7 Temmuz 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

7 Temmuz 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Transfer Zam fırtınası T emmuz ayının birinci günü gaze- telerini ellerine alanlar, — büyük başlıklarla irkildiler. Gazeteler ade— ta sözbirligi etmişçesine "Bugün baş- lıyor” diye başlık atmışlardı. Başlı - yan transfer ayı idi. Bir av müddet- le futbolcular — -tabit mukavelelerı bittiği takdirde- kulüp değiştirmek hakkına sahiptiler. Amma arzuladık- ları parayı kulüpleri verirse, bu hal- de başka bir formayı giymek zah- metine katlanmazlardı. İktisadi durumumuzun ne kadar parlak olduğunu anlamak için ya- bancı uzmanların İktidarı öven nu- tuklarım dinlemeğe lüzum yoktu. B seneki transfer ayında dillerde dola- şan rakamlar, memlekette hakika- ten büyük, refahın sürdüğünü gös- teriyordu. Futbolcular 20 bin İiralık tekliflere başlarım bile çevirmiyor- lardı. Mesela Fenerbahçeli Basrinin, 60 bin lırahk teklife karşı çok sinir- lendiği ve "Bu in sözünü bir da- ha du ymıyayım, asabım bozuluyor" dediği rivayet olunuyordu. Beşikta- şın meşhur Recabi, Feriköy kulübü- nün 30 hin 1liralık teklifini düşün- meğe değer bile bulmamıştı. Gala- tasarayın aforoza uğramış kaptanı Turgay ise Feriköyden gelen 80 bin liralık teklifli görüşmek Üüzere top- lantıya icabet etmemişti. Kâr yılın- da olduğumuz aşikârdı. Mamafih futbolculara bu bahis- te hiç de kabahat bulunamazdı. Ek- mekten ayakkabıya, kadın rujundan uçak ücretine kad ar her nesneye yüzde birkaç apılırken, futbolcular da kendı fıyatlarına bi- raz zam yapmıyacaklar meydi? Kulüpte değil, çiftlikte T ransferin büyük bombası Temmu- zun ilk günü patladı. Mamafih bu, pek de yeni bir bomba sayılmaz- dı. İmalâtı bir kaç yıl önceye dayanı- yordu ve daha evvel Fenerbahçe ta- rafından da kullanılmıştı. Ne var ki, o zaman bu bomba Fenerbahçe ida- recilerinin elinde patlayıvermişti de, hiç istifadeleri olamamıştı. Şımdı ayni bombayı Galatasaray denemek- teydi Bu bomba, Beşiktaşlı Büyük Ahm Sporla gayet az ilgisi olanlar da- hi, 1956 Ağustos ve Eylül aylarında gazetelerde ismi ve resmi sık görülen bu futbolcuyu hatırlı- yorlardı. Büyük Ahmet hakikaten büyük bir futbolcuydu. Gerek hafta, gerek forvette, hattâ bekte kendisi- ne verilen vazifeyi hakkıyla yapar, icabında takımın bütün yükünü ta- şır, geride oynar gül kurtarır, ileri çıkar, gol atardı Bu Büyük Ahmet 1956 Temmu- zunun son günü noterde attığı bir 34 Ahmet Berman 'Sen kimin yârisin-..." imza ile Beşiktaştan Fenerbahçeye geçmişti. Bundan üç yıl sonra ayni oyuncu gene noterde attığı bir imza ile gene Beşiktaştan — Galatasaraya geçiyordu. Evet, gene Beşiktaştan... Çünkü Ahmet 1956 Temmuzunun son günü Fenerbahçeye girmiş, hattâ bir kaç hususi maçta sarı - lacivertli ta- kımda yer almış, fakat 21 Eylül 1956 günü ansızın Beşiktaşa dönü- vermişti. Ahmedin transferi dolayı- siyle çıkan fotoğraflar, bir bakıma politika hayatımızdaki bazı — şahsi- yetleri sembolize eder gibiydi. met Fenerbahçeye girdiği zaman sarı - lacivertli idareci, oyuncu ve taraftarlarla "'Fenerbahçenin sıhha- tine, zaferine" kadeh kaldırmış, bu sahneyi de gazete foto muhabirleri- nin objektifleri tesbit — ediivermişti. Beşiktaşa döndüğü gün Sadri Usu- oğlu ile öpüşürken çektirdiği resim de gene gazetelerde yer almıştı. tuhaftı şu hayat: Artık Beşıktaşta ne Sadri vardı, ne de met, Şimdi gazeteler Ahmedin Gala- tasaraylılarla samimi pozlarını neş- rediyorlardı. Bir farkla ki, Ah metin Galatasaraya girişi kulüpte değil, idareci Şadım Atıgın çiftliğinde ol— muştu mdan ilk fotoğrafla- Yı, çıftlıkte atları severken çekilmiş- tı Ahmet bu transferde yalnız de- i. Beykozun müstait forvet oyun- cusu Mustafa da Ahmetle — beraber çiftliğe kaçırılanlardandı, Galatasa- ray işi çabuk tutmak istiyordu. Bu tutumu Galatasaray kulübü mensuplarından tasvip etmeyenler vardı. "Büyük Ahmet gibi çabuk ka- rar değiştiren bır oyuncuyu çıftlıge kaçırmak, 60.000 lira verme lıdır. Onun yerıne yirmişer bı— raya enç eleman alınmalıydı" diyenlere rastlanıyordu. Bu fikirde olanlar "Ahmeti. çiftliğe — kaçırarak kulübe almak fena oldu. Bir şey de- ğil, kulübümüzü hep çiftlik — sana- cak" diye ilâve ediyorlardı. İzmitteki çiftliğin iki kıymetli misafiri, Büyük Ahmetle Mustafa ıstırahat ettikleri sırada, çiftliğin et— afında bazı çingenelerin — dolaştığ goruluyordu. Bunlar hakikaten Çın— gene miydiler? Yoksa bu iki oyun- cuyu caydırmak veya kendi kulüp- lerine almak isteyen diğer idarecile- rin tuttukları casuslar mı? Ahmetle Mustafa ertesi gün İs- tan'bula getirilirken, Karagümrüklü- ler yolda takipten geri durmamış- lardı. Ö'le ya, Ahmet Karagümrük- ten yetişmişti. Eğer Beşiktaştan tı- kıyorsa, gideceği tek yer ilk yuva sı olmalıydı. Amma Ahmet böyle dü- şünmüyordu. Nedense Galatasarayı tercih etmişti. Halbuki Karagümrük, Galatasarayın vereceği miktarı, hat- tâ daha fazlasını vermeğe hazırdı. Şimdi iş daha da karışmıştı. Üç büyükler arasındaki "Dostluk Pak- tı" bazı siyasi paktlara dönmüş, te- sirini kaybetmişti. Beşiktaş, Galata- sarayı şiddetle protesto ediyordu. Dostluk paktına göre, üç kulüpten biri diğerinden arzuya aykırı olarak oyuncu alırsa, 20 bin lira tazminat odeyecek o oyuncuyu oynattığı har maç için de n lira verecekti. Üç yıl önce Beşıktaşla Fenerbahçenin a- rasını karıştıran Büyü met, şim- di de Beşiktaşla Galatasaray arasın- da bir ihtilâf mevzuu oluyordu. Eeee boşuna ona sıfat — verilmemişti: "Büyük" Ahmetti bu... "Büyüklüğü- nü saha dışında da büyük hâdiseler yaratarak göstermesi lâzımdı. Türkiye - ispanya Sıcağın zaferi G eçtiğimiz haftanın sonunda bir pazar günü İspanyada San Se- bestıan şehrinde boğucu sıcaklar hü- küm —sürmekteydi. Aynı gün saat 18.30 da Şehir Stadına gidenler sa- ha üzerinde kırmızı ve beyaz forma- lı Türk B. milli takımının sıcağın ve İspanya B milli takımının karşısında 2 - 0 lık bir mağlübiyete uğradığım seyretmişlerdi İfade edilebilir ki Akdeniz şam- piyonasının belki en zevksiz maçı, San Sebestian Şehir Stadında oyna- nan Türkiye ve İspanya B milli ta- kınılan maçı olmuştu. Türk B milli takımının forveti bütün maç boyun- ca kelimenin tam manaftiyle aksamış ve sıcak -İspanya B milli takımı dü- osu karşısında 1k1 maçta 3 puan ala- bilirsek- Ispa ve Fransanın ar- kasından uçuncu olabiliyorduk. AKİS, 7 TEMMUZ 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: