KA Moda ara kışın ortasında ilkbahar ve K yaz modellerini teşhire başlayan sadece Parisli büyük terziler delil-- dir. İstanbulda tanınmış bir müessese yazlık kumaşlarını, emprime ve koton satenleri, çeşıtlı yenılıklerı teşhir etmek için Hıltonda vereceği galaya hazırlanırken, Beyoğlunun ta— nınmış terzilerinden cogu yaz hazır- lıklarına girişmişlerdir. Bunlardan biri "İhsan ve Nüzhet"tir. Bundan takriben beş altı sene evvel mem- leketimize "Cot modasını getiren ve ıklım dolayısı ile bize en çok uyan bu cazip, zarif ve pratik yaz modasının bizde — tutunmasını sağlıyan bu iki sanatkar terzi yaz için çoktan çalışmaya başlamışlar dır. Geçen haftanın sonunda Nuzhet hanıma atolyelerınde krokılerını çi- zerken. İhsan Çınar da kendisi ile konuşmaya gelen AKİS muhabirine izahat veriyordu. İhsan Çınar için şıklık herşeyden evvel umumi bir gi- yim bılgısıne dayanan, öğrenilir bir şeydi. modasına ve bu senenin hatlarına geçme en evvel, umumiyet- le modada artık klasikleşmiş bir giyim bılgısınden bahsetmek daha yerinde olacaktı Kuru lâf mı ? Ihsan Çınargu dü.: "Korkarı öyliyeceklerim adeta koşelen— mış sozlerdr Bunları herhangi bir kadın dergisinde defalarca okumuş- sunuzdur,” dedi.. Şıklık en başta sa- deliktir deriz. Şık olmak için kucak- lar dolusu para harcamak lazım de- ğildir deriz, Avrupalı kadın bize na- zaran giyimine bizden çok daha az para harcar, buna — mukabil bizden çok daha şıktır deriz. Evet bunları Sık sık tekrar ederiz ama çoğu zaman, buna kendimiz de inanmayız. 'Halbukı hakıkat budur. İhsan Çınar Marifet parada değil 26 Temel kıyafetler İyi kaliteli mal dünyanın her ye- işidir. Fakat bu yavaş yavaş, aceleye gelmeden ve bılgı ile yapılırsa üste- sinden gelmek mümkündür. İşte bun- dan sonra her sene yapılan ufak te- fek ilâvelerle şıklığı devam etirmek hiç de zannedildiği gibi zor değildir. Bu sakilde hareket eden kadın daima her yere gidebilecek bir kıyafete sa- hiptir. Giyim deyince, bir kadının herşeyden evvel kendi gardrobunu düşünmesi lâzımdır. Bu kadının gü- zel ve modası uzun seneler ğeçmiye- cek bir mantosu, bir çok tayyörü, bir- kaç parça ağır ve kendi yaşadığı ha- yatın ihtiyâçlarını karşılıyaçak kıya- feti var mıdır? Eğer varsa, bir yeni mevsimde bu gardroba bazen tek bir küçük şapka, bir eşarp, bir çift eldi- ven ilâve ederek guzelleşmek yenı— leşmek hattâ modayı tak mek mümkün olacaktır. Avrupalı şık ka- dının meselâ kaşmirden veya deve tüyünden bir esaslı mantosu, şık ve zarif bir tayyörü, aksesu rla degışı— veren çok sade bir iki kıyafeti var- dır ve ne kadar zengin olursa olsun. bu temel kıyafetler mümkün merte- be klâsiğe kaçarak seçilmiştir. Böy- lece iyi seçilmiş ve anlıyan elden çık- mış bir kıyafet, moda ne kadar vefa- sız olursa olsun, sahibini yarı yolda bırakmıyacaktır. h klâsiğe kaçan birkaç ağır kıyafet bir gardı- robun temeli demektir. Böyle bir te- mele dayanan kadın, diğerlerinden z para harcı yarak şık ola- bılecektır Ancak bundan sonra, ufak tefek moda kaprislerine cevaz var- dır. Yenilik, değişiklik daima cazip- tir. Bir kadın bundan tamamiyle vaz geçecek değildir. Ama modayı "tip",e "bütçe'ye, “"zaman"a ve "zemin"e uydurmak şarttır. Bazan bir yeni aksesuar, bir çiçek, bir renk, bir ye- ni bas seklı bir klâsik gardroba tu- zunu biberini vermeğe yeter. Bunun yanında, vücudu ve bütçesi müsait olan bir kadın, bir mevsimlik bir mo- del elbiseye de pekâlâ sahip olabilir. Fantezi daima süs olarak düşünül- meli, hiçbir zaman esasın yerim k”.p- nıamalıdır. Görünüş E Ibise kadar mühim olan birşey de adının görünüşü, — hal' ve hare- ketleridir. Çok sade, düz elbiselerin dikişi nasıl daha zorsa, bunların gi- yimi de ayni şekilde cok*daha zor- dur. Bu elbiselere zarif ve ölçülü, a- henkii hareketlerle sekil verecek olan kadının kendisidir. Meselâ bugün çok sade bir Chanel modası herşeyden evvel kadının zarafetine dayanmak- tadır. Çünkü bilindiği gibi, hur sanatkâr terzi modayı, na göre şekil vermiştir. Güzel yumuşaklık elbise diktirmek Nüzhet Çınar Cotes d'Azur'dan gelen hava kâfi değildir. Elbiseyi giymesini bil- mek, onu yaşatmak ta şarttır. Ölçü- lü, zarif hareketleri küçük y çocuklara öğretmek iyi olur. dikkatle her kadının ahenkli bir gö- rünüşe sahip olması pekâlâ mümkün- dür. Yaz modası az gardrobu el bette ki biraz daha Y fazla fanteziye müsait ve hattâ muhtaçtır. Fakat bu, asla çabuk bo- zulan ucuza, gelip geçici kaprislere rağbetle olmaz. Bir memleketin yaz sıklık hakikaten bu, mem kete hastır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde de modaya hâkim olan hatlar Paris hatlarıdır. Ancak bunun Üüzerinde oynamak, modayı memleketimize intibak ettırmek ba- his konusudur. Yaz için bize en uy gelen modeller Cotes d'Azur" olan güzel memleketimizin parlak güneşi altın- da giyemeyiz. Kadın yazda, güzel tabiatın bir paçası olarak yaşama- lı,bunu etrafına hissettirmelidir. De- parlak cazip tabiat gibi pırıl pırıl, tertemiz, taze ve genç görün- mesi lâzımdır. Bunun için kumaş, model ve renk kadar mühimdir. Biz- de uzun seneler basma, poplin ve bu tip pamuklu kumaşlar pek az rağbet görmüş, kadınlar yazlarını hep ipekli emprimeler — içinde i Halbukı yazın vardır. . hattâ gece yarısına " içinde” yaşarken biz- e bu kumaş ancak pek basit ev el- biseleri için kullanılmaktadır. ha şükür bugün artık güzel koton AKİS, 14 ŞUBAT 1959