23 Aralık 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

23 Aralık 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SKANDALI bütün milletvekilleri otomobil getirtseymişler de D. P. yi bu otomobil kafilesiyle alaşağı etsinlermiş! Hem son- ra, milletvekili vatandaş değil miymiş? Yani, her va- tandaşın faydalanabileceği hususlardan mılletvekılle— ri faydalanamazlar mıymış? Zâten binbir sıkıntı için- deymişler! Zaten hain D. hayatı onlara zehir edi yormuş.. Hem efendim, nihayet ortada milletvekilliği haysiyeti varmış, mılletvekıllerı şahsi davranışlarından dolayı Gruplarında veya liderlerinin karşısında çocuk- lar gribi azarlanacaklar emekmiş, bu.. Yoo, herkesin hususi hayatına müdahale edilemezmiş! Bu safsata karşısında, başta İsmet İnönü, C. H. P. nin mesul organlarının sınmış bulunmaları, parti için böylesine zararlı bir havanın doğmasına yol açanlara karşı bir takbih sedası bile yükseltmemeleri hakikaten işin hayal kırıcı tarafıdır. Yarın iktidara geçildiğinde de böyle hareketlerin ve daha vahimlerinin hep böyle mazeretler ar asında çıkarılacağından hiç kimsenin şüphes gerekir. Eğer "afferist" P. lilerin lıderlerıne gidip "Ben şu kadar komisyon alacagım Denizcilik Bankası gemılerını şu firmadan değil bu firmadan temin etsin" yahut "İstanbul Kop— rüsünü filancaya yaptırtırsak, ben de çimleneceğim" de- diklerini İsmet İnönü sanıyorsa, feci şekilde yanılıyor demektir. Her becerikliliğin bir mazereti vardır ve bu mazeret bir ucundan ya memleket menfaatine, ya par- ti menfaatine, en azından normal muameleye gehp bağ- lanmaktadır. Büyüklerin, — iktidarda ve muhalefette, herkesin gördüğü en basit hakikatleri göremez hale nasıl geldiklerini anlamak isteyenler Otomobil Mese- lesinde İsmet İnönü gibi kemalin şahikasına eriştiği sanılan bir liderin, onun her biri kıymet ve dürüstlük timsali olan yakın mesai arkadaşlarının davranışlarına göz atacak olurlarsa kolaylıkla ibret dersi alabilirler. Bu ibret dersi "Milletvekili maaşları"nda alınmamıştı. O tarihte bir çift adam hakettikleri muameleyi görse- lerdi, bugün bu kadar çok sayıda fütursuz milletvekili çıkmazdı Bugün gene susulursa, hiç kimsenin şüphesi olmasın, yarın üstadların mıktarı öylesine çoğalacak- tır ki durun demek için parmak kaldırmak imkânı da- hi kalmayacaktır Çâre? Bir takım milletvekilleri fütursuzluk yolu- na sapmışlardır, hangi sebeple olursa olsun bizzat li- der ve lider takımı dalâlet içinde değilse bile gaflet içindedir. Demokrasinin fazileti şudur ki, böyle hal- lerde dahi bir çâre mevcuttur. Eğer C.H.P. teşkılatı ve Türkiyedeki milyonlarca C. H. P. li hayatiyetlerini muhafaza ediyorlarsa başta bahis mevzuu milletvekil- leri, Gruba, lidere ve mesul organlara protesto yağdır- maya, onları ikaz etmeye derhal başlamalıdırlar. Ka- nun, hariçte paraya nasıl sahip olduklarını, otomobil sevdalılarından sormayabilir. Ama seçmen, kendi mil- letvekilinden bunu soracaktır. Milletvekili, seçmenine bunu ya izah edecek, ya da bir daha onun karşısında gö- rünmeyecektir. Her H. P. kongresinde konuşulacak bir mevzu, boylece kendılıgınden ortaya çıkıyor: Oto- mobil Skandalı! Bir siyasi teşekkül hayatiyetini etsin, bakınız fütursuz milletvekili, dalâlete düşmüş lider takımı ve gaflet gösteren lider kalır mı? Kapı- nın, bu sebeple dışına bırakılacak her mılletvekılı için bu millet önümüzdeki Meclise P. etiketini taşı- yan on milletvekili gönderecektir. Partilerde fikir ihtilâfları dolayısıyla bir takım te- mizliklere girişilmesini tasvip etmeye elbette ki imkân yoktur. Siz İspat Hakkına taraftar degılsınızdır, bir başka grup bu hakkı J1lüzumlu göstermektedir. Eğer böylesine ispat AKİS, 23 ARALIK 1959 siz, elinizde kudret tuttuğunuz için rakıplerınızı Haysiyet Dıvanlarınm giyotini altına sokarsanız doğru reket etmiş sayılmazsınız. Bu gıbı ihtilâflar, Büyük, Kongrelerde, Ku- rultaylarda reyle halledilir. Ama, partilerde daha başka ihtilaflar çı- kabilir. Bir takım kimseler, önleri- ne hususi maksatlarla ve siyasi ha- sımlar tarafından açılan menfaat tuzaklarına kapılmakta inanılmaz ısrar gösterirler. Bu hareketler par- tilerin menfaatlerini sarsar, büyük kutleler karşısındakı prestijini yer- le bir aten siyasi rakiplerin gayelerı de bundan başka bir şey değildir. O takdirde, göz yaşına bakmak, hele komplikasyonlardan korkmamak tek akıllıca harekettir. Herkes kendisini seçim bölgesinde bir kuvvet zanneder. Aslında, Tür- kiyede — kuvvetli olan partilerdir. Partiler şahısları değil, kendilerinin manevi itibarını kaale almak zo- rundadırlar. Haysiyet Divanları, ha- kikaten süs sayılamaz. Bunların, ba- zen lüzumla oldukları bir gerçektir. Bir partı için "Bu partıden adam atılmaz" diye bir prensip buluna- maz. Prensip şöyle olabilir: "Bu partiden fikir ihtilâfı sebebiyle a- dam atılmaz". Böyle bir prensıbın herkesin başı üzerinde yeri vardır. Fakat liderin fani insanlıktan çı- kıp bir nevi havari haline gelmesin- den faydalanarak görülmemiş şıma- rıklığa tevessül eden kimselerin a- kıbeti, mevkileri ne olursa olsun, Haysiyet Divanlarının — giyotinidir. Seçim propagandasını "Milletvekili maaşlarının 2800 lira olması rezale- tini biz Önliyeceğiz" diye yapıp Meclise geldiğinde maaş diye 4000 lira talep eden adam bir tek şeye lâyıktır: Nefretle tardedilmeye! Bu nun, hiç bir mazereti yoktur. Bu- nun adı düpedüz "seçmeni iğfal"dir. Hayatta öyle mevkiler vardır ki kaderin bir icabı olarak dahi o mev- kilere gelmiş olanlar bir takım fe- dakârlıkları kabul etmek zorunda- dırlar — Milletvekilliği bu mevkiler- den biridir. "Biz adam değil miyiz?" Değilsin ya.. Bir gazeteciyle aynı lâfı söylediğin zaman o hapse gidi- yor, sen teşrii masumiyet zırhının arkasına saklanıyorsun. Bu nimetin elbette ki bir külfeti olmak gereke- cektir. Külfete rıza göstermeksizin nimete hak kazanmanın imkânı yoktur. Basit vatandaş, Bedelsiz İt- halâttan faydalanacaktır. Onun için bir mesele olmayacaktır. Ama Mu- halefet partisinin milletvekili, va- tandaşın bu en basit hakkını, 'hare- ketlerin en asililye geri çevirmek zorundadır. H. Tez S. Soley İ. Saffet Omay N. Ciritoğlu - n

Bu sayıdan diğer sayfalar: