SPOR Klüpler Havalar soğuk O ldukça şişman, iş adamının yazıhanesinde sabah telefon devamlı çalmaya baş- ladı. Muhakkak ki şehirlerarası arı- yordu. Oldukça şişman, kırmızı ya- naklı iş adamı, etli kışa parmakları ile ahizeye uzandı ve kulağına götür- dü; İsviçreden aranıyordu. Milletler- arası servisindeki bayan memur "Bir dakika efendim, Bernden aranıyor- sunuz" diyordu. Aynı zamanda Bü- yük Millet Meclisi Başkan vekili olan, Fenerbahçe kulübü başkanı Agâh Ero- zan ilk anda İsviçreden aranışına bir mana veremedi ve "Acaba maçın ta- rihinde veya yerinde yeni bir anlaş- mazlık mı çıktı" diye düşünürken, te- lefondaki sesi tanıyarak gülümsedi. Kilometrelerce öteden seslenen, Bern büyük elçisi Fahrettin Kerim Gokay— dı. kırmızı yanaklı bir Bern büyük elçimiz, İsviçrede, bilhassa Cenevrede havaların dondu- rucu derecede soğuk olduğunu, bu itibarla tedbirli gelmelerini, hatta cukların hava ve suhunet degışmesın— den mütevellit hastalanmasını ön- lemek maksadıyla hareketten bir gün önce vitamin verilmek suretiyle bün- yelerinin takviye edilmesini tavsiye ediyordu. Gerçekten bu tavsiye ye- rindeydi, zira birkaç futbolcunun sa- katlıklarının yanısıra bir de hastalık baş gösterecek olursa, takımın duru- mu hayli kritik bir hale gelebilirdi. Gökayın bu tavsiyesi başkanı hayli mütehassis etmişti. Akla gelmeyen bu ikazdan dolayı kendisine teşekkür ederek, iki gün sonra görüşmek üze- re telefonu kapadı. Hemen kulübün doktoruna telefon ederek durumu bildirdi ve tedbir alınmasını söyle- di. Fenerbahçeliler böylece yola çı- karken, İlk defa olarak bir "vitamin kürüne" tâbi tutulmuş oluyorlardı. Baba, kafile başkanı.. C umartesı günü öğleye dogru Ye- şilköy hava alanı hayli kalaba- lıktı. Taraftar ve meraklılar alanda toplanmıştı. Fenerbahçelileri Cenev- reye uğurlayacak olan bu kalabalık, hafta içinde oynanacak maç için candan başarı dileyerek onları uça- ğa bindirirken, kafile başkanı Agâh Erozan maçın zor şartlar altında ce- reyan edeceğini, çocukların kazan- mak azmi ile oynayacaklarından e- min bulunduğunu söyledikten sonra kendisi dahil, bütün idarecilerin ken- di paraları ıle seyahat ettiklerini ilâ- ve etmeye nedense lüzum gördü. Geçen defa Fenerbahçelileri ha- va alanında Nice'e uğurlayan ve iş- leri dolayısıyla gidemeyen Erozon, bu defa kafile başkanı olarak çocuk— ların başında bulunuyordu. Neşe de uğurlanan Fenerbahçeliler uçaga binerken, uçağın merdivenlerinde ka- filenin maskotu olacak kadar ufak tefek yapılı Mikro Mustafa, gülerek 34 ârkasından çıkan Erozana takılıyor- Baba, maçı kazanırsak iki bin saglam değil m erbahçe 1dare heyeti, Cenev- rede oynanacak olan üçüncü Nice ma- çının galibiyet primini ikişer bin 1i- ra olarak tesbit etmişti. Maç kaza- nılacak olursa, dönüşde ikişer bin li- ra hemen dagıtılacaktı Ayrıca hafta içinde Galatasarayı mağlü eden çocuklara, Cenevre donuşu be- şer yüz lira galibiyet primi verile- cekti. Böylece iki galıbıyet birleşecek olursa, iki bin beşer yüz liralık çifte prim alınacaktı. Bu, oldukça iyi pa- rayı elde etmek için sarı lacivertlile- rin işi sıkı tutmaları gerekiyordu. Herşeyden önce profesyonel olan Fenerbahçeliler, hiç şüphe yok ki, renk, klüp aşkı ve memleket futbo- lunun şerefinin yanısıra, biraz da bu- nu düşüneceklerdi ve kazanmak azmi ile oynayacaklardı. 23 Aralık Çarşamba günü Ce- nevre'de Sevette kulübünün sahasın- da oynanacak olan karşılaşma, gece yapılacaktır. Daha önce maçın gün- düz oynanması kararlaştırılmışsa da, organizatör kulüp 1darecılerın1n müra- catı üzerine maç geceye alınmıştır. Zira Sevette kulübü 1darecıler1 gece oynanacak maçın, gunduz maçından daha çok hasılat yapacağı kanaatın- dadırlar. Maç, bu düşünce ile gündüz- den geceye alınmıştır Fenerbahçelı— rde, maçın acağı Camille stadında hiç degılse bırkaç gece id- manı yapmak üzere, birkaç gün önce gitmeyi faydalı bulmuşlardır Agâh Erozan İki bin sağlam mı?.. Federasyon 836 kişi enerbahçe - Nice maçı oynanır- ken İstanbulda, Türkiye -Irak amatör takımlar milli maçı oynanır- ken de Adanada tam kadro ile top- lanan futbol federasyonu üç büyük kulübe bir müddet önce fondan otuzar bin lira yardım yaptı. Spor hareket- lerini önem harcırah ve yevmiye alarak takip etmek çâresini, toplan- tıları maç mahallinde yapmakta bu- lan ve böylece fondan, aldıkları üc- retler dışında da faydalanan futbol federasyonunun, üç büyük kulübün, masraflarının çokluğunu ileri sürüp, zaruret içinde kıvrandıklarını bil- dirmesi üzerine yardımda bulunarak onları sıkıntıdan kurtarmak çarele- rini aradığı muhakkaktır. Fakat bu üç büyüklerin dışında kalan hemen her kulüp, çok daha büyük bir mali sıkın- tı içinde kıvranmaktadır. Öyle ki, bazı haftalar elde ettikleri hasılat o haftaki masraflarını karşılamamak— tadır. İşte bu hafta Ankarada oynayan Beykoz ve Adalet takımları, İstanbu- la eli boş dönmüştür, Cumar tesi gü- nü oynanan ve 836 seyircinin taki- bettiği — karşılaşmalarda elde edilen hasılat 4630 liradır. Bunun yüzde onu stad, yüzde onu bölge, yüzde yedisi belediye ve yüzde beşi de federas- yon hissesi olarak alındıktan ve bir de müstahdem ve hakem masrafları duştukten sonra kalacak para galip ve mağlüp takımlar arasında yüzde altmış ve kırk olmak üzere taksim edilecektir. Yapılacak bu kaba hesap sonunda bu bir günlük hasılattan yüzdeler ve masraflar çıktıktan son- ra kalacak miktar 1800 lira civarın- dadır. Bunu dört takım paylaştığı takdirde elde edilecek miktarın ne kadar gülünç olacağını hesaplamak ise güç değildir. Bu klüpler zaruret içinde oldukları halde yardım gör- mezken, her Ankaraya gelişte bin- lerce lira hasılat alarak dönen üç bü- yüklerin zaruret içinde olduklarına inanan ve onlara yardım eden futbol federasyonu, bunu kendisi için bir icraat kabul ettiği müddetçe tuttu- ğu işleri başarmış bir federasyon olarak hatırlanmayacaktır. Bu fede- rasyon, onar bin lira yardım isteyen Demirspor ve Altay takımlarına sâ- dece üçer bin lira yardımda bulunma- yı uygun görmüştür. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaştan çok daha fazla mali sıkıntı içinde bulunan bu iki kulübe de futbol federasyonu niçin otuzar bin lira yardım yapmamıştır bunun sebebi bilinmemekte Ma- dem ki kulüplere bir yardım mevzuu- bahistir, bunu eşit miktarlarda ve irili, ufaklı tefrike sapmadan yap- k n doğru hareket olacaktır. Fa- kat futbol federasyonu büyük kulüp baskısından kendisini çe böyle âdil bir taksim mevzuuba- his olamayacaktır. AKİS, 23 ARALIK 1959