CEMİYET urizm Bankasının Kilyos Turistik Tesislerindeki küçük sayfiye ev- lerinde oturmak isteyenler, geçen hafta bu arzularının karşılanamıya- cağını, zira evlerin Ankara ve İstan- bul Üniversitelerinden gelen, profe- sör aileleri tarafından işgal edildiği- ni öğrendiler. Tabii bir hayli de şa- şırdılar. Acaba geceliği 150 liralık bu evlere profesör maaşları — nasıl yetecekti? Ama tesislerin merasim direğine çekilen Amerikan 'bayrağı, suale cevap veriyordu. Ford Vakfı, Türkiyenin bugünkü siyasi meselele- rini Türk ve Amerikalı profesörler arasında tamamen ilmi ve dedikodu- dan uzak bir şekilde münakaşa mev- zuu haline getirebilmek için bu mas- raflı yoldan başka çare bulamamış- tı. Beyler "ciddi" işlerle uğraşırken en son model mayolarıyla plajda eğ- lenen hanımlarla Abadan, Kübalı, Kapani, Denmezler, Timur, Yorsan re Giritli ailelerinin çocukları da hiç kesilmeyen sesleriyle bu ilmi toplan- tıyı şenlendirdiler. Tabii, dışarıdan Kelen otel müşterilerinin birbirlerine parmakla en çok gösterdikleri kim- se, zarif hanımı ve şirin kızıyla ce- sur Profesör Hüseyin Nail Kübalı ol- du. Bir ara Refik Koraltanın da plaj- özükmesi, seminercilerin mese- leleri serbestçe münakaşa edebilmek- ten doğan “ilmi keyiflerini kaçırdı ise de. Meclis Başkanı sadece zarif bornozlar içinde, yerli ve yabancı gelinleriyle birlikte saçını ıslatma- da an- denize girmekle iktifa etti. Fahrettin Kerim Gökay Ya koltuktaki — karpuzlar! AKİS, 7 TEMMUZ 1959 Senatör seçimi için — çalışmaları inkitaa uğratan profesörler Çarşam- ba günü Beyazıta indiler. Sulhi Dön- mezerin Üniversite Senatosuna se- çilmesi, o akşam Ali Fuad Başgil ile Hıfzı Timurun da dahil olduğu "mu- hafazakârlar" grupu tarafından Kil- yosta tes'it edildi. Rektörlük seviye- sinde başlayan "uyanma" herhalde henüz fakülte seviyesine Ekseriya erken yatan profesörler yalnız Perşembe akşamı, Avrupalı güzellerin mayo defilesini seyretmek kin geç saatlere kadar uyanık kal- dılar. Sempatik profesör Tahsin Be- kir Balta, daha iyi görebilmek mak- sadıyla defileyi ayakta seyretti. * P ek sevimli Bern Büyük — Elçimiz Fahrettin Kerim Gökay, — geçen hafta dinlenmek üzere — İstanbula döndü ve rıhtımda kendisini karşı- lıyanlara "Karpuz kabuğu suya düş- tü, ben de İstanbula geldım" dedi. Çimdi Fenerbahçe plajına gidenler, sevimli Gökayı suya dalıp çıkarken gorunen "Acaba, bir canlı — karpuz mu" diye duşunmektedırler. * ecen hafta Cumartesi gecesi, An- Gkaranın Gençlik Parkındaki Göl Gazinosunda, müşterilerin ıslıklarıy- la körüklenen bir "ihtilal" çıktı. Ala- turka ses sanatkârı Sevim Çağlayan, sahnede âdeta yarı çıplak beliriverin- ce sanki kıyamet koptu! Sesi kadar endamına da güvendiği anlaşılan sanatkâr, ,Programına revnak — ver- mek için 'streep - tease"cilerle boy ölçüşmeğe çıkmıştı. Buluş, seyirci- leri fazlasıyla memnun etmişti -çıp- lak kadın görmeye itiraz eden gazi- no müşterisi olur mu?- ama, Anka- ra Radyosunun gazınolarda soyunan bir mensubu hakkında ne düşünece- ği meçhuldü. $ Daıma Vatan Cephesıne iltihak tel- graflarım okuduğu için, sesi din- leyiciler tarafından pek tanınmıyan Ankara Radyosu spikerlerinden Do- ğan Ülker, vazifesinden — alınıverdi. Sebep spikerin Zorlunun beyanatını iyi okuyamaması insaf telgrafı okuyan bir spikerden, bir do iyi, okumasını ıstemek doğru mudur ? merika seyahatınde televızyon programlan ve Oueen Mary tran- satlantiğinde eliyle pişirdiği nefis yemeklerle büyük sükse yapan 1053 Avrupa Güzellik Kraliçesi Günseli Tunen ile İzmir Belediye — Başka Faruk Tunca arasındaki evlilik ba— ğının kopması ihtimali, güzel bir linden mahrum acak_ Izmırlılerı vali Kemal Hadimimin İstanbula tâ- yini işinden daha fazla endişelendi- riyor. * Agustos. ortasında Hükümetin da- vetlisi olarak memleketimize ge- lecek olan Alman İktisat Bakanı inememişti. Sevim Çağlayan Çıplak şarkıları Prof Erhard denizden ve tabiat gü- zelliklerinden de faydalanmak için müzakerelerin İstanbulda yapılması- nı istemiş. Bu elverişli teklifin mem- nuniyetle katlandıgında şüphe e- dilemez. Am rof. Erhard'ın ikinci bir talebi daha var. Kendisine bir hanım mihmandar — verilmesi... Bu hayret verici" isteğin yarattığı en- dişe, üçüncü bir haberle derhal zail oldu: Alman İktisat Bakanı İstan- bula refikası ile birlikte gelecek... * A vrupalı 5 güzellik kraliçesiyle bir- likte Ankara Palasta bir masada otururken, bir foto muhabirinin res- mini çekmeye kalkışması Ziraat Ban- kası Umum Müdürü Mithat Dülgeyi pek telâşlandırdı. Telâşın sebebi men anlaşıldı: Umum Müdür grava- tım itina ile düzelttikten, sonra, fo- to muhabirine döndü ve "Şi imdi çe- kebilirsin" dedi! * | nönü şehitliğinde, İstiklal müca- delemizin bu ehemmiyetli zaferle- rini anmak için tören yapıldığı gün, Ankaradan İstanbula motorlu tren- le giden yolcular katarın Bozüyük ile Karaköy arasında — duruvermesi karşısında şaşıldılar. Civarda istas- yon gibi bir yer de goı'ulmeyince_, akla bir arıza veya kaza — ihtimali geldi. Bu merakla başlarını pencere- lerden dışarı uzatan yolcular, eski Ulaştırma Bakanı ve emekli General Yümnü Üresinin -hâlen D. P. Bile- cik milletvekili- bazı vatandaşlarla vedalaşarak trene bindiğini görerek ferahladılar ve katar hareket etti! 27