HARBİNİN TASFİYESİ SİYASİ VE ASKERİ İHMALLER <<| ttihat ve Terakki hareketinin az zamanda çok ge- niş bir yayılma göstermesinin ve Rumeli" ordula- rının subaylarım hemen tamamiyle kendisine çekmesi- nin sebeplerinin başında Rumeli tehlikesi — geliyordu. Ordunun talim, terbiyesi ve seferin hazırlıkları en genç subayların anliyabılecegı kadar aşikâr surette — ihmal ediliyor ve memleketin siyasi kaderi Avrupa devletle- rinin baskısına teslim edilmiş görünüyordu. Meşrutiyet inkılâbının başarısından sonra yakın Balkan seferine karşı askeri tehlike ve askeri hazırlık fikirlerinin te- mel politika olması fiilen ihmal edilmiştir. Benim ka- naatimce Meşrutiyet inkılâbının boş sebebi olduğu gi- bi, inkılâptan sonra alkan seferi ihtimali temel politika olsaydı 1912 - 1913 senesindeki askeri felâket vuku bulmazdı. Siyasi ve askeri ihmalleri şu suretle sıralamak istiyorum: "Meşrutiyet ricalinin dahili siyaset tecrübesizlikleri eski ricalin ehliyetsizlikleriyle birle- şince İÇ politikada huzur teessüs edilememiştir. İnkı- lâpla beraber Rumelide ve Yemende iyi niyette beli- ten ümitler, basiretsiz haşin muamelelerle karşılanmış- tır. Yemende bir anlaşmanın Meşrutiyet ilânını müteakip yapılamamış olması aklın almıyacağı bir kısa görüş- tür. Yemenlilerin esası mezhep ayrılığına ve eski bir hususi idareye dayanan 40 senelik kavgalarını kesmek mümkün, olduğu sabit olmuştur. İnkılâptan sonra, dev- letin itibarı en yüksek derecedeyken kolaylıkla yapıla- bilecek bir anlaşma ancak yeni Ur kanlı seferden son- ra yapılabilmiştir. Hilâfet fikrinin, mezhep hâkimiyeti iddiasının devlet idaresinde esas olması Yemenin Hi- cazın kilidi olduğu vehmi ve bu bölgenin külfetsiz ha- yatına ahşan tabakaların tesirleriyle Balkan harbi sırasında Yemen bir büyük seferi ordunun seyirci merkezi olmuştur. idaresindeki "Yemen halkının Ur hususiyeti de bizim eski- ri- calin gözüne çarpmamişti. 40 sene muharebe halinde bulunduğumuz n İmamlarının Kızıldenizdeki Av- rupa devletlerinin teşviklerine kapıldıkları işitilmemiş, görülmemişti. Halbuki diğer Arap memleketleri Os- manlı devletiyle ilk tutuştukları samanda bile hemen Avrupalılarla işbirliği yapmışlardır. Eğer Yemen ga- ilesinden devlet ilk sene kurtulmuş olsaydı, Balkan seferi esnasında Rumelide yüksek kıymette 35 tabur- dan fazla bir kuvvet muharebe meydanında buluna- caktı. Edirne . Kırklareli meydanına veya Komanova bölgesine gidecek böyle bir ordu, muharebenin neti- cesini behemehal değiştirecekti. Yemen hatası üzerinde ısrarımın sebebi herşeyden evvel Balkan harbinin mey- danlarında, büyük bir ordudan lüzumsuz yere mahrum almamızdır. Sadece bu sebep Balkan seferinde askeri zayıflığımızın en ehemmiyetlilerinden biri sayılır. "Meşrutiyetle beraber gelen siyaset münakaşaları taraflardan birinin subaylara istinat etmesiyle — vahim ve hafin bir şekil almıştır. Ordunun siyasete iştirak et- mesinin ihtilâl esnasında zaruri olan hali ihtilâlin ba- şarılmasını müteakip bir türlü kesilememiştir. İttihat ve Terakki Cemiyeti alıştığı subaylardan — ayrılmayı gözüne kestiremiyordu. Bu hal hem siyasi hayatı, tartışmaları zehırlıyor hem de orduyu ayrılıga zorlayarak, onu mütemadiyen ve Truhen mirip yıpratıyordu. Halbuki gene ittihat ve Terakki devrinde subayların sıyasetle iştigalini kesin — olarak bertaraf etmek mümkün olmuştur. Balkan harbinden sonra Harbiye nezaretine gelen Enver Paşa subayların cemiyet içinde bir teşkilât olmasını ortadan kaldır- mıştı. AKİS, 11 NİSAN 1959 İRTİCAIN TAHRİBATI B alkan harbinin kaybının sebepleri — arasında 31 « Mart irticainin neticeleri ehemmiyetli bir yer tu- tar. Meşrutiyeti müteakip İstanbul ordusu merasim or- dusu şeklinden bir sefer ordusu haline süratle çevrili- İyi teçhizattı, bilgili subayların elinde Birinci Ordu az zamanda kıymet olarak göze çarpmağa baş- Bu ordu 31 Mart irticai üzerinde Rumeliden gelen orduyla amansız ve kanlı bir suretle çarpışmış, hesapsız masum kanları zaruri olara dökülmüştür. Bu ordunun tekrar 3 sene zarfında büyük Ur müsa- deme kuvveti haline getirilmesi elbette kolay değildi. "Meşrutiyet inkılâbını müteakip bütün Rumeli or- dularının sefer içinde hazırlanmaları sistemli bir su- rette ele alınamamıştır. Meşrutiyetle beraber memle- ketin ordu kadrosu inanılmıyacak kadar iptidai ve ca- hil bir durumdaydı. 1914 harbinin talim, terbiye iti- bariyle ve ilmi esaslara göre hazırlanmış orduları ya- nında Padişah orduları Ortaçağ devirlerinin kitlele- rini andırıyordu. Bu halden birinci derecede eski hü- kümdarın idaresi mesuldür. Padişaha sadakatten baş- a bir meziyet aramayan zihniyet ordunun emir ve kumandasını bütünü itibarıyla her türlü — liyakattan mahrum bir hale getirmişti. Garibi şurasıdır ki istib- dat idaresi de bir Rumeli harbinin askeri bakımdan kazanılması zaruretini hissediyordu. ncak — cehalet ve saltanatın muhtaç olduğu sadakat telâkkisi kıymet- li bir ordu bünyesinin nasıl kurulacağım tâyin edecek anlayışta değildi. 1876 Rus seferinin sayılı kumandan- ları bile ordunun faal kısmetlerinden uzaklaştırılmış- lardı. Asrımızda subaylığın bir büyük kültür ve araş- tırma kabiliyeti istediğinin kimse farkında değildi. Hür zünle ve ibretle hatırlarım ki Meşrutiyet inkılâbı bul- duğu ordunun kadrosunu iki üç nesil temizlediği hal- de geri kalanını Balkan harbinde yeni muharebelerin subaydan, hususiyle komutanlardan beklediği bilgi ve enerji seviyesine yükseltememiştir. "Meşrutiyetin ordu- —kurulması ve yetiştirilmesi üzerinde en ehemmiyetli hatası ehliyetli bir kadro vücuda getirmek için radikal ıslahat yoluna gidile- miş olmasıdır. Bunda da gene eski idarenin hata- larını süratle düzeltecek tecrübenin ve imkânın Meş- rutiyet inkılâbının ricalinde bulunmaması âmil olmuş- tur. Ondan sonraki seferlerde kendini göstermiş olan hakiki askeri kıymetler derhal orduların başına geçe- cek rütbede ve tecrübede değillerdi. Ancak subayların siyasetten ayrılması ile ordu içinde tesanüdü ve ci vazife çalışmasını temin etmek mümkün idi. Buna ise sivil siyasetçilerin anlayışsızlığı ile siyasete alışmış küçük rütbeli subayların zevkleri mâni olmuştur "Hülâsa Meşrutiyet inkılâbı ile beraber bir yakın Balkan seferine hazırlanmayı gayelerin başında tuta- cak bir idare Balkan harbini muharebe meydanında kaybetmezdi. Bızım tarafımızdan kesin olarak kazanı- lacak 1912 . 13 seferi ise Avrupa siyasetinde yeni bir devri daha uzun müddet yaşatabilirdi. —. — eik AYA Bu hatıratın her hakkı mahfuzdur. Kısmen dahi ( İktibas edilemez.) 15