7 Temmuz 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

7 Temmuz 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Hükümet Kalkınma, iman işidir Başbakan Menderesin — Cumartesi ve Pazarı İstanbulda istirahatla geçirdikten sonra, geçen — haftanın başında yeniden Ankaraya gelip bi- ribirini takip eden toplantılarda ha- zır bulunması, vaktinin büyük bir kısmını hükümet işlerine ayırması, itiraf etmek lâzımdır ki, pek — çok kimse için bir sürpriz oldu. Londradaki feci uçak kazasından sonra, vaktinin hemen hepsini İstan- buldakı Parkotelin ikinci katındaki hususi dairesinde istirahatle geçiren Başbakan Menderesin, E, €. E, Heyeti ile son müzakereler başlar başlamaz boğucu sıcakların hüküm sürdüğü Ankaraya gelip, idareyi e- line alması tabii ki tatlı bir sürpriz— di. Şimdi Herkes bu tatlı sürprizin, sürpriz olmaktan çıkıp, normal bir hâdise sayılacak hâle gelmesini bek- lemektedir. Başbakanın geride biiralktığlımız hafta içinde, Ankaradaki çalışmaları esas itibariyle, iktisadi — meselelerle ilgiliydi. Onbir aylık istikrar prog- ramında yeni rötuşlar yapmak, yol- dan inhirafları önlemek, arttırmak, tekstildeki — kriz başlan- gıcına bir çare bulmak lâzımdı. (İs- tikrar politikası'yazısına Koordinasyon Heyeti O. E. C. E. mü- tehassıslarının yeni tavsiyelerinin 1- şığı altında, bu meselelerin halline çalışıyordu. Komite içinde . meselâ Polatkan ve Ataman arasında görüş farkları vardı. Bu Koordinasyon He- yetinin ezeli derdiydi. Koordinasyon Bakanı, Komitenin başkam da olsa. arkadaşları onun otoritesini kabule asla — yanaşmıyorlardı. — Başbakanın toplantılara katılması ve taraflar a- rasında hakemlık yapması, görüş farklarının giderilmesi — bakımından son derece faydalı neticeler verdi. Çalışmalardan Başbakan da çok memnun kalmış olacak ki Cumayı Cumartesiye bağlıyan gece, yadaki evinde bazı yakın mesai ar- verdiği yemekte çok Ataman, Ahmet Dilâver Argunun katıldıkları yemekte hemen hemen tamamiyle iktisadi meseleler — görü- şüldü. Menderes son derece iyimserdi. Arkadaşlarına, iktisadi gidişin ileri- de nasıl ferahlık getireceğini ballan- dıra ballandıra anlattı. Sesinin to- nunda, bakışlarında büyük bir sami- miyet ifadesi vardı. Bu samimiyet beraberindekilere de sirayet etti. Ni- tekim Menderesin pembe köşkünden çıktıktan sonra kayanın yeni manzarasını hayran hayran seyret- tiler: Çankaya köşkünün etrafında bulunan barakalar yıkılıp, civar ye- niden tanzim edildikten ve köşkün yanında helikopterlerin inip kalkabi- leceği bir pist yapıldıktan — sonra Çankaya hakikaten yepyeni bir çeh- re kazanmıştı. Türkiye artık eski Türkiye değildi. İhtimal, Kemal Ay- 6 Sivrisinek Saz! u bizim Demokratlar ya- S man adamlar ya... esele dillerinden anlamak! — Yoksa tenkid de yapıyorlar fikirle- rini de söylüyorlar, — bildikleri hakikatleri de açıklıyorlar. Yalnız, İşte, İşmarla — konuşu- yorlar Misal mi? Konyada Borsa — binasında toplantı yapıyorlar. Bir ara Remzi Birant söz alıyor "Her yerde hazır ve nazır" o- lanın Allah olduğu bilinir de- ğil mi? Hatip "Her yerde hazır ve nazır. olan sevgili — Genel Başkanımız" diyor. Arkadan Mustafa Runyun arzı. endam ediyor. Mevzu, meşhur Taş hikâyesi. "Bu, di- yor, Allanın kulundan aldığı intikamdır." Eee. İnönünün ba şakta taşı kimin attırdıgı bir . kongresinde bundan da açık şekilde söylenmez ya.. gün başkanlığında İstanbuldan ge- len 37 kişilik D. P. heyeti de, eser- leri gördükten sonra kalkınma ima- nını tazeley geri dönecekti. Böy- le bir şey için İktisadi Devlet Teşek- küllerinin asgari bir hesapla 200 bin lira masraf etmeleri, gezinin temin edeceği faydalar duşunulurse pek e- hemmiyetli değildi. Adnan Menderes İyimser Boş koltuklar Boğucu sıcaklara rağmen, Başba- k Menderesin bütün — haftayı Ankarada geçirmesi kabinedeki boş koltukların artık doldurulacağı ka- naatim uyandırdı Adaylara sorulur- sa, bu artık gün meselesiydi. Mese- lâ Giresun seyahati suya düşmeden evvel Giresun milletvekili Mazhar Şenerin Devlet Bakanlığına getirile- ceği söylenmişti. Hattâ bu tâyinin derhal açıklanması bekleniyordu. Fa- kat limanın açılması gibi, Gıresun milletvekilinin tâyini de gec İdeal içişleri Bakanı olacagım et- raf ma yayan Dr. Sarol ise tebrikle- ri bile kabule başlamıştı. Bu yüzden Sanayi Bankasının İdare Meclisi Re- isliğini bırakmakta tereddüt etme- mişti. Fakat Başbakanın son gün- lerde sık sık beraberinde — görünen Dr. Namık Gedike de bir vazife bul- mak lâz . Onu şimdilik Bakanlıgına yakıştırıyorlardı ce artık Dr. Gedik "dahil! işler"le meşgul olmıyacak fakat bir " i ye mütehassısı" olarak sağlık işle- rini tedvir edecekti. Yeni kabinede Başbakan yardımcılığı üzerinde Ben- derlioğlu ile Kalafat çekişiyordu. 1- kisinden biri Başbakan — yardımcısı olacaktı. Abdullah Akerin Basın - Yayın ve Turizm Bakanlığına asa- leten tâyini mevzuubahisti. — Fakat Aker de rakipsiz değildi, şiddet ted- birlerini şiddetlendirme komisyonu- nun basın hakkındaki raporunu ha- zırlıyan Bahadır Dülger vardı. Koltuklar boş durdukça adayla- rın sesleri yükseliyor ve "mavi bon- cuk bende" diyenlerin sayısı artıyor- du. C. H. P. Paşa korkusu eride bıraktığımız haftanın için- de Cumartesi sabahı "Paşanın e- vinde toplantı var" haberini — alan Ankaradaki C. H. P. idarecileri sa- niyesinde Ayten sokağındaki evin alt katındaki — salonda — buluştular. aşa her zamanki neşeli haliyle üst katın merdivenlerinden indiği zaman salonda Feyzioğlu, Yetkin, Çelikbaş, Melen, Öztrak, Paksüt, — Alişiroğlu, Güneş, Baykam ve Kitapçı vardı. Paşanın neşesi çabucak etarafin- dakilere de sirayet etti ve son neşir yasağı üzerinde eğlenceli konuşma- lar yapıldı. Artık kimse neşir yasak- larına şaşmıyordu. ancak hakikatler"i duymasına ta- hammül edilen 1959 demokrasisinde bunlar olağan şeylerdi. Halk gazete- lerdeki beyazları okumasını, hem de çok iyi okumasını — öğrendikten sonra, neşir yasakları insanı sadece guldururdu Herbiri vatan — sathının bır köşesinden yeni dönmüş olan H erkez ve Grup İdare Ku- ulu uyelerı sonu gelmiyen neşir ya- saklarının kimin lehine — çalıştığını çok iyi görmüşlerdi: Nefir yasakları güneşin balçıkla sıvanmasına çalış- maktan başka bir şey değildi. Mese- AKİS, 7 TEMMUZ 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: