi daha ileri, teminatlı rahat yaşayış şartlarına kavuşturmaktır. Yurdumuzda, büyük bir pervasızlık içinde, üniversitelere kadar sokulmak cüretini gösteren gerici ve muhafazakâr davranışlar, milletvekillerinin bu iki asli göre- vinden ikisine de karşı değil mıdır kı Büyük Millet Meclisinde bu konu yeniden ve öncelikle ele alınmıyo NAİM TİRALİ kin tavırlı bir adam, gece yarılarına kadar sürecek hummalı bir iş günü- ne başlamak üzere Lâlelideki evin- den çıktı. Hava — güzeldi, İstanbul sanki bahardan kalma bir gün yaşı- yordu. Kahverengi elbiseli, sakin ta- vırlı adam temiz havayı cıgerlerıne beyaz lekelerle u hadısenın cereyan ettiği gece— den birk vvel, geçen haf- ba günü, tak- ler 16 Ar, 1959 tarihini gos— teriyordu. Sabahleyin saat - çekti. Memnun ve mesuttu, yürüme ü ye koyuldu. Bu, sakin tavırlı ve orta boylu adamın adı Selâmi Akpınardı. AKİS, 23 ARALIK 1959 ona kahverengi — elbiseli, gri çizgili

Bu sayıdan diğer sayfalar: