YURTTA OLUP BİTENLER. bu sırada Menderes kendisine yak- laştı. Samed Ağaoğlu her zaman "bir kıymetti. Onu ziyafetlere davet, etti; beraberinde seyahatlere goturdu so- nunda kabinesine İşletmeler Bakanı olarak aldı. Bu tâyin en çok Emin Kalafatla Fethi Çelikbaşj kızdırmış- tı. İkisi de "Ağaoğlu ile ayni kabı— nede çalışmayız"" diyorlardı. — Am Kalafat tâyin yapıldıktan sonra se- sini çıkarmadı ve kabinede kaldı. Sanayi Bakanlığı kurulunca, İş- letmelerden bu yeni bakanlığa geçen Samed Ağaoğlu 1958 yazında istifa edene kadar, bu vazifede kaldı. Sa- nayi Bakanlığından istifa eden Ağa- oğlu. Devlet Bakanlığına' getırıldı Sonra Sıtkı Yırcalı ve Emin Kala- fatı * takip ederek Mender s V. hü- kümetinden istifa etti. Kabille dışın- daki Ağaoğlu ve Kalafat -Yırcalı- dan pek farklı bir şekilde. D. P. Ge- nel * Başkanı Adnan Menderese bü- yük bir bağlılık duyuyorlardı. Ka- binenin içinde veya dışında olmak artık bu bağlılığa, müessir olamıyor- du. Sanki Menderes ışık saçan bir mum, Kalafat ile Ağaoğlu ise bu 1- şığm cazibesine kapılmış birer per- vaneydiler. Öteki cenah... D . sSÖzcüsü, yarım asırlık Ağa- oglu Vıskı kad hi elinde, Bütçe l ııııaklınahılegetırme7— ken, C.H.P. sözcüsü İsmail Rüştü Aksal, Turgut Reis caddesindeki, e- vinde hummalı bir çalışma devresı içindeydi. Bu sıkı çalışma devresinin ister istemez monoton hayatını pay- laştırmamak için karısını seyahate ypliayâh Aksal evde yalnızdı. Günü nü Zabıtların, istatistiklerin, gazete kupürlerinin" doldurduğu çalışma Oo- dasında geçiriyordu. Yazı. masasının üstündeki yeşil renkli buyuk kul tab- lasında Yenice izmaritlerinin çabu- cak birikmesi faaliyetin hızlı oldu- gunundelılıydı Aksal nadiren soka- ga çıkıyordu. O da meselâ milletve- kili ödeneklerine yapılacak zammın aleyhinde konuşmak veya Maliye Bakanından Devlet borçlan Hakkın- da izahat istemek gibi vesilelerle. . H. P. sözcüsünün Bütçe konuş- ması çoktan hazırdı. Ama kendisin- den başka herkese karşı çok insaflı olan İsmail Rüştü konuşmasında her gün beğenmediği bir kelime, bir cüm- le buluyor, yerine bir kuyumcu, gi- bi itinayla — yenilerini koyuyordu Hem aslında Aksalın işi hiç zor de- ğildi. Son İstikrar tedbirleriyle, se- kiz yıllık mali ve iktisadi, siyasetin iflâsını D. P. iktidarı bizzat itiraf et- mişti. İstikrar siyasetinin muvaffa- kiyet şartlarım gözler önüne sermek ise Aksal için mesele sayılmazdı. ma o, her şeyin dört başı mamur olmasını istiyordu. Diğer C P. Grup sözcülerine gelince, hepsinin Aksal gibi hazır olup olmadığı belli değildi; Bir ey kadar önce kurulan ihtisas komisyonlarının bazılarında Grup sözcüsünün seçılmesı bir. mese- le teşkil etmişti Grup İdare Heyeti- nin bile, bazı bakanlıklann bütçele- 10 rinde sözcülüğü kimin yapacağından' haberı yoktu. Grupta adeta bir anar- üküm sürüyordu. İdare Heyeti Ahmet efendi kızar, Mehmet efendi gücenir gibi şarklı hesaplarla mesut liyetten kaçmış ve işler de bu hale gelmişti. Daha muhalefetteyken mes- uliyetten bu kadar kaçanların, ya ya- rın iktidarda kim bılır ,neler yapacak- larını düşünmemek imkânsızdır. C. H. P. Grubu adına konuşacak sözcülerden şimdiye kadar isimleri belli olanlar şunlardır: . Cumhurbaşkanlığı: Ali Rıza Ak- bıyıkoğl'u, : Sırrı Atalay. Başbakan_lık İbrahim Saffet Omay, Gelirler: İlyas Seçkin, Devlet Borç- ları: Fethi Çelıkbaş, Maliye: Ferıt Melen, Sayıştay: Halil Sezai Erküt, Adlıye Adil, Sagıoglu Millt Savun- ma: Asım Eren- İçişleri: Avni Do- ğgan, Diışişleri: Kasam Gülek, Milli Eğitim: Turhan Feyzioğlu, Ticaret: Hıfzı Oğuz Rekata, Sağlık: Kemali « Ne zaman,ah! Ne zaman .." edbirler komisyonunun meç- T hul ve meşhur Taporunun D. P. Grupuna birkaç gün i- çinde getirileceği söylendi. Bir kaç tane birkaç gün geçti; a- ma rapor Grupa gelmedi. Yıl- baş-ndan sonra denildi. Yılbaşı geçti. ama rapor gelmedi. Ka- raşiden sonra denildi. Karaşi- den dönüldü, ama rapor grelme- di. Zurich'ten sonra denildi. A- ma rapor gene gelmedi. Şim- di, raporun Gruna getirilme- sinden, nadiren de olsa. bahse- dilince Bütçe müzakerelerinden sonra deniliyor. Anlaşılan ra- por da -tıpkı D. P. dönü- şü olmayan bir yolun yolcusu Bayezit, Ziraat: Avni Ural, Ulaş- tırma: Kemal Sâtır, Çalışma: İsmail İnan, Basın-Yayın: Bülent Ecevit. Grup sözcülerinin seçilmesi işi o derece büyük bir keşmekeş içinde ce- reyan etmiştir ki Nüvit Yetkin. Ka- sım Gülek. Kemal Satır, Turhan Feyzioğlu, Kemali Bayezıt gibi par- ti ileri gelenleri Asım Eren, Bülent Ecevit ve İsmail İnanın şözcü oldu- ğunu ihtimal ancak AKİS'i okuya- rak öğreneceklerdir. Bir tehlike C .H. P. Grubu, geçen seneki tec- rübesiyle, manasız sinirliliklerin yapılan tenkidlerin tesirini azalttığı- nı öğrenmiş bulunmaktadır. Bu se- beple alâkayı yapılacak tenkidler üzerinde toplamak ve müzakerelerin sükünet içinde cereyanını sağlamak için buyuk gayret — sarfedilecektir. Buna rağmen, Bütçe müzakerelerinin pak sert bir hava ıçınde başlayıp Ama bıtecegı muhakkaktır. , basın suçlularının afîı gıbı teklıtlerle havanın zehirini almak Şansına sahiptir ve müzakereler sı- rasında bu şansını kullanarak müsa- it bir hava tesis edebilecektir. C. H. P. Meseleleri çok bir meclis Geçen haftanın sonunda, kırk C. H, li, altında Genel Baş- kan İsmet İnönü imzasını taşıyan birer mektup aldılar. Mektup C. H. P. Meclisi üyelerine hitaben yazıl- mıştı ve 13 Şubat Cuma günü Parti Meclisinin toplanacağını, üyelerin ha- zır bulunmasını rica ediyordu. Da- vetiyenin alt tarafında, iki üç satır halinde toplantının gundemı de kay- dedilmişti. Bu gündeme göre. Parti Meclisi uyelerı açılış, yoklama ve Merkez Yön urulu raporunun dinlenmesi gıbı formalitelerden son- ra umumi politika meselelerim mü- zakere edeceklerdi. Davet mektubu ve gündem top- lantıdan bir hayli fince hazırlanıp ü- yelere gönderildiği için haftanın bel- li meseleleri olan, milletvekili maaş- larına zam ve Kibr rıs hakkında mü- zâkere açılacağı yolunda bir kayıt yoktu. Maamafih, umumi politika meseleleri — görüşülürken elbette ki bu mevzulara da geniş bir yer ayrı- lacaktı. Cuma günü toplanacak olan Par- ti Meclisinin en mühim tarafı. Ku- rultaydan ,sonrâ ilk defa üyelerin bir araya gelerek meseleleri enine bo- yuna görüşmeleri — olacaktır. Gergi Parti Meclisi üyeleri bir kere toplan- mışlar ve aralarında Merkez 'Yöne- tim kurulunu seçmişlerdi ama, bu bir formalite toplantısından ileri git- memişti. Cuma günü yapılacak top- lantı ise tamamiyle normal bir top- lantı olacak ve ekip çalışmalarının, başlangıcını teşkil edecektir Parti Meclisinin üzerinde 1ısrarla duracağı, meselelerden biri Ulusun durumudur. Her ne kadar bu mevzu- da daha önceden bir prensip kararı- na, varılmışsa da, artık bu işin nazarıyattan f'ıılıyata geçirilmesi zamanı da gelmiştir. Bu arada, hariçten gazel okumaktan hoşlanan bir iki Üyenin sanki eldeki Ulus ve Karagöz tecrübeleri — yetmiyormuş gibi, yeni bir neşir organı çıkarılma- sı teklifinde bulunmaları — kuvvetle muhtemeldir. Maamafih, Parti Mec- lisinin bu ham — hayallerle uğraşa- cağma eldeki neşir, organlarımnı-U- lus ve Karagöz— ıslah yolunu araya- cağı muhakkaktır. Üç gün devam edeceği umulan Parti Meclısı toplantılarında vaktin büyük bir kısmı Kurultayda karar altına alınmış olan Tüzük tadilinin hazırlanmasına ve ihtisas komisyon- larının çalışmalarının tesbitine gide- AKİS, 14 ŞUBAT 1959