Haftanın İçinden İnsanlar ve e ktisadımızı tetkik etmek ve bize kredi açan mem- leketlere paralarının 1yı ellerde olup olmadığını bil- direcek raporu hazırlamak üzere Türkiyeye — gelen mütehassıslar heyetının başkanı iç politika tartışma- larımızda yer almış bulunuyor. Sayın — mütehassıs, Kanadalı iktisatçı Mr. Cahan, iki basın toplantısı yapmış, bazı ziyafetlerde nutuklar vermiş, edindiği intibaları anlatmıştır. Bu intihaların adeta bir ikti- dar sözcüsü edasıyla, hattâ sert bir iktidar sözcüsü edasıyla, zaman zaman onu bunu azarlayarak nakle- dilmiş olması ve bilhassa beyanların iktisadi fikirler yanında beynelmilel teşekkül mütehassısları için mu- tad olmayan dozajda politik veçhe taşıması Mr. Ca- han'ı bir alâka merkezi haline getirmiştir. Sayın mütehassısın, "sizin programınız" dediği ve aslında "kendilerinin programı" olan istikrar ted- bırlerımızı yavrusunu tehlikede gören bir dişi kap- celâi etıyle savunmasını tabii karşılamak lâzım- Avrupa iktisadi İşbirliği Teşkılatının tamamiyle yalnız- iktisat ilminin ışığı altında — hazırladığı acı bir ilâç tadı taşıyan tedbirlerin hastada se- bep olduğu yüz buruşması karşısında Mr. Cahan ilâ- cın elbette ki faziletini söyleyecekti. Ancak işi ol- mayan ve acemisi bulunduğunu belli ettiği bir takan polemiklere hiç girmeseydi sayın mütehassıs bu va- zifeyi daha inandırıcı bir tarzda yerine getirmiş ola- caktı. Zira hâdiselerden biraz haberdar herkes Mr. han'ın istikrar tedbirlerini zoraki kabul edilmiş ne ke— lime, bizzat hükümetimiz tarafından hazırlanmış ola- rak takdim etme gayretini sadece tebessümle karşı- lamıştır. Sayın mütehassıs, ihtimal iktisadi mesele- leri tetkik etmekten Türk umumi emfkârının hangi derecede aydın bulunduğunu araştırmak fırsatını ele geçirememiştir. Geçirseydi kendisini — gülünç ettiği gibi, söylediği doğru iktisadi fikirlere de inancı sar- san böyle garip bir vaziyet olmazdı. İstikrar tedbir- leri D. P. hükümetlerine enflasyonist gidişleri karşı- sında dehşete düşen yerli ve yabancı siyaset adamla- rının, ıktısatçıların seneler senesi yaptıkları ikazların kagıt üzerine dökülmüş şeklidir. Bunları daima red- deden İktidar başka çaresi kalmayıncaya kadar ayak diremiş, bu yüzden yaranın müstakbel tedavisini da- ha acılı, daha güç hale getırmış, mhayet elzem yar- dımı elde edebilmek için boyun eğmek zorunda kal- mıştır. Sayın mütehassısın sadece bazı tavsiyelerde bulunduklarını söylemesi, zaten Beynelmilel Teşekkül- lerin bir programı bir memlekete nasıl zorla abu ettirebileceğini sorması basit bir mantık oyunudur. Zordan bahsedenler elbette ki topu, tüfeği hatıra ge- tirmemektedirler. Fakat elzem yardımı ellerinde tu- tanlar "ya bu tavsiyelere riayet edersin, biz de seni içinde bulunduğun berbat vaziyetten kurtarırız ya ne halin varsa görürsün" derlerse bunun hakikt bir zor olduğunu çocuklar dahi teslim eder. Ameri- kan politikasının şimdi, sefalı hovardalık yollarından sonra kendisine el açan memleketlere yardımın ilk şartı olarak Beynelmilel Teşekküllerin "tavsiye etti- ği" istikrar programlarının kabulünü koşmaktan iba- ret bulunduğunu Mr. Cahan'ın zannı hilâfına Türk umumi efkârı mükemmelen bilmektedir. Türk umu- mi efkarı, acı ilâcı bizim gibi yuzlerını buruşturarak içen alakalı milletlerin hiddetine rağmen Arjantinde Peronun ağır mirasının, Bolivyadaki geniş sübvansi- yonların, Ispanyada General Franco'nun kaprislerinin ve Brezilyada -seçim kampanyasını düşünerek ayak direyen Başkan Kubitehek'in şantajlarına rağm tediye açıklarının hep bu yoldan tasfiye edılecegınden N 3 dı r. -ve bu, AKİS, 7 TEMMUZ 1959 Rakamlar haberdardır. Vaziyet bu olunca Mr. Cahan'ın hilafı hakikat beyanları İktidara şirin görünme kokusu ta- şıyan bir gayretkeşlikten öteye geçmemektedir ve bu aslında, sayın mütehassısın hakiki gayelerini tor- pillemektedir. ünkü istikrar programının esası mevzuunda Türkiyede siyasi bir muhalefet mevcut değildir. Sa- yın mütehassısın böyle bir zehaba nasıl kapıldığım anlamak zordur Tahmini daha kolay olan, bu zeha- bın Mr. n'da kimler tarafından uyandırıldığıdır. Muhalefet, ıçmde bulunduğumuz durumdan mak ve Türk iktisadını sıhhate kavuşturmak için İk- tisadi İşbirliği Teşkilâtının tavsiyelerinden başka yol bulunmadığını bilmektedir. Muhalefetin en selâhiyet- li sözcüleri daima bunu tekrarlamışlardır. Hattâ biz- zat sayın İnönü 1957 seçimlerinden önce C. P. adına millete ıktısadı sahada ilmin icaplarının, bası— retli bir tatbik tarzıyla, yerine getirileceğini vaad et- miştir. Akıl için yol bir olduğu gibi ilmin sesi de tek tonludur. Muhalefet, iktidarı aldığı gün istikrar prog- ramının tatbikine devam edecekt Ama bir şikâyet vardır ve bu şikâyet anormal bir dununun normal neticesidir. Rejimimizin garip tecellisi, 4 Ağustos 1958'den beri D. P. kendi cena- zesini bizzat kaldırmak mevkiindedir. Bu hal, ister istemez, tatbikatta son derece zararlı bazı "ıdare—i maslahatla sebebiyet vermekte ve Mr. Cahan'ın ze- habı hilâfına programın tümünü asıl o tehlikeye koy- maktadır. Başarılı bir iktisat politikasının bir yandan insan faktörünü, diğer taraftan iktisat ilminin icaplarını en iyi şekılde bırleştıren politika olduğunu Mr. Cahan şüphesiz bilir. D. P. seneler senesi iktisat — ilminin 1caplarını kulak arkası etmiştir. Netice beklenilece- gı veçhile, bugünkü hazin ve ilâca muhtaç durum ol- muştur. Şimdi iktisat ilminin icapları yabancı mü- tehassısların ısrarı neticesi kabul edilir, fakat bu se- fer insan faktörü kaale alınmazsa yeni — neticelerin başka türlü olacağını sanmak safdilliklerin en bü- yüğüdür. Hiçbir istikrar programı gerekli psikolojik hava yaratılmadan meyva veremez. Bu ya- ratmak ise Basın toplantılarına neşir yasağı koymak veya hakikatlerin duyulmasını — önlemekle kabil de- fi ildir. Eğer Fransada tedbirler muvaffak — olduysa bu, Beşinci Cumhuriyetin Dördüncü Cumhuriyetin hatalarını serbestçe söyleyebilmesi neticesidir. Karı- şık Arjantinde ise Başkan Frondizi'nin son çare ola- rak işbaşına getirdiği Ekonomi Bakanı — Alsogaray kollarını Peronun hazin mirasım şu şekilde anlatmak- la sıvıyor: "Arjantin halen yabancılardan alman kre- dilerle yaşamaktadır ve memurların maaşları bu ayın sonunda güçlükle Ödenebilecektir. Eylül ve Ekim ay- ları daha da müşkül şartlar altında geçecek, fakat Kasımdan itibaren vaziyet değişecektir". Bizim ik- tidar ise bir "mea culpa — hatalarını itiraf” cesa- retini bulamadığından milletçe sıkıntıya — katlanma ka mpanyamızı gerçekler üzerine bina — edememiş, "refah, ucuzluk, bolluk" sloganıyla ve fütursuz "Gö- rülmemiş Zafer" türküsüyle ortaya çıkmıştır. Üstelik' kemer sıkmada dünün mesulleri bugün — misal olma vazifesini bile yerine getirmemektedirler. İnsan fak- törünün böylesine kenara itilmesi iktisat ilminin icap- larına uygunluğu hiç kimse tarafından reddedilme- yen meşhur programın gerçekleşmesini zorlaştırır mı- kolaylaştırır. mı? Kendisine alaturka binbir itibar gösterilen Mr. Cahan, sükünetle, işte bizim için hayati olan bu su- alin cevabını aramalıdır.