bıyaya soymakla meşgulken kendisi- mi sık sık ziyaret etmesi nasıl izah edilebilirdi" Halk düşmanlarına si- yasi, askeri ve iktisadi - bakımdan sarılan hür dünya liderine kargı, o- nun iki asır evvel döğüştüğü ideal- ler için bugün ölümü göze alan kim- selerden elbette ki bir reaksiyon ge- lecekti. Nitekim geçen yıl bir Gü- ney Amerika turuna çıkan Nixon, istisnasız bütün üney — Amerika memleketlerinde hürriyet aşığı genç- lik tarafından yuhalandı.. Hattâ dik- tatör Jimenez'in zulmünden yeni kurtulan Venezüella'da linç edilmek- ten zor kurtuldu. Bugün Kübayı hür- riyete kavuşturan ve coğrafya ile 1 için düşündüğünden başkasını söylemeyi diplomasi say- mıyan Castro, hudutları dışında de- mokrasiden yüz çeviren büyük de- mokrasinin yuzune şu acı hakikati çarpmaktadır: "İkinci Dünya Har- binde Küba demokrasi cephesine ka- fini. Bu işbirliğinin neticesi Batista hükümeti 250 kgr. lık bombalar al- ı. Bombalar benim ihtilâlime karşı kullanıldı." Kübaya Birleşik Devletlerin mü- dafaasını yapmak için gelen Castro'- nun dostu, sabık Kostarika Cumhur- başkanı Fıgueres bıle "Birleşik Dev- letlerin Güney Amerikada demokra- sinin İideri olmayı Ve diktatörlere karşı savaşan demokratik kuvvetle- te yardım etmeyi beceremediğini, dıktatorlerın şeriki intiabını verdi- ğini" saklamamaktadır. Hele konuş- ması televizyon ve radyo ile yayın- lanan Figueres'in sözünü kesen İşçi Konfederasyonu Başkanı David Sal- Vador içip tereddüde mahal yoktur: "Kü ugün bize zulmeden Bırle— şik. Devletlerin yanında olamaz." Alışkanlık Amerikan Dışişleri Bakanlığı ba- kımından meselenin diğer bir kö- Güney Amerika memle- tü tarafa. Merker Satığ yerleri ÂAtıkara * İstanbul AKİS, 11 NİSAN 1959 "Yayındarından Üçüncü Katın İnsanları «ŞİİR Sılkı Yırcalı Alans Türk Alımci ketlerinde edinilen alışkanlıklardır Amerikada hariciyeye girenler leklerinin ilk yıllarını ekseriya La— tin Amerika memleketlerinde geçi- rirler. Konsolos muavinliği, elçilik üçüncü kâtipliği gibi işlerde pişme- leri istenen genç elemanlar ilk ba- kışta işi ve mesuliyeti az olan bu memleketlere gönderilir ve bunların ileride görecekleri asil diplomatik Vazıfeler için — yetişmeleri istenir. Meselâ Amerikanın şimdiki Anka- ra Büyükelçisi diplomatik hayatinin üyük bir kısmını Güney Amerikada geçırmıştır Fakat, bu arada, gen elemanların birtakım alışkanlıklar edindikleri, diktatörlerle iyi geçin- meyi marıfet sayan bir zihniyetin kurbanı oldukları ve State Depart- ment'ın iktidarları destekleme poli- tikası yüzünden 'kirli işlere seyirci kalmağa zorlandıkları da unutulur Bu hava içinde yetişen diplomatlar, Orta Doğu veya Asya gibi bölgelere gönderildikleri zaman aynı alışkan- lıkların tesirinden ekseriya kurtula- mamışlardır ve yerli halkın gözün- d merikan menfaatleri 1ç1n dik- tatorlerı destekleyen adam" rolün- dedirler. ugün, bazı Orta Doğu memleketlerindeki diplomatların geç. misteki meslek hayatlarına bakan- lar, Lâtin Amerikadaki tecrübe yıl- larının hayli uzun oluşunu tesadüf- ten başka şeylere yormaktan kendi- lerim alamazlar. Bütün bunlara rağmen, Orta Do- ğu ve Asyadaki temayülün aksine. Guney Amerikanın siyasi kaderi ar- tık iyice demokrasiye doğru dön- müştür. Son dört yıl içinde, Lâtin Amerikada tam beş diktatörlük dev- rilmiş, onların yerine demokratik esaslara göre kurulan ve işleyen hü- kümetler gelm Altlarındakı koltugu tapulu mal sanan diktatörlerin dökülüşü Arjan- tin devlet başkanı General Peron'la LER«a - Aü0l) lLlıulıul ı ılıl GÜNEY AMERİKA başladı On yıl memleketi polis re- jimiyle idare eden ve metreslerine de let parası yediren Juan — Peron 1955. Eylülünde ordunun ayaklanma- sı karşısında kaçmaktan başka ça- re bulamadı. Muvakkaten, iktidarı ele alan General Pedro Aramburu, vaadettiği serbest seçimleri dürüst bir şekilde yürüttü ve devlet işlerini Başkan Frondizi'ye devretti. İtalyan aslinden gelen bu iktisat ve siyasi ilimler profesörü, Arjantini idare etmektedir. İlk bakışta halkın hoşuna gitmeyen, fakat iyi hesaplandıkları ve plâna bağlandık- ları için iyi neticeler veren tedbir- ler artık hayât pahalılığı bakımın- dan Arjantinin ikincilik mevkiine in- mesini sağlamış, Frondizi'nin mem- leketi birincilik mevkiini Türkiyeye terketmiştir. Arjantinden sonra, — Nikaragua'- daki diktatör General Anastasio So- moza, da, kendisi gibi hareket eden bütün sıyasetçılerın akıbetinden kur- tulamamış, 1856 Eylülünde 23 yıllık bir saltanattan sonra katledilmiştir. Kolombiyalı. Diktatör General Gus- tavo Rojas Pinilla, 1957 Mayısında- ki ayaklanmadan sonra, — hayatını, kurtarmağa muvaffak olmuşsa dal, iktidardayken işlediği rüşvet ve hir- sızlık suçlarından — dolayı verilen mahkeme kararından kaçamamıştır. Venezuela — diktatörü General Marcos Perez Jimenez, önce koltuğunu kaybeden Amerikalı diktatör oldu. şimdi Amerikada istirahat etmekle meşguldür. Bir taraftan da memle- kete dönüş hazırlıklarını da ihmal etmemekte, Venezueladaki demokra- tik rejimi devırec k fedai aramakta- dır. Son dört yıl içindeki hadıselerı den biraz ders alan Amerikan hükü- meti, nihayet kendisinden bekleneni yapmış. Amerikan toprağı üzerinde demokrasi aleyhindeki faalıyetlere müsaade edemiyeceğini sabık dik töre bildirmiştir, Ümit kapılarıma yavaş yavaş kapandığınla gören Ji- menez, kendisini anlayacak insanlar bulabilmek için, Dominik Cumhuri- yetine, gitmeyi düşünmektedir. Sa- bık diktatörün Domınıktekı 1kamet1— nin de uzun olmıyacağı v kında Dominik dıktatoruyle bırlıkte sığınacak bir delik arıyacağı şüphe- sizdir. Diktatörlerin — devrilmesiyle bir- likte, Güney Amerikada hür basın kökleşmeye başlamıştır. Geçen ayın sonlarında toplanan, Güney Amerika' gazeteciler, konferansı, hür basının bir zafer, bayramı olmuştur. Artık Arjantinde basın hürdür; Nikagara- ğuada basın hürdür, Kolombıyada hürdür, venezuela da hürdür, Küba da hürdür. Ufukta tek tük kara nok- talâr vardır. Ama kuzeye nazaran ilki asırlık bir rötarla demokrasi gü- peşinin parlamağa başladığı Güney Amerikada karanlığın sonu — artık gelmiştir. Siyah noktalar kaybolma- ya mahkümdur 21