duğu Operamızın şeref ve itibarı ba- kımından da - faydalı goruyordu Sonra, Amarika temsilleri ve- rilen izni ne güçlüklerle alabıldıgını da unutmamıştı... Bu düşünçeyle ye- ni Genel Müdürünün yazısına pek müsbet cevap vermemiş olacak ki, kendisine, kesin bir ifadeyle kesın bir mimlet verildiği, bu mühletin sonunda Anka araya dönmezse Devlet Operasıyla — ilgisinin — kesileceğinin tebliğ edildiği söylenmektedir. Leyla Gencerin bu ültimatom ü- zerine, palas pandıras — İtalyadaki angajmanlarını bı akı Ankaraya döneceğini u milletlerarası musiki dunyasının bellıbaşlı şöhret- lılerı arasında yer almış bir sanatçıyı, hele Leylâ Gencer gibi bir sanatçıyı anlamamak olur. Leylâ Gencerin ya- bancı memleketlerdeki sanat faali- yeti memleketimiz, hattâ operamız hesabına faydalı mıdır değil midir? u faaliyetin bize kazandırdığı mâ- nevı üstü nl'“", sanat — üstünlüğünü milyonlar sarfetsek elde edebilir ma- liyiz, edemez miyiz müs- bet bir hükme varmak gerekiyorsa, Gencerin ıstısnaı durumunu kabul et- mek, kendisine de ona göre davran- mak yerınde olur. Gencerin durumu, idari bakım dan. Devlet Operasında bir solist o- larak yüklendiği vazife ve rnesulı— yetle bagdaşamıyorsa bunu karşı- lıklı bir anlaşma z hnıyetı içinde, normal şekle sokmak zor ' olmasa gerektir. Leylâ Gencerin uzun za- zaman Ankarada sahneye — çıkmadan aylık — alması —aynı çatı altında Ör- -ekleri varsa da. mkün görülme- yebilir.-. O .zaman kendısıne aylıksız Ve süresiz izin. verilmek yoluna gi- dılebılır Böylece Operamızla ılgısı ilmez, arasıra bizlere de sesini kendisine — oynayacağı muayyen bir "cachet" ödenir. Böyle bir uzlaştırıcı formülün a- ranıp bulunmamış olması yüzünden, eylâ Gencerin Devlet Operası ile ılgısı kesılırse bu Ankaralı müzik- peramız — için severler ar. büyük bir kayıp olacaktır. Leylâ Gencerin Genel Müdürlü- ğe gelmiş olduğu soylenen cevabı ne plursa olsun. Opera onud. ünlük tesirleri , davranışları kaale alma ve gerçekleri düşünerek, ıncıtmeyecek bir karara varacağını ümit etmek yerinde olur. s P O R Siyasal Bilgiler Fakültesi Basket takımı Yıldızlar Baketbol Günün meselesi O rta boylu, şişmanca iki adam Bilgiler Fakültesi spor salonunun onundekı kalabalığa bak- imkân yoktu. güçlükle geçtiler. Meraklıların tazyıkıne dayanamayıp kırılmış camlı kapıdan geçip basket- bol maçlarının oynandığı salonun iç kapısına geldıler Kilitli kapının Ö- nünde duran iri yarı iki memur, içe- riye kimseyi bırakmıyordu. sıkı sıkıya muhafaza eden kordonu birden geçip buraya kadar gelen iki şahıstan biri iyiden iyiye sinirlen- mişti. Kapıya dikilm duranlara bağırdı "Fid el Castro musunuz be adamlar!..." Biraz sonra kapı. Böl- e Mudur yardımcısının müdahale- siyle açılacak ve içeriye Ankaranın tanınmış meraklılarından ge- neral Ihsan Bıngol ile Profesör Ra- gim Adasal gireceklerdi. Salonda Mülkiye - Kolej basketbol maçı oy- nanmakta idi. Büyük ümitlerle inşa edilen An- kara spor sarayı -talihin büyük bir lütfü olarak, içinde kimsenin bulun- madığı bir gece yıkılıp gittikten son- ra, Ankarada spor oyunları faaliyeti için gene gerıye tek. S. B. F. salo- nu kalm Gerek salonun kuçuklu— ğü, gerek basketbole olan ilginin her geçen gün biraz daha artması ve ge- AKİS, 14 ŞUBAT 1959 rek kulüplerin bu işe daha fazla ö- nem vermeleri bir kısım — maçların seyirci fazlalığı karşısında — oynan- mayacak hale gelmesine yol açıyor- du. Geçen sene spor sarayında ter- tıplenen turnuvaların, futbol maçla- rına nazire yaparcasına çok hası- lat, getirmesi, transfer ayında Anka- ranın eski kulüplerinden bir kısmı- nı, bu yeni spor kolu üzerinde dur- mağa teşvik etmişti. Önce Yenişehir, sonra Demirspor idarecileri sıvayıp transfere koyuldular. nazarlar Mülkiye, Kolej ve Ankara- gücünün üzerine dikildi. Demirspor, kulüplerine maddi olmaktan ziyade, daha başka bağlarla bağlanmış olan Kolej ve Mülkiye oyuncularını ala— n Ankaragücünün kadrosunu men hemen tamamiyle transfer e- Yenişehir, spor sarayının yı- kılmasından sonra atmak üzere ol- duğu adımı daha havadayken geri çekti. Böylece meydan Demirspora kalmış oldu. Demirspor yepyeni bir takım kurdu arbiyenin ve milli takımın yıllar yılı kaptanlığını yap- mış olan M. Ali Yalımı da antrenör olarak' angaje etti. Oyunculara da, henüz basketbol gibi amatör bir r kolu için astrı onomık sayılabi- lecek meblagla verdimi söylenmeğe başlandı. Böylece halen Ankara ligin- de ikinci durumda bulunan Demir- spor, işe büyük iddialarla başlamış oldu. Amatörler Y ıllardır Harbiye ile birlikte An- kara basketbolünün — önderliğini yapmış, olan Mülkiyenin de Harbi- gibi oyuncularına vereceği para- ları karşılayacak mali — kaynakları oktu. Bu iki takıma birkaç sene- dir katılmış olan Kolej de. böyle bir çığır açmadan, tamamiyle amatör- lük, prensıplerıne baglı kalmak ka- rarındaydı Harbiye oyuncularının statüsü icabı, Mülkiye ve Kolej de takım içinde yaratılan — "arzulanan kudretlerini muhafa- Bilhassa Mülkiye, pir se- hava" neticesi za ettiler. 33