dış yardımı budama taleplerine gere- ken enerjiyle mukabele edememekte- dir. Gecen yıllar gibi bu yıl da Hü- kümet dış yardımın yüzde 20 nisbe- tinde azaltılmasına şimdiden razı görünmektedir. Eisenhower idaresi- nin bütün ümidi, Kongre üyelerinin Rusyadan korkusunu istismar ederek yardımı kurtarmaktır. Resmi şahıs- lar ustalıkla "Yardım etmezsek bu memleketler komünist olurlar; bakın, komünistler dış yardımı ne kadar Arttırdılar" temlerini islemektedir... Bu maksatla Dışişleri Bakanlığı Sov- yet blok unun dış yardım taarruzunu gösteren bir rapor yayınlamıştır. Moskovanın iktisadi taarruzu apora göre, Rusya 1958 yılı sarfın- a iyi seçilmiş 18 az gelişmiş mem lekete 1 milyar dolar tutarında ikti- sadi yardım yapmayı kabullenmiştir. 1955'ten evvel Rus iktisadi yardımı sıfırdı. 1955 ten sonra Rusya 2 milyar 373 milyon dolar tutarında yardımda bulunmuştur. Bu- yardımın 1 milyar 151 milyonu iktisadi 782 milyon dola- rı askeridir. Bunun yanında Rusya teknik yardımı da arttırmıştır. Son altı ay zarfında Doğu blokundan 2809 teknisyen 18 az gelişmiş memleketi ziyaret etmiştir. Yekünu 2 milyar 400 milyon dola- rı bulan Doğu blokunun yaptığı yar- dımın 1 milyar 600 milyonu Rusya- dan, 650 milyonu Doğu Avrupa mem- leketlerinden, 120 milyon doları Çin- den gelmektedir. Komünist blokunun , az gelişmiş memleketlere yardım teşebbüsü 1954 te Afganistana açılan 11 milyon do- larlık kredi ile başladı. 1955 te 339 milyon dolara erişen Sovyet yardımı 1956 da 718 milyona yukseldı 1957 de 287 milyon dolara indikten sonra 1958 de büyük bir hızla 1 milyar 29 milyon dolara çıktı. 14 Temmuz ihtilâlim —müteakip 120 milyon dolar tutarında askeri malzeme alan Irak, Mart ortasında açılan 137 milyon dolarlık iktisadi mahiyetteki krediyle Komünist blo- kundan en son yardım gören memle- kettir. Sovyet yardımı kredi- şeklin- dedir ve bu kredilerin halen ancak dörtte biri kullanılmıştır. Ruslar, A- merikanın aksine, her memlekete yardım yapma yoluna gitmemişlerdir. İktisadi ve siyasi bakımdan ehemmi- yetli gördükleri mahdut memleketle- re, büyük ölçüde yardımı tercih et- mektedırler Meselâ 1958 yılındaki (Sovyet yardımının yüzde 38 ünü teş- kil eden 506 milyon dolar iktisadi yardım — 443 milyon dolar tutarında askeri yardım da yapılmıştır- Birle- şik Arap Cumhuriyetine — gitmekte- dir. Amerikanın aynı devrede Birle- şik Arap Cumhuriyetlerine yardımı 22 milyon dolardan ibarettir. Aşağı- daki tablo 1955-1958 yılları arasında Amerikanın ve komünist blokunun bahis mevzuu 18 memlekete yaptığı iktisadi — yardımı milyon dolar olarak göstermektedir. AKİS. 11 NİSAN 1859 Yardım gören Sovyet bloku Amerikan Memleket Yardımları Yardımı Türkiye 18 431 Afganistan 118 62 Brezilya : 551 Birmanya 84 68 Kamboç 34 125 Seylan 58 32 Mısır 811 22 Suriye 198 -i 48 — Habeşistan 2 46 İzlanda 6 17 Hindistan 804 954 Endonezya 1954 143 İran 8 153 Irak 10 Nepal 13 14 Yugoslavya 163 402 Yekün : 1591 3304 Tabloda Sovyet blokundan kredi alan memleketler arasında 18 milyon dolarla Türkiye de görülmektedir. Bu yardımın mahiyeti Türk halk ef- kârınca meçhuldür. Her ne kadar Rusyaya İş Bankası ve Sümerbank heyetlerinin gonderıldıgı ve Tuzlada Ruslarla bir cam fabrikası kurmak hususunda anlaşmaya varıldığı işitil- mişse de bu mevzuda bir açıklama yapılmamıştır. Avrupa — memleketle- rinden ve Amerikadan alınan son fevkalâde iktisadi yardımdan sonra, Sovyet blokuna el uzatma teşebbüsle- rinden vazgeçilmiş olsa gerektir. A- ma Türkiyenin dış yardıma olan ihti- yacı, bilindiği gibi, tükenmemekte- dir. Fevkalâde yardım aldıktan 8 ay sonra Türkiye yenıden yardım için Amerikan uk tıne donme Zo- runda kalmıştı N ki Ameri- kan Dışişleri Bakanlıgı bu talebi an- layışla karşılasa bile, onun da hesap vermek zorunda bulunduğu bir Kon- gre vardır ve e dış yardımın arttırılmasına râzı degıldır Bu sebep- le Türkiyenin onumuzdekı yıllarda Amerikadan "Savunma eği" ola- rak 100 milyondan fazla bu yılkı yar- dım 75 milyon dolardır, yardım elde edebileceği beklenmemelidir. Geçen yıl 75 milyon dolar tutarında bir yardım anlaşması imzalanan İthalât- İhracat Bankası ve Kalkınma İkraz Fonundan da yeni kredilerin gelme- si zayıf bir ihtimaldir. O halde dış borç taksitlerinin tedricen artacağı önümüzdeki yıllar, Türkiye için çetin olacaktır. Çıkmazdan kurtulmanın tek yolu, ihracatı büyük ölçüde art- Halbuki Türkiye İktisat Gazetesinde Mahmut Seydanın Cum- huriyet altınının cart fiyatlarına da- yanarak yaptığı hesaplara göre 1958 İhracatı Balkan harbinden evvelki yılların ihracatının altına düşmüştür! Hakikaten 1903-1911 yıllarında orta- lama 19,5 milyon altın lira tutarın- da ihracat yapılırken. 1958 yılı ihra- catı ancak 17,6 milyon liraya erişebil- miştir. 1911 yılına nazaran 1058 ih- racatı 7 milyon altın lira azdır. "Es- ki devirler geride kaldı"” -diyenlerin İKTİSADİ VE MALİ SAHADA bu acı hakikat karşısında biraz olsun güzlerini açmaları lâzımdır. ihracatta düşüşün temel sebebi, nüfuz hızla arttığı halde, ziraatte ve- rimlerin yerinde sayması dolayısıyle»' belli başlı ihracat maddelerinin içer- de ıstıhlak edilmek zorunda kalınma- selâ pamuk ele alınırsa 1046 1950 yıllarında hektar başına ortalama 260 kilo pamuk alınırken, 1951-1958 devresinde hertar başına istihsal 245 kiloya düşmüştür! Hal- buki beyenmediğimiz Suriyede 1934- 1938 yıllarında hertar başına 180 kilo alınırken, hâlen 840 kilo istihsal ya- pılabilmektedir. O halde yapılacak iş, edebiyattan vazgeçip halka hakikat- ları anlatmak ve ciddi gayret, alınte- ri. mahrumiyet isteyen hakiki kal- kınmaya koyulmaktır. İspanya 359 milyon peşinde Bu ayın ilk günü 21 yaşına basan Franco rejimi, halen, Türkiyenin geçen yaz aldıgı cinsten bir yardımın peşindedir. B önümü münasebe- tiyle "Dunyada hiç bir rejim İspan- yadaki rejim ayarında değildir" di- yen ve memleketindeki görülme- miş kalkınmadan bahseden Franco, muvakaten de olsa çıkmazdan kurtu- luş yolunu milletlerarası bir dış yar- dımın temininde görmektedir. Hakikaten 1956 dan beri İspanya feci bir enflâsyon içinde bulunmak- tadır. Fiyatlar görülmemiş bir hızla yükselmektedir. Döviz ihtiyatları tü- kenmiş gibidir. Enflasyon yüzünden dahili fiyatlar yükseldiği için ihracat yapılamamakt dır. İş adamları ve hatta siyasi şahsıyetler paralarını İsviçredeki meşhur bankaya kaçır- maktadırlar. Bu durumda Franco, Amerikaya dönerek, dış arttırılmasını istemiştir. geçen yıl Türkiyeye yaptığı gıbı dı— ğer Avrupa memleketleri ve millet lerarası —teşekküller iştirak ederse yardım edeceğini bildirmiştir. Türki- yede cereyan ettiği gibi, İspanyanın karşısına muhatap olarak Para Fonu çıkarılmıştır. Para Fonunun şartları malümdur: Enflasyona karşı enerjik tedbirler alınması ve Pesatanın deva- lüasyonu... Para Fonu bu hususlarda adeti Üzere sarih garantiler istemek- tedir. müttefiki y rdımın İspanyanın tek hâkimi Franco şartları kabulde halen tereddüt et- mektedir. Bilhassa devalüasyon onu ürkütmektedir. Ama eninde sollunda ara Fonunun ileri sürdüğü şartlara boyun eğecektir. Hâlen en çok merakla beklenen mesele, lspanyol diktatörünün şartla- Ti ağır "tahliye âmeliye"ni İspan- yol halk efkârına ne şekilde takdim edeceğidir. 23