ÇALIŞMA Sendikalar Şuurun vazifesi E vvelki hafta Pazar günü, güneşin büyük bir insafsızlıkla bütün Si- yası asıp kavurduğu öğle saatla- rında Cer Atölyesinin önüne gelen Turhan Feyzıoglu hiç kimsenin mü- dâhelesine mâruz kalmadan dış ka- pıdan içeri giriverince, hayretle ar- kadaşı Sivas milletvekili Rahmi Çel- tikçiye döndü ve "Hani kuş uçurt— mıyacaklardı?" dıye sordu. Rahm Çeltikçi de bu işe Feyzioğlu kadar şaşmıştı. İki Sivas milletvekilinin ini, az sonra kendilerini kar- şılayan Fabrika Müdürü Celâl Ta- ner tamamile giderdi. Fabrika mü- dürü, Demiryolları İşçileri Sendıka— sının kongresini takip etmek içi gelen mılletvekıllerıne hareketlerinin ne derece "mahzurlu" olabileceğini izaha çalışıyor ve kendilerini dinlen- mek üzere odasına davet ediyordu. Milletvekilleri bu daveti reddetmedi- er ve odada kongrede bulunmaların- dan daha tabii bir şey olamıyacağını müdüre boş yere anlatmağa uğraş- tılar. Fakat müdür boy azimliydi ve milletvekillerini kongreye sokmamak için ne gayret lazımsa esirgemiyor- u. Uzun münakaşaların — sonunda milletvekilleri, müdürün hatırını kır- mamaktan çok, lüzumsuz bir hâdi- seye sebep olmamak için kongre sı- rasında müdürün “misafir"i kalmayı tercih ettiler. C. H. P. nin işçi milletvekili İs- mail İnan ise dış kapıyı herkes gibi Sükünetle geçtıkten sonra iç kapıda fırtınaya tutuldu. —Fakat her nevi sert havaya -Zonguldaktaki Kömür İşçileri Sendikasının hâdiseli kon- gresinden sonra- karşı durmaya a- zimli olan İnan, iç kapı önündeki bütün önleme tedbırlerıne göğüs ge- rerek salona girdi. ziran başında, Demiryolu işçi- lerının sendika başkanı seçmek i ste— dikleri Aydaner Tandoğanın "İşçi degıldırl* diye kongreye alınmaması üzerine bir vücutmuş gibi — salonu terketmesi üzerine geriye kalan bu kongreye bütün Sivasta — büyük e- hemmiyet veriliyordu. Fakat en faz- la ehemmiyet verenler şüphe yok ki Sivas valisi ve D. P. İl başkanıydı. Bütün mesele Aydaner Tandoğanın Kongreye katılmaması etrafında dö- üyordu. Kongreden günlerce — önce D P İl başkanı Aydanerin babasına tazyıke başlamış, vali de — Aydaneri çagırmış ve ondan kongreye gıtmı— yecegıne dair söz almıştı. Bu söze rağmen, “vali, kongre günü Aydane- ri beraberine alıp şehrin bir mesire yerine götürmek için aratmış, ama bir türlü bulduramamıştı. Kongrenin yapılacağı Cer Atölyesi Lokali Sine- ma salonunda da Aydaner girmesin diye pek sıkı tertibat alınmıştı. Alâ- kayı boş yere toplamamak için dış kapıda hiç bir tertibat — alınmamış, fakat asıl kongrenin yapılacağı si- nema kapısının önüne li adamlardan müteşekkil ontrol duvarı çekilmişti ki, dak kongresindeki tertibatı bunun sağlamlığı karşısında parmak- larını ısırırları Kongrenin sukunet içinde geçme- siyle vali muavini Ferit Hacaloğlu bizzat meşgul oluyordu. Kongre gü- nü, Cer Atölyesinin sinema salonun- da en heyecanlı bir filmin bile top- liyamadığı kadar büyük bir kala- balık vardı. Tahta bankolara ve is- kemlelere sıkışarak oturan 2 bin ka- dar demiryolu işçisi, Aydaner Tan- doğan hâdisesinin kızıştırdığı bir he- yecan ve alâkayla kongreyi takibe hazırladılar. Aydaner Tandoğan, va- liye verdiği sözü tutmuş ve toplan- tıya gelmemişti. Ama kongrede ha- zır bulunan işçilerden yüzde sekseni bu sevilen sendikacının taraftarıydı. Bu husus bütün kongre devamınca kendisini hissettirdi. Riyaset divânı- nın teşekkülünde Sendika — başkanı Sabahattin Görenerin faaliyeti, Ay— daner taraftarı işçilerin mukaveme tiyle karşılaştı ve neticede Kongre Başkanlığına Demiryolu İşçi Sendi- kaları Federasyonu —Başkanı — Rıza Tetik, İkinci — Başkanlığa da Şeref Akova seçildiler. İşçinin feryadı pazubent- öyle bir abahattin Görener, İdare Heyeti S çalışma raporunu okuduktan son- ra tenkidlere — geçilince — ikramiye, prim, tedavi ve daha birçok haktan mahrum — bırakılan upuna mensup işçilerin Vazıyetınden acı a- cı şikâyet edildi. grupu işçileri ayni iş saati içinde, ayni işleri gör- İsmail İnan Duvar — delen!. dükleri halde sosyal haklardan fay- dalanma bahsinde farklı muameleye tabi tutulmalarını bir türlü anlana- yorlar ve dertlerinin devasını sendi - kadan arıyorlardı. İşletmenin B.C. grupu işçilere tatbik ettiği — farklı muamele,., aslında eski bir dertti ve ne Zaman ele alınacağı belli' değildi. İsmail İnan meseleyi bir sözlü soru hâlinde Büyük Meclise kadar getir- miş ve bu grup işçilerin dertlerini anlatmıştı. Fakat zamanın Ulaştır- ma Bakanı Fevzi Uçaner, kürsüde "Arkadaşımızın iddiaları doğru de- ğildir” demişti Tekrar söz alan İs- mail İnan "Bütün söylediklerimi is- pata muktedirim ve ispat - edemez- şu anda milletvekilliğinden is- tifa ederim. Ama aksi halde Fevzi Uçaner de bakanlıktan istifa ederler mi?" diye sormuştu. Bunun üzerine bakan kürsüye çıkmamış ve mesele o halde kalmıştı. Sivas Demiryolu İşçileri Kongresinde ayni dertler, em de bu sefer sıkıntıları — bizzat çekenler tarafından, sayılıp dökülü- yordu. Nitekim Fabrıka Müdürü Ce- lâl Taner de "Görüyorum ki en bü- ük dertlerimiz B. C. grupu mese- lesidir. Hakikaten ayni cereyanla çalışan-tezgâhı idare eden iki işçi arkadaşın haklarında tefrik — bulun- ması doğru değildir" diyordu. Ama bu, meselenin halledilmek şöyle dur- sun, hâl yoluna girdiğinin bile işa- reti değildi. İşçi vaadlerde bulunulup sonra bunların hepsinin unutulması- na çoktan alışmıştı. İşçiler, sendika- larının başında kendi hakları için mücadele edecek idareciler arıyor- lardı. Aydaner Tandoğan, onlarda bu ümidi uyandıran adamdı, fakat par- tizan müdahele onu iş başına getir- melerine imkân vermemekte gayret gösteriyordu. Türk - İş'i temsilen öngrede bulunan İsmail Aras, sen- dikacılığın prensiplerinden bahseden konuşmasında, isim — zikretmemekle beraber, bütün işçilerin * gözlerinde okunan Üüzüntüyü — ifade etmekten kendini tutamadı ve dedi ki: "Sen- dika temsilcileri işçinin devamlı ta- leplerini işveren nezdinde müdafaa ettiğimin haliyle onun husumetini kazanır. Onun için ne suretle olur- sa olsun, işverenin gadrine uğrayan temsilcileri siz vikaye etmelisiniz. Aksi halde her gidene güle güle di- yecek olursanız, yarın sendikanızı i- dare edecek tek kimse bulamazsı- Sivaslı demiryolu işçileri her gi- denin arkasından güle güle demekle yetineceğe benzemiyorlardı. İlk grede Aydaner Tandoğanın salona alınmaması kadısında hep birden kongreyi terketmekle nasıl şuurlu bir olgunluğa eriştiklerini ispat et- mişler ve bu ikinci kongrede de Ay- daner Tandoğanın yeniden işe alın- ması için idare nezdinde teşebbüsle- re geçilmesi — yolundaki bir takrir kendilerinin — hakları için mücadele edenleri vikayede ne dere- ce azimli olduklarını göstermişlerdi. Yapılan tasnif sonunda 11 kişilik idare heyetinde Aydaner Tandoğan taraftarlarının 3 e karşı 8 uyelıkle ekseriyeti kazandıkları anlaşıldı. AKİS, 7 TEMMUZ 1959