14 Şubat 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

14 Şubat 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER yavaş devletin bütün faaliyetlerine burnunu solabilecek kadar kuvvet- lenmişti. Küçük diktatör, zemini bu şekilde hazırladıktan sonra nihayet son adımı da atmış, sevgili karısını Guatemala, hükümetinin Eğitim Ba- kanlıgma taym edivermişti. Faka ney ve Orta Amerika devletlermde bıle herşeyln bir had- i vardı. Mutfak islerinden maarif iğlerine sıçrayan güzel Julia'nın ta- yini Guatemalayı karıştırmağa kâ- fı geldi. Muhtelif derecelerdeki mek- teplerde bulunan bin kadar öğret- men, diktatörün bu saçma kararım protesto için grev ilân ettiler. İş bu- nunla kalsa, kahraman Guatemala ordusu âsilerin hakkından kolayca gelebilirdi. Halbuki, grev hareketi yalnız ogretmenlere münhasır kal- mamış, sekiz bin küsur mektep ta- lebesi de tâyin kararı değiştirilince- ye kadar derslere girmeyeceklerini bildirmişlerdi. Miguel Ydigoras böy- le bir kapris yuzunden memleketi ihtilâle sürükleyec aptal değildi. Kendı koltuğunu sağ- lama bulamak için karısını azlet- mekten çekinmedi. diktatör, cumhurbaşkanlığı makamında kal- dığı müddetçe devlet kasalarının a- nahtarlarını — elinde ulunduraca- ğını ve böylece kansını başka yol- lardan da tatmin edebileceğini unut— mamıştı derecede de A B.D. Avcıların konuşması çen haftanın sonunda, Washing- ton 'daki meşhur Arlmgton Me— Zâarlığında çok cereyan etmekteydi. Amerikan Ha- va Kuvvetlerine mensup generaller, bandolar ve ihtiram kıtaları hep o- radaydı. Kırkdokuz yıldızlı bayrağa sarılı iki tabut, dokunaklı borazan sesleri arasında mezarlara indirildi. Tabutlar iki Amerikan — havacısına aitti ama, havacıların — hüviyetleri tesbit edılememıştı Geçen Eylül a- yında Sovyetler tarafından iade e- dilen' ve Ermenistan topraklarında bulunduklârı söylenen altı cesetten dördünün hüviyetleri o zaman tes- bit edilmiş ve bunlar gömülmüştü. Fakat, geriye kalan ikisinin kim ol- duklarını bulmak -yapılan bütün a- raştırmalara ve karşılaştırmalara rağmen- mümkün olmamıştı.. Niha- yet, her iki cesedin de meçhul as- ker olarak gömülmelerine karar ve- Washington'daki hazin merasim, 13 Eylül 1958 tarihinde başlayan bir hâdisenin son perdesini teşkil edi- yordu. O tarihte, Amerikan Hava Kuvvetlerine * mensup C. 130 sayılı . nakliye uçağı, Türk-Sovyet sının ci- varında yolunu şaşırmış ve on yedi kişilik Mürettebatıyla kaybolmuştu Ruslar, uçağın Ermenistan toprakla- rına duştugunu söylemişler ve sade- ce altı kişinin cesedini iade etmişler- di. Diğer onbir kişi hakkında yapılan bütün müracaatlar cevapsız kalmıştı. Sovyet makamlari, uçağın bir kaza- 22 azin bir merasim . ya kurban gittiğini ve onbir kişinin de bu kaza sonunda yanıp yok ol- duklarını iddia etmekteydiler. albuki, Amerikan makamlarına göre, hıkaye bambaşkaydı. Ameri- an telsiz istasyonları tarafından Türkiyede yapılan çalışmalarla alâ- kalı olarak bir keşli uçuşuna çıkan uçak, yolunu şaşırıp Aras nehrinin ötesine geçın e, Sovyet jetlerinin hücumuna ugramıştı Uçak mürette- batından geriyle kalan onbir kişinin bu hücum sırasında yaralanmış ol- maları ve hâlen Sovyetlerin elinde esir olarak bulunmaları - pekala Belki de hepsi ölmüştü, fakat cesetlerdekı kurşun yaraları- nın kendi aleyhlerine delıl teşkıl et- mesinden çekinen Sovyı bunları iadeye bir türlü yanaşmıyorlardı Amerikan Hava Kuvvetleri ku- mandanlığı, bu hücum iddiasını is- pat etmek için. gecen hafta, gayet alâka çekici ifşaatta bulundu. Ga- zeteciler, ileri kendilerine - dinletilen bir Syngman Rhee Şarklının da şarklısı bir kurnaz! ses şeridi vasıtasıyla Sovyet avcıları arasındaki konuşmaları duymak im- kânını buldular, Ihtarsız hücum ürk - Sovyet hududundaki dinle- me istasyonları tarafından zap- tolunan konuşmalar beş Sovyet av- cı Uçağı arasında, cereyan etmi%ti. Birbirleriyle muhabere ederken 577 582, 583, 201 ve 218 numaralarını kullanan bu jetler. Amerikan uçağı- 1 görür görmez üzerine hücum et- mişler ve hiçbir ihtarda bulunmak- sızın ateş açmışlardı. Ses alma ci- hazları, Sovyet pilotlarından birinin şu sözlerini gayet vazıh bir şekilde nakletmekteyd "Dört motorlu bir Amerikan uçağı gördüm. Büyük bir nakliye uçağı. Hemen hücum ediyo- rum. Siz de beni takip edın'" Bır başka pilot da şöyle diyordu: merikalıları kıskıvrak yakaladık. E3— limizden kaçamazlar. işte şimdi u- çak yanmağa bağladı. Düşüyor." Ermenistan hududuna sıralanan dinleme istasyonları, Sovyet uçak- ları tarafından kullanılan muhtelif telsiz frekanslarına göre açık bıra- kılmakta ve böylece hududun geri- sindeki konuşmalar dinlenmekteydi. Amerikan uçağına karşı — girişilen hücumun hikâyesi de Türkiyedeki bu telsiz dinleme cihazlarından biri sa- yesinde tesadüfen zaptedilmişti. Güney Kore Koltuk sefası üney Kore Anayasasında bazı de- Gmokratık değişiklikler yapılaca- ğını duyup da diktatör Syngrnan Rhee'ye yol göründüğünü zanneden— ler, geçen hafta tekrar hayal kırık- lığına uğradılar. Son zamanlarda, muhalefetteki Demokratlar ile - ikti- dardaki Liberaller arasındaki müna- sebetlerin hayli gerginleştiğini sezen bazı Güney Koreli siyasetçiler, her iki partinin görüşlerini uzlaştıracak bir takım anayasa değişikliklerinden bahsetmeğe başlamışlardı. Cumhur- başkanı Syngrnan Rhee'nin gazeteci- lere verdiği beyanat, böyle bir iyim- serliğe kapılmak için vaktin henüz k erken olduğunu — göstermiştir. İktidarın nimetlerine artık iyice alı- şan ihtiyar kurt koltuğunu — kolay kolay terketmek niyetinde, değildir.' Bütün diktatörlen'n yaptığı gibi, Syngrnan Rhee de. hep halk irade- sinden ve halkın destegmden bahset- mektedir. Cumhurbaşkanına — göre, Kore halkı memlekette istikrarsız- lık ve siyasi karışıklık istememekte- dir. Milletin bütün arzusu, Ameri- kan yardımı sayesinde güç belâ yü- rütülen kalkınma hareketlerinin da- ha da hızlandırılması ve refah sevi- yesinin bir an önce yükseltilmesidir. Şu hâlde, bu kalkınmayı yavaşlata- cak ve memlekette kısır siyaset mü- nakaşalarına yol açacak olan heg türlü anayasa degışıkhgı halkın i- radesine aykırıdı Tabii, ihtiyar kurdun bu muha- keme tarzı karşısında akan sular durmaktadır. Zaten Güney Korede artık kimsenin ses çıkaracak hâli kalmamıştır. Başkan — tarafından Meclise zorla kabul ettirilen "dahili emniyet kanunu" ndan sonra, — her türlü tenkidin vatan ihaneti — diye damgalandırılması çok kolaylaşmış- tır. Arkasını polis kanunlarına da- yayan Syngrnan Rhee, simdi de hür- etten”, demokrasıden bahsetmeğe başlamıştır Yine gazetecılere verdi- ği başka bir beyanattan anlaşıldığı- na göre. Cumhurbaşkanı, yeni ka- nunların — vatandaş — hürriyetlerini kısmaması için gerekli tedbirleri al- makta kusur etmemiştir! Kanunla- rın tatbikatında nazik davranılması, kimsenin incitilmemesi hususunda polis kuvvetlerine talimat verilmi tir. Güney Koreliler, kadife eldıvenh diktatörün gosterdıgı yoldan gittik- leri müddetçe, emniyet kuvvetlerin- den iyi muamele göreceklerdir. AKİS, 14 ŞUBAT 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: