Vatandaşın Refahı F iyatlar artmıştır, ama gelir- « ler de artmıştır. O halde ha- yat pahalıhga yoktur Hele köylü görülmemiş refah — içindedir. Çarıktan lâstik ayakkabıya, Köylü sigarasından Sipahiye terfi etmiş- tir". İktidar partisinin fiyatlar ha- valanmaya başladığımdan beri dört elle sarıldığı cankurtaran — simidi budur. Son zam dalgasından sonra, D. P. ait kademelerinin veya seç- menlerin karşısına çıkmaya cesa- ret gösteren nâdir D. P. mılletve— killerinin "meşru mazeret"i, "ha- yat pahalılığı yoktur" iddiacıdır. İddia" caziptir. Fakat bu iddia- nın hakikatları ne dereceye kadar ifade ettiği meçhuldür. "Pahalılık yoktur" diyenlerin hiç biri, kana- atlerini destekliyecek ciddi deliller getirmeye lüzum — görmemektedir- ler. Hakikat acaba ne merkezde- dir. Bunu gormek 1ç1n hakikatla- rı gizliyen "para şalı" bir an kal- dırılmalıdır. Buğday — müstahsili büyük köylü kitlesini alalım: Ge- çimini buğdaydan temin eden köy- lü bakımından "hayat pahalılığı yoktur" diyebilmek, onun 1950 de sattığı belli bir miktar mahsul kar- şılığı pazardan aldığı ihtiyaç mâl- larının miktarı, 1959 yılında da baş- langıç yılı seviyesinde kalırsa müm kündür. Meseli 1950 de 100 - kilo buğday karşılığı. bilmem şu kadar kaput bezi alan köylü. 1959 da da 100 kilo buğday ile o kadar met- re kaput bezi alabilmelidir. Ancak o zaman, “Evet, fiyatlar — yüksel- miştir ama bugday müstahsili köy- lünün i geliri de o nisbette yükselmiştir" denebilecektir. imdi meseleye daha yakından bakalım: Büyük köylü — kitlesinin başlıca gelirini teşkil eden buğda- yın kilosu, 1950 de 30 kuruştu. 1939 di 50 kuruşa — yükselmiştir. Diğer bir deyişle, 1950 da 100 ki- lo, buğday satan köylünün — eline 30 lira geçerdi. şimdi 50 lira geçi- yor. Acaba, merkebinin sırtında 100 kilo buğday ile şehre gelen köylü, bu buğday sayesinde 1950 de ala- bildiği malların hepsini 1959 da da heybesine yerleştirerek köyüne dö- nebilecek midir ? 1950 de bugün 40 satılan İşte çaydan başlıyalım: çayın kilosu 16 İiraydı, 0 de 30 lı 0 kilo buğday karşılığında 1870 gram çay alınabilirdi. Bugün 50'li- raya satılan 100 kilo buğday kar- şılısında ancak 1-50 gram çay a- lınabilmektedir. Son 9 yıl zarfın- da köylünün heybesindeki çay pa- keti ufalmıştır. 1950 de 19 kilo tuz AKİS, 7 TEMMUZ 1959 şekere muadil olan 100 kilo buğ- day, bugün ancak 15,4 kilo şeker- le degıştırılebılmektedır D. P. nin iktidara geldiği günlerde 100 kilo bugda 136 litre petrol demekti. Bugün 100 kilo buğdaya mukabil 00 lıtre petrol verilmektedir. Köylünün taşlıca ihtiyaç mad- delerinden biri olan kaput bezi de gittikçe daralmaktadır. 1950 de 100 küp buğdayını satan, köylü, evine 54,5 metre kaput bezıyle dönebilir- di. Ayni köylü 1959 Türkiyesinde, buğdayın kilosuna 10 kurna zam yapıldığı ve kaput bezi Kurban bayramı arifesinde biraz ucuzlatil- diği halde. 100 kilo buğdayına kar- şılık 20 metre bez alabilecektir. Köylünün kaput bezi yarı yarıya kısalmıştır! Devri muhalefette paketi beş kuruşa içirileceği cömertçe vaade- dilen sigaranın da baremdeki yeri, buğdayın çok —üstüne — çıkmıştır. 1950 de 86 paket Bafra sigarasıyla boy ölçüşen 100 kilo buğday, bu- gün 55 paket Bafra, değerindedir. akı da öyle: 1950 de 100 kilo buğday ile 7,5 şişe Yeni Rakı (70 CI.) alınabilirken 1959 da 4 şişe ile yetinmek lâzımdır. Yukarıdaki fiyatlar Devlet mü- esseselerine aittir. Devlet müesse- seleri dışında fiyatlar çok — daha hızlı yükseldiği için, buğdayın mü- badele kıymeti daha büyük ölçüde azalmıştır: Meselâ 1960 de 5 İira- ya satılan lâstik ayakkabı, kalite düşüklüğü hesaba katılmasa bile, bugün 25 liraya satılmaktadır. Bu fıyatları buğday ölçüsüne — çevirir- sek. 1950 de bir çift lâstik ayak- kabı almak için 17 kilo bugday ka- fi geldiği halde, 1959 da ayni las- tik ayakkabıya 50 kilo buğday ö- demek lazımdır Çulaki elbise 50 liradan 180 liraya fırlamıştır Bu fıyatlar buğday ile ifade edilirse 1959 nin elbisesi 160 kılo buğdaya, 1959 un elbisesi 360 kilo buğdaya mal olacaktır aşka bir misal, köylünün baş- lıca tasarruf usulunu teşkil — eden Reşat altını fiyatlarıdır. — 1950 de 131 kilo buğday verdiniz mi, sar- raftan 1 Reşat altını almanız müm- kündü; 1058 de aynı sarraf 1 Re- şat altını için ortalama olarak 323 kilo buğday istemiştir. Örf ve âdetin tesiriyle köylü- nün Zzaruri saydığı düğün masraf- ları da pek az kimsenin altından kalkabileceği bir yük hâline — gel- miştir: 1950 de uşağı yukarı 700 liraya otel olan iyice bir köy - bugün ancak 6 bin lıraya yapılabılmektedır Yani, 1950 de dü- Doğan AVCIOĞLU ğün masrafını kapatmak için 2350 kilo buğday kâfi iken, bugün 12 ton; buğdayı gözden çıkarmak lâ- zımdır Hele köylünün muhtaç bulundu- ğu. İstihsal vasıtalarının fiyatların- da görülen yükselmeler başlı başı- na bir faciadır: C. H. P. iktidarı devrinde âzami 3 liraya alman sa- ban demiri, 1959 Türkiyesinde 14 liradır. Demek ki 1950 de 10 kilo buğday mukabili elde edebildiği sa- ban demirine, köylü bugün 20 kilo buğday ödemektedir. 8 bin İiralık traktör bugün 40 bin liraya satıl- maktadır. Buğdaya Vurulursa 1950 de bu traktörü almak için terazi- nin Öbür kefesine 27 ton buğday koymak kâfi idi; şimdi 80 ton buğ- daya ihtiyaç, vardır. İşte Sipahi sigarası içtiği söyle- nen buğday, müstahsili — köylünün refahı... Elde mevcut istatistiklere göre Turkıyede 2 milyona yalan çiftçi —ailesi -ki çiftçi — ailelerinin yüzde 75 ine tekabül etmektedir- 75 dönümden az bir araziye sahip- tir. Kuru ziraat usulüyle 75 dönüm arazinin vereceği buğday en iyimser hesaplarla 5 tondur. Köylünün ken- di istihlâki ve tohumluk ihtiyacı düşüldükten sonra; muhtaç, bulun- duğu müâllarla değiş tokuş edebile- ceği buğday miktarı | - 2 tonu aş- mıyacaktır. Şimdi "hayat pahahhgı yoktur" diyenlere sormak lazımdır 59 da 1-2 ton bugdayl pazara çıkan köylü, zaruri İhtiyaçlarını karşılı- yabilecek midir? 1000 de bu 1 - 2 ton buğdayla ne alabilirdi, şimdi ne alabilir? Rakamlar ortadadır. Ve- rimler artmadığı için istihsali ye- rinde sayan buğday — müstahsili köylüye kemerini iyice sıkmaktan başka çare kalmamaktadır. Muh- taç olduğu malların fiyatları hızla yükselirken, buğday fiyatlarının pek az artması yüzünden buğday müstahsili köylü, hayat pahalılığı- nı Ziyadesiyle hissetmektedir. Tütün ve fındık müstahsili köy- lünün durumu da pek farklı değil- : Tütün ve fındık fiyatları da, diğer mallara nazaran' çok az art- mıştır. Dolayısıle mübadele kıyme- ti düşmüştür Şehirlerdeki memur, müstah- dem ve işçi kitlelerinin malüm hâ- li de guzununde bulundurulursa, in- sanın "kimin refahından bahsedılı— yor" diye sormaması imkânsızdır. Evet kimin refahı? Bahis mevzuu olan, mesut bir azınlığın refahı ise, doğrudur: Mesut azınlık, hakikaten refah içindedir.