YURTTA OLUP BİTENLER Melih K. Küçüktepepınar Üzerine yıldırım düştü kimseleri de feci şekilde hüsrana uğ- rattı. Fakat Grupta herkes ve bilhas- sa bu gibi hesaplarla alâkası bulun- mayıp, üstelik Parti pencerelerinden dışarıya bakmak, orada cereyan eden lere kulak vermek âdetinde olanlar işin vehametini görüyorlardı. Akisler, tahmin edilemeyecek kadar büyüktü ve hareket köy kahvesinden sosyete toplantısına kadar her tarafta ga- leyan uyandırmıştı. Grup, gözünü ka- palı tutamazdı. Adana milletvekili Melih Kemal Küçüktepepınar mese- lenin Grupta görüşülmesini bir tak- rirle — istedi. İşte, yanlış tefsir edilen -zâten aslında da hatalı- bir hareket bu sı- rada cereyan etti. Küçüktepepınar takririnden lnonuyu haberdar kıldı. Fakat İnönü, takriri lüzumsuz gör- düğünü belırttı Grup içinde millet- vekillerinin birbirlerini — kırmalarına ne lüzum vardı! Liderin böyle çatış- malardan hiç hoşlanmamasının ne- ticesi olan bu tutum, otomobil sev- dalıları tarafından derhal İnönünün araba ticâretini tasvip ettiği şeklin- de propaganda edildi. İnönünün Grup toplantısında ikinci bir gafı, üstadla- ra, büsbütün cesaret verdi. Ferit Me- len hâdiseyi maliyeci gözüyle izah ediyordu ki İnönü meselede kanun d1— şı bir taraf olup olmadıgını tabiriyle "sâde vatandaş” ın da böyle bir haktan faydalanıp faydalanmadı- ğını, "sade vatandaş" tan araba ge- tirtirken dışardaki dövizinin hesabı- nın sorulup sorulmadığını öğrenmek istedi. — Elbette ki Bedelsiz İthalât böyle hareketleri "couvert" hale so- kuyordu. Meseleyi o zaviyeden gö- rünce, politik tarafını unutunca, memleketin girişmiş olduğu müca— deleyi ve bu mücadelede C. H. düşen rolü hatırdan çıkarınca omuz silkmek kaabildi. Otomobil sevdalıla- rı liderin bu yeni tavrını da kendi lehlerine yorumladılar ve yelelerini kabarttılar. Nitekim Grup toplantı- 16 sından çıkarken pek çokları otomobil getirtmek niyetlerini terketmedıkle— rini soyluyorlar buna kimsenin ka- rışamayacağını belırtıyorlardı Böyle- ce Hasan Tezlere, Selim Soleylere, Fuad Börekçilere, İbrahim Saffet Omaylara, Necati Dikenlere, C.K.M. P.'den Osman Canatan ve Hayri Çol- panoğlulara, Kamil Tabaklara, Hüs- rev Polatlara, Mustafa Altındoğan- lara, Nazım Öztürklere, daha bir çok- larının ekleneceği belli oldu C, H. Grubunun büyük dâvaları görüşür - ken gösterdiği asil ve heyecanlı, ide- alist hava basit bertaraf etmek lüzumu hâsıl olduğunda ne- dense kayboluyor, memleketi daha iyi bir idareye kavuşturmayı gaye e- dinenler gidip, onların yerlerini, me- selâ daha fazla para isteyen, illâ oto- mobilim olsun diye tutturan kimseler alıyordu. Bu yüzden doğruyu söyle- yenlerin, şart olan ikazları yapanla- rın sesleri boğuluyor, her tenkit "Ca- nım, onun zâten otomobili var", "Ne oluyor servet düşmanlığı mı başladı" "Tabii, kendisinin parası yok.." tar- zında basit sebeplere baglanmak is- teniyordu. Böyle hallerde liderin ve lider takımının gerekli celâdeti gös- termemeleri, idare-i maslahat yoluna sapmaları, insanların menfaatleriyle oynamayı tehlike sayacak derecede pısırık davranmaları, hele -maaşlar meselesinde olduğu gıbı— işi dupeduz şirretliğe —götürenleri bile "Burası parti, ticaret şirketi değil" dıyerek fırlatıp atmamaları basiretli hal resinin bulunmasını ımkansızlaştırı— yor, mevcut disiplinsizliği bütün çıp- laklığıyla ortaya koyuyordu Nitekim Grup, bir defa daha bu- nu pek andıran bir hava içinde mese leyi "tetkik edilmesi ıçın Grup İda- re Heyetine havale e Teşkilâtta kaynaşmalar.. G ruptan iki gün sonra, C. H. P. nin başka bir organı, başka bir yerde gene bu neviden, tadsız hâdise- lerin üzerine eğilmek zorunda kaldı. Toplantı yeri Kızılaydakı Karanfil sokağın başındaki C. H. Genel Merkeziydi. Toplananlar Merkez İda- re Kurulu azalarıydı. Toplantıya Ge- nel Sekreter İsmail Rüştü Aksal baş- kanlık ediyordu. Ele, teşkilâta ait meseleler alındı. Turkıyenın hemen her tarafında ihtilâflar baş göster- miş, iktidara geleceği artık muhak- kak partilerde görülmesi mutad "kü- lah kapma manevraları" — şiddetlen- mişti. Hele İstanbul kendi kendisini yiyor, — Kravatlılar ve ehemmiyetsiz, fakat gürültücü Kravatsızlar kongre için delege avını D. ile uğraşmaya tercih ediyorlardı. Bu ihtilâflar, seçimlerde aşırı bir rol oynamayabilirdi. Bunlar, kısmen izam da olunuyordu. Her halde C. H. P. önümüzdeki ilk seçimleri kazanma şansını gene muhafaza edecek, seçim- leri kazanacaktı da.. D. P. nin git- mesi memleket bakımından öylesine mutlak bir zaruret haline gelmişti ıkı Ve millet bunu o kadar iyi anlıyor- H. P. bardağındaki fırtına D P nin açık denizdeki gemisinin batmamasını sağlamayacaktı. Ama, iyi bir iktidar olmanın çâreleri bu- günden temin olunmalıydı. Aynı cumartesi gecesi, insan ta- katinin çok üstündeki — mesaisinin yorgunluğu altı çürümüş gözlerinde ve yüzünün çekilmiş hatlarında oku- nan İsmail Rüştü Aksal yemeği bera- ber yediği bir dostun " — Muhtemelen iktidarı alabile- ceğiz.. Milletin ayakta olduğu gözle görülüyor. Fakat bugünden kendimi- ze bir çekidüzen vermezsek D. P. nin âkibetine düşmekten bizi hiç kimse alıkoyamaz. Gayretimizin bir istika- meti de budur", dedi. Bu, son günlerde C. H. P. de söy- lenilen en doğru sözdü. B. M. M. inde C. H. P. Grubu Süpürgeyi ele almanın fazileti AKİS, 23 ARALIK 1959