TİYATRO Kadıköy Politikanın piyesi Guzel ve garip şeydir şu tiyatro! İyisini yazdınız, sahneye koydu- nuz, oynadınız mı, dünyanın neresin- de, hangi sınıf ve çeşitten seyirciye hitabederseniz edin, ilgi uyandırma- manıza imkân yoktur. İşte Kadıköy- de açılan ilk semt tiyatrosunun Ka- dıköylülere sunduğu ilk piyes de bu çeşitten bir tiyatro eseri. Fransız bulvar tiyatrolarının ta- mış yazarlarından bir Louis Ver- neuil vardır. İki harb arası Paris se- yircisini eglendırmek güldürmek ve tabii "kazanmak" için elliden fazla komedi ve vodvil yazmış, milyonlar da kazanmıştır. Çünkü şöhreti Fran- sayı aşmış, eserleri birçok yabancı memleketlerde uzun yıllar oynanmış- tır. İşte bu başarılı Fransız müellifi, son dünya harbi içinde, Amerikaya gitmiş, orada başka türlü eserler de yazıldığını ve oynandığını görmüş- tür. Piyes muellıfî olarak doğduğuna inanan adam boş durabilir mi? O da bulunduğu memleketin zevkine, anla- yışına göre o memleketin diliyle yeni bir eser, bir politika piyesi yazmış, Amerikan sahnelerine vermiş, Broad- way tiyatroları Verneuil'ün yazdığı bu ilk ve son atlantik aşırı prodüksi- yonu yıllarca afişten indirmediler. Adı "Devlet İşleri" olan bu piyes, harbden sonra, yazarı ile — beraber ÂAv vrupaya dondu ve Zzavallı Verneurl bir sinir buhranı netıcesınde hay na kendi eliyle son verirken, o, m m- leket memleket dolaştı, hemen her dile tercüme edilip oynandı. Bu ar da bizi de iki yıl önce, Ankarada zi- ret etti. Şimdi Ka dikoyde bir az da İstanbulluların misafiri Devlet adamlarına ders! Bu işin hoş ve güzel tarafı. Garip tarafına gelınce Verneil'ün Ame- rikan seyircisini düşünerek, ona ağır- başlı, ince yapılı ve hesaplı bir pıyes sunmak için yazdığı "Devlet Işlerı biraz dikkatle seyredilince, bizim için de çok öğretici bir eser olarak ayrı bir ehemmiyet taşıyor. Vaka emek- liye ayrılmış yaşlı bir hariciye nazı- bir siyaset kurdu ile henüz genç, tecrubesız fakat istikbali parlak, ze- ki ve çabuk sivrilmek isteyen bir po- litikacı arasında geçen sessiz bir mücadeleyi gösteriyor. Bu mücadele eski nazırının genç, güzel karısı için- ir. Ama öğreniyoruz ki Amerikalı seçmen, en yakın dostunun karısını baştan çıkaran politikacılara itimat etmek şöyle dursun, bekâr adamlara rey vermekte bile haylı çekimser dav- ranmaktadır. Görüyoruz ki, ince ele- yip sık dokumaz sanılan Amerika- lılar, iş başına getirecekleri adamla- rın aile durumları ve hususi hayatla- rıyla yakından ilgilidirler. AKİS, 23 ARALIK 1959 Aşk ve siyaset oyunu Bu yüzden genç politikacı sevdiği kadınla hemen birleşemez, sevdi- ği kadın da hemen kocasından ayrı- lamaz. Fakat seçimlere daha şanslı girmek için evlenmesi de lazımdır. Sırf bu mecburiyeti yerine getirmek için sevdiği kadının, çok bilgili, ter- biyeli ve kadınlık tarafı sönük gö- rünen, genç yeğeni ile, zamanı gelin- ce ayrılmak şartıyla, oldukça yüksek bir ücret vererek evlenir. Bu evlen- me tabii, sözde ve şekilde kalacaktır. Ama o gösterişsiz, can sıkacak ka- dar bilgiç kız, evlendikten sonra, öy- le cazip ve zarif bir kadın olur, vazi- fesini o kadar iyi ve dürüst bir şekil- layan hep ©o ihtiyar siyaset kurdu, genç ve güzel karısını rakibine kolay kolay kaptırmak istemiyen ve buna muvaffak da olan eski hariciye nazırıdır. Sahnedeki oyun <D evlet İşleri" Ankarada, Oda ti- « D yatrosunda oynanmış ve uzun za- man zevkle seyredilmişti. Kadıköy tiyatrosunun 250 kişilik salonunda İstanbul seyircisinden de aynı alaka- yı görmektedir. Bu tiyatronun nis- eten daha geniş sahnesine, Turgut Atalayın güzel dekoru ıçınde Hüse- yin Kemal Gürmen tarafından daha rahat bir şekilde çıkarılmıştır. Eserin oyun bakımından Ankara- da üslüp ve ahenk bırlıgıne kavuşa- madığını kabul etmek lâzımdır. Ana- kara temsillerini gormemış bir seyır— ci için belki bunu farketmek daha "Devlet İşleri" Ankara sahnesindeyken Bu, tiyatroda oynanan kısmı de ifa eder, kocasına öyle büyük yar- ım ve hizmetlerde bulunur ki genç politikacı onu bam başka bir gözle görmeye başlar. Onun sayesinde par- lamış, iktidardaki hükümetin dış politikada en çekindiği adam haline gelmıştır Çok geçmeden kendisine Hariciye Nezaretinin siyasi müste- şarlıgini teklif ederler. Nasıl olur, muhalif bir politikacıya mı? — Evet, neden olmasın ? Bir takım devlet sır- larına vakıf olunca hükümetin dış politikasını tasvibettikten, onun da- ha iyi bir istikamet almasına çalış- mayı bir memleket vazifesi saydıktan sonra... Tabii işler bu şekli alınca, o söz- de ve şekilde kalacak danışıklı ev- lenme de hakiki bir aşk ızdivacına inkilap etmekte gecikmez. Tahm edileceği gibi bütün bu olup bıtenle— ri, ince hesaplarla tertipleyip hazır- güçtür. Ama "Devlet İşleri"nde va- zıfe alan sanatkarların, ayrı "tarz'"larda oyna dıklarının varmak da zor değildir. Meselâ Şehir Tiyatrosunun Hüseyin Kemal, Hadi Hün gibi esaslı degerlerıyle Şukran Akın, Tunç Y lman gibi bu kadroya yeni girmiş v başka teşekküllerde yetişmiş sanatkarların bir de Alev Özgün gibi Şehir Tıyatrosuna men- sup olmakla beraber bu kadronun tamamiyle tesiri altına girmemiş da- ha genç unsurların oyunları arasında goze çarpaca ak bariz farklar var. Hüseyin Kemal -yaşlı, eski hariciye nazırı Phılıppe Russel- ile Hadi Hün -halefi — Byr. Winkler-, ağırbaşlı kompozrsyonlarını aynı hat üzerinde devam ettiremez, eserin havasını yer yer bozan ve ona alaturka bir eda- veren bazı lüzumsuz hareketlere aşı- rılıklara — düşerken — Şükr: 'Akın 29