(Kastamonu), Muammer Tekin (81— nop), Hüsrev Polat (Ordu), i Moran (Tokat), Nihat (Trabzon), Ethem Yalçınalp (Mar- din), Yasar Alhas (Maraş), Mehmet Zeki Tolunay (Erzıncan) Osman A- ğan (Gaziantep), Ahm Karamuf— tüoğlu (Hatay), Ali Yenıaras (Gü- müşane) vardı. Listeyi Parti Meclisi üyelerinin büyük çoğunluğu beğendiler. Zaten itirazlar bazı Gülekçilerden gelmiş- ti. Mesela bir Rıza Tekeli Konyadan alınıp Bursaya nakledilmesinin se- bebini Konyadakı çalışma, — şeklinde değil de, "kendisine suikast hazırla- ma gayesi"nde arıyordu. Yeni vazi- fesini Öğrenince derhal istifa kara- rında olduğunu açıklaması bundan- dı. Sanki Bursa Türkiye sınırlan i- çinde bir yer değilmiş ve hizmet et- mek isteyen bu imkânı ancak Kon- yada bulabilirmiş gibi.. ma Merkez İdare Kurulu gıbr Parti Meclisi de böyle hâdiseleri mü- himsemedi ve yolunda devam etti. Çeki düzen Grupun çalışmalarını da düzenle- mek Zzaruriydi. Grupun önümüz- deki haftalar içinde — görüşeceği iç yönetmelik tasarısı bu maksatla ha- zırlanmıştı. Tasarı kabul edildiği takdirde, milletvekilleri Meclis faa- liyetinde Grup İdare Heyetiyle irti- batı .muhafaza edecekler ve birçok mevzuda onun ve umumi heyetin mü- saadesi olmadan kendi başlarına ha- reket etmiyeceklerdi. Uluorta sözlü soru verilmesi, — Meclise ve Grupa muntazam devam edilmemesi. Grup kararlarına riayetsizlik, yönetmelik- le müeyyidelendiriliyordu. Yönetme- lik hükümlerine uymayan milletve- killeri, ya idare heyeti, ya da partili milletvekilleri tarafından Grup Hay- siyet Divanına sevkedilecekler ve ih- tar, tevbih. beş celse ihraç, muvak- kat ihraç, Gruptan ihraç cezalarına çarptırılabileceklerdi. Gruptan ihraç, partıden ihracı da tazammun ediyor- du Partılı mılletvekılı mucip hareketi. Meclis dışında ya- parsa, o zaman Grup Haysiyet Di- vanı ile Partinin Kurultayda seçilen Yüksek Haysiyet Divanı müştereken toplanarak karar verecekti. Partili mılletvekıllerının tabi olacağı niza- mi tesbit en bu yönetmeliğe mu- vazi olarak milletvekili olmıyan par- tililerden de çatlak sesler çıkmaması için. Parti Tüzüğünün alakalı mad- deleri hassasiyetle tatbik edılecektı bayram sonrası taarruzu- na hazırlanırken evin içini düzeltme faaliyetim de ihmal etmiyecek, or- dunun karsı cepheye tam manasıy- la mütecanis bir kütle halinde yürü- mesini temine çalışacaktı. eger CceZayı Basına alâka Mesele Partinin iç münasebetleri- ni düzenlemekte bitmiyordu, dış münasebetlerini de tanzim etmek la- zımdı. Bilhassa basınla tema» mese- lesinin ıslahı bir zaruret olarak or- AKİS, 11 NİSAN 1959 tadaydı. Geçen devre içinde Merkez İdare Kurulu tarafından ele alınmış 1 bu mevzuun müzakeresi, top- lantılarda epeyi zaman işgal etti. Basın denilince akla elbette Ulustan, Yeni Günden, Karagözden -Çok şü- kür bu gazetelerın dâvasına artık halledilmiş nazarıyla bakılabilirdi- başka gazeteler de geliyordu. Şimdi- e kadar bunlarla temas, ciddi bir şekilde ele alınmamıştı. Partinin bu işlerle, vazifeli olan tek elemanının, yardımcısız ve hattâ telefonsuz me- saisi, feragatkârane olmakla bera- ber, ihtiyacı karşılamağa kâfi gel- miyordu. Bu yüzden gazetelerde C. H. P. ye dair yalan yanlış haberler hele son günlerde biribirini kovalı- yordu. Hoş bu yalan yanlış haber- lerde zaman zaman bindiği dalı kes- meyi politika sayan kimselerin tesi- ri de görülüyordu ya. Yok. C. H. P. Grupunda şimdi İnönünün yanında kimin oturacağı meselesi münakaşa ediliyormuş. Yok Kasım — Gülekin Avrupa Konseyinden ayağını kaydır- mak için bizzat C. H. P. liler tertip yapıyormuş.,ilh..İnönünün yanında oturma mevzuu, Parti Grupunun ça - lışmalarını düzenlemek için Grup İ- dare Heyetince hazırlanan yönetme- lik tasarısının kasıtlı bir şekilde tef- sirinden çıkmıştı. Tasarının 26 ncı maddesi, idare heyetinin Meclis u- mumi heyetindeki çalışmalarını ko— laylaştırmak ıçın söyle bir getiriyordu: rup Başkan Vekıllerıy— le Grup İdare Kurulu, Meclis umumi heyetinde süratle ıstışare imkânını sağlamak maksadıyla, kendilerine ayrılan yerlerde ve bir arada oturur- lar.." Maddede, "Genel Başkanın yanın- da otururlar" diye bir ibare yoktu. Ama istismar gayesini taşıyanlar. Genel Başkanın aynı zamanda Grup Başkam olduğunu, Grup Başkanının da otomatik bir şekilde Grup İdare Heyeti üyesi bulundugunu ileri sürü- yorlar, maddenin aslında İnönünün yanında Güleki oturtmamak maksa- dını güttüğünü kulaktan kulağa ya- yıyorlardı Herşeyden önce mantığa aykırı düşen -Grup Başkanvekilleri sayıldığına göre, böyle bir maksat varsa Genel Başkanın evleviyetle sa- yılması lâzımdı- bu tefsir ile hava nın Grup İdare Heyeti ve dolayısıyla Parti içinde iktidarda bulunanlar a- leyhinde — bulandırılması, kolayca mumkun oluverdi. Haber bir iki ga- zeteye uçuruldu. C. H. P. nin şim- diki idarecileri aleyhindeki her ha- beri anlamadan — dinlemeden fıkra mevzuu yapan küçüklü büyüklü bir kaç fıkracı, kaleme — sarıldılar ve Halk Partisi umumi efkâra karşı daha muhalefette iken kottuk kav- gasına başlıyan bir parti hüviyetin- de gösterildi! Bir kısım C. H. P. lilerin Kasım Gülekin Avrupa Konseyi üyeliği a- daylığından, ayağını kaydırmak iste- dikleri iddiası ise, Grup — içindeki normal seçim mucadelesının sanki gayrimeşru bir iş yapılıyormuş gibi şişirilmesinden ibaretti. Grupta Kon- YURTTA OLUP BİTENLER şey için Gülekle beraber Turgut Göle de adaylığım koymuş ve seçimi ancak 4 rey farkıyla — kaybetmişti. n ve onu seçenlerin elbette en tabii hakkıydı. Ama Turgut Göleye milletvekilleri ve bizzat Göle Meclis umumi heyetinde, oyla- rını tabiatıyla Güleke — vermişlerdi. Netice onların değil, herkesin bildiği gibi, Demokratların oyunuyla değiş- mışt lşte bu, bir kısmı yanlışlıkla, bir kısmı kasıtla verilen haberlere, eğer iyi bir irtibat mekanizması kurulsa elbette mâni olmak mükündü. Par- ti Meclisi bu durumu gördü ve mer- kezde kadrosu ve imkânları müm- kün mertebe geniş bir basın bürosu kurmağa karar verdi. nun bir eşi de İstanbul teşkilâtı tarafından İstanbulda kurulacak, C. H. P., böy- lece muhalefet yıllarından —belkı/ta— rihinden- beri ilk defa basın yoluyla propaganda işlerini ciddi bir şekilde ele almış olacaktı Basın yoluyla propaganda işlerini asıl aksatan sebeplerden biri de, me- selâ partililerin — beyanlarında, son zamanlarda görülen tenakuzlar ve orijinalliklerdi. Bunun son örneğim teşkil eden Cemil Sait Barlasın be- " üzerinde, Parti Meclisi uzun Uyeler, aynı zamanda Parti Meclisi üyesi olan bu zatın, Meclisin toplantısından üç gün ön- ce, c. H. P. nin grup tebliğine alenen hücum etmesine akıl erdirememişler- di. Cemil Sait fakirlerini gelip pekâ- lâ Parti Meclisinde söyliyebilirdi. Bu husus biraz kızgın bir hava içinde ifade edildi, fakat Barlas, uzun za- mandan berı ilk defa olarak toplan- tıya katılmamış, İstanbulda kalmış- tı. Müdafaasını dinlemek mümkün olamadı ve mesele olduğu yerde bı- rakıldı. Uyanış H. P. Merkezi, Nıhayet işin D.P. den halkın duyd u memnunıyet— sızlıgın meyvalarını "armut piş; ağ- a düş” diye beklemek olmadığını anlamıştır İktidara namzet parti, bütün muvaffakiyet şansım D. P. nin başarısızlıklarında görmek, birbirini takip eden beceriksizlikler, karşısın- da sevınçle ellerini uyuşturmak tem- belliği içende de pekala seçim kaza nabilir. Ama o zaman ne seçmenle— rin reylerıne lâyık olur ne de u ba- şarının Ömrü bir yaz sından uzun olur - C. H. P. bu hakikati farketmekle yeni bir ça- lışma devresine girmektedir ve bütün mesele ayni duşuncelerın ateşini teş- kilâta duyurabilmektir Üniversite Otokritik Geçen haftanın sonunda, ismi bu yakınlarda gazetelerde çok. sık geçen Samet Ağaoğlunun — kardeşi Süreyya Ağaoğlunun başkanlığında apılan Hür Fikirleri Yayma Cemi- yetinin toplantısı pek sakin ve ses- 7