7 Temmuz 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

7 Temmuz 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İşte bu sebeple Cahan Heyeti ih- racatın arttırılması için her türlü gayretin sarfedilmesini, ihraç malla- rının dahilde istihlâkinin önlenmesi- ne çalışılmasını tavsiye etti. Bu ara- da ithalatı cezalandırmak ve ihraca- tı teşvik için yeni bir devalüasyona gidileceği şayiaları, ortaya çıktı. Fa- kat bu söylentiler asılsızdı. Ama ka- demeli sisteminin kaldırılarak, ihra- cat için de ithalâtta olduğu gıbı tek bir kurun tesisi meselesinin üzerine ciddiyetle durulduğu — muhakkaktı. Maamafih kademeli prim sisteminin değiştirilmesine şimdilik lüzum gö- rülmedi. İhracatın arttırılması için butun ümitler, ihracatçıya "ihracât yap", demek ve ona bazı ufak tefek kolaylıklar tanımak noktasında top- landı. hemmiyet verilmeliydi. caret Bakanı Hayrettin Erkmen nasihat ve vaadlerde bulunmak için geçen hafta İstanbulda kolları sıva- dı. İthalâta gelince, kota sistemine daha liberal bir veçhe verilmesi hu- susunda mutabakata varıldı. Bu ay içinde ilân edilecek, üçüncü kotaların, ay yerine 8 aylı k bir devreyi kap— laması fikri müsait karşılandı. İtha- lâtçının karşılaştığı — formalitelerin asgarinin asgarisine indirilmesi ka- rarlaştırıldı. Yeni yardımlar C ahan geçen haftanın ortasına ka- dar gazetelerde çıkan yardım hi- kâyelerini yalanlıyarak Türkiyeye şimdilik yem — krediler açılmasının düşünülmediğini söyledi. 1959 için mesele pek vahim — değildi, son dış krediler sayesinde ithalât ihtiyacım karşılamak mümkün olacaktı. Fa- kat 1960, 1081 yılları için durum va- himdir. İhracat taş çatlasa 350'milyon doları aşamıyacaktır. Halbuki asga- ri ithalât ihtiyacı 560 milyon dolar civarındadır. Yani uzun yıllar, eğer normal ithalât yapılabılırse 200 mil- yon dolar civarında bir dış ticaret açığı beklemek lâzımdır. Buna 1970 yılına kadar, 60-100 milyon dolar a- rasında degışen dış borç taksitlerini eklemek gerekir. Yani en iyimser he- saplarla, Türkiyenin döviz ihtiyacı- nın karşılanması ihracat gelirlerinin dışında 300 mil dolar civarında döviz temınıne bağlıdır. Amerikan yardımının vesair kredilerin 200 mil- yon dolan aşması çok zayıf bir ihtimaldir. O halde daha 100 milyon dolara ihtiyaç vardır. Bu dış krediler nasıl temin edilecektir? Meçhuldür. Hükümet, Cahan Heyetinin, tavsiyesi üzerine ilk çare olarak, dışarıya ka- çırılan dövizlerin affını düşünmüş- tür. Kotalar dahilinde kalmak şar- tıyla, bu sermayeye, — mal hâlinde Türkiyeye girme müsaadesi tanımak üzeredir-. Fakat bu şekilde — gelecek sermayenin mühim bir yeküna ulaş- ması beklenmemelidir. - Hiç değilse, dövizlerin, son derece dikkatli kul- lanılması lâzımdır. Cahan, — "Parise gidecek bir bayanın — dükkânlardan çeyiz düzeceğini" bildiği için, — dış memleketlere gidecek turistlere dö- 16 kredilerin Tantanayla ilân edilen 50 milyon do- E ğer ortada ihracatı arttıran veya larlık ihtiyacını azaltan vardır. Meselâ tekstil sanayii mamu- nacaktır! Sonra yılı aşmamaktadır ve faizi yüzde 8 gibi yüksek bir nispete dir. İşin daha i mühimce bir kısmının, hiç bir ihale yapılmaksızın önceden tâyin edilmiş İtalyan firmalarından alınacak mal- Yarası Olan Gocunur A vrupa İktisadi işbirliği Teşkilâtı Genel Sekreter Muavini Mr. J. F. Cahan'ın merakla beklenen basın toplantısına, "İktisadi istikrar programı milletlerarası teşekküller tarafından zorla kabul ettirilmemiş- tir" sözleriyle başlaması hayret uyandırdı. O. E. C. E. Heyeti Başkanı durup dururken "iki, iki daha dört eder" demeye neden lüzum göçmüş- tür? Herkes tarafından bilinen bir hakikattir ki, milletlerarası bir te- şekkül, hiç bir memlekete hiç bir şeyi zorla yaptıramaz. Ama bu ha- kikatin söylenmesine lüzum görülmesi, zihinlerde elbette istifhamlar uyandırır. Hele Mr. Cahan'ın yaptığı gibi, hakikatin sadece bir tarafı söylenir, diğer tarafı unutulursa tereddütler daha çok artar. Evet istikrar programı zorla kabul ettirilmemiştir. Doğrudur. Fa- kat so dış yar Para Fonu ve O. E. mütehassıslarının tavsiye ve telkinleriyle hazırlanan istikrar programının tatbiki şartıyla veril- miştir. Diğer bir deyişle Mr. Cahan'ın da belirttiği gibi, "yabancılar, şunu şöyle yapacaksın" dememişlerdir, esasen diyemezler de...Yalnız, Ancak, şunu şöyle yaparsan, sâna yardım veririz" demişlerdir. Acele dövize muhtaç olan Türk ukumetı de yardımı ve yardımla beraber ileri sürülen şartları kabullenmiştir. akikat bu merkezdedir ve bu hakikat 1959 Bütçesinin müzakere- leri sırasında C. H. P. sözcüsü İsmail Rüştü Aksal tarafından, en ufak tereddüde ve tevile. imkân bırakmıyacak bir şekilde uzun uzun anla- tılmıştır. Buna rağmen hâlâ tereddüt edenler varsa, işte İsviçre Kon- federasyon Başbakanı Holenstein ve Şansölye Oser'in imzalarını taşı- yan resmi bir vesikadan birkaç satır: . Yukarıda izah edilen malt yardımın verilmesi, Türk — Hükümeti tarafından — 'istikrar programı'nin — tatbikine — bağlıdır. Türk — Hükümeti malt yardımı kabul etmekle, bu plânı mümkün olan süratte — tatbike başlamayı (taahhüt etmiştir. Türk Hükümetinin plânı tatbik edeceği hususunda — kredi veren leketl bir olarak, kredilerin kademeli bir şekilde — ve- teminat rilmesi l (Anlaşma -meriyete girince kredilerin yüzde 30 si, en geç Ocak 1959 da yüzde 25 i ve en geç 1959 Nisanında geri kalan yüzde 25 verilecektir). Bir basın toplantısında söylenen sözlerden, hiç şüphesiz çok daha ciddiye alınması gereken yukarıdaki cumlelerın mânası açıktır: Yar- dım, istikrar programının tatbiki şartıyla verilmiştir. Ne olur ne ol- maz diye de, kredilerin taksit taksit verilmesi esası kabul olunmuştur. İşte Cahan'ın bir cümlesiyle üzeri örtülmek istenen hakikat bundan ıbarettır viz verilmesine bile pek yanaşma- lara tahsis edilmiş olmasıdır. Nor- maktadır. İhtimal kendisine "viski mal usuüllere aykırı -olan boyle bir ithaline ne buyurulur" diye sorulsay- teşebbüsün milletvekillerinin gözün- 1, hıç de diplomatça cevap veremi- — den kaçmayacağı ve —Hükümetten yecekti izahat isteneceği şüphesizdir. Bu arada şartlan çok ağır yeni Yatırımlar kabulü hatalı olmuştur. İtalyan kredisi, bunun tipik zaruri ithalât bir misalidir. Zira bu krediyi belli — yatırımlara prorite tanıyan bir y, malları, fiyatları yüksek de tırım plânı mevcut bulunsaydı, ağır belli bir —memleketten getirmek — şartlı borçlara girmek bazan normal suretiyle kullanmak mecburiyeti — karşılanabilirdi. Bu kredilerle yapıla- lâtının satılmaz hâle geldiği şu gün- — fiyesi — düşünülebilirdi. Ne yazık ki lerde, bu 50 milyon doların, bir kıs- — Hükümet, çerçevesı için- mıyla yeni tekstil tesisatı ıthal olu- — de yuklendıgı taahhutlere rağmen, kredinin vadesi 5-6 — yatırım plânı gayret gostermemıştır Hemen men her şeyi çalışan Cahan, basın bu mevzuudaki sual konuştu: Hükümet bir yatırım pla— nı hazırlamamıştı. O. E. C. E. Hey erişmekte- acayibi, bu kredinin AKİS, 7 TEMMUZ 1959 cak yatırımlar sayesinde borcun tas- hazırlamak yolunda tozpembe göstermeye toplantısında karşısında açık

Bu sayıdan diğer sayfalar: