leyhte yazan, yalan yazan basın tam yıldırdacak, tam — susturulacakken Kemal Özçobanın böyle bir teklifle ortaya çıkması hiç te hoş değildi Parti disiplini denen birşey vardı. Bu mevsimsiz teklif daha çok dalla- nıp budaklanmadan geri alınmalıydı! Nush ile uslanmayanın... emal Özçoban bütün bu söyle- Knenlerı sakin sakin dinlemiş son- ra da, teklifini geri alamıyacağını söylemişti. Zira o, sertlik tedbirleri- nin bir işe yaramadıgını, gazeteci- lerin — hapishaneleri — doldurmasının D. ye bir şey kazandırmadığını, aksine çok şey kaybettirdiğini bili- yordu. Grupta teklifinin kabulü için sonuna kadar mücadele edecekti... Ankara Palas — müdavimlerinin bundan sonra anlattıkları arasında bazı aykırılıklar göze — çarpıyordu Meselâ Kemal Özçobanın tabına pek de uygun olmıyan ısrarı karşı- sında o toplantıda hazır bulunanlar- dan ilk olarak kim feveran etmişti ? Bu husustaki — rivayetler çeşitlîydi Kimi kızgınlığını ilk i nin Menderes olduğunu ve toplantının ya- pıldığı salonun arka tarafında ayak- ta dolaşıp, dururken birden "tamam- layın artık şu Kemalin evrakını" di- ye bağırdığını soyluyordu Diğer ba- zı kimseler hücumun Sıtkı Yırcalıdan geldiğini anlatıyordu. Bu arada Ağaoğlunun, Somuncuoğlu- nun isimlerinden de bahsediliyordu. Bundan sonra anlatılanlar gene bir- birine yaklaşmağa başlıyordu. Sıra ile Sıtkı Yırcalı, Samet Ağaoğlu, Ser- ver Somuncuoğlü ve Tevfik İleri ko- nuşmalar yapmışlar, basına verip verıştırmışler ve bu arada Özçobanı da ağır ithamlar altında bırakmış- lardı Özçoban bu tip hareketleri ile deki tesahüdü baltalıyordu, di- ğer mılletvekıllerıne kötü örnek olu- yordu. Özçoban bütün bu ithamları da şaşılacak kadar büyük bir soğuk- kanlılıkla dinlemişti. Zaman zaman, dönmüş, arka sıralardan birinde ses- sizce oturan Cumhurbaşkanının yü- züne bakmıştı. Cumhurbaşkanı yapı- lan konuşmalardan bir tekini bile ne tasvip ne de takbih ettiğini gös- teren bır harekette bulunmuştu. B arada K Özçobanın bazı gaze- tecılerle yaptıgı telefon konuşmaları mevzuu edilmişti, Özçoba- telefon konuşmalarından zuatı şiddetle tenkid ettiği, hatta a- ğır sözler söylediği söylenmişti. Ni- hayet sıra Özçobana gelmişti. Özço- ban kendini müdafaa sadedinde pek fazla birsey söylememiş, sadece, böy- le bir tasarıyı hazırlarken tek başına hareket etmediğini, kendisini destek- leyen bir hayli arkadaşı olduğunu, hattâ ilk defa B. M. Başkanlıgı- na vermeği duşundugu af tasarısın- da onların dâ imzalarının — bulunı ğunu söylemişti. — Arkadaşları tabıı ki Gruba verilen tasarıyı da imzala- yacaklardı. Bu sözler toplantıda ha- zır bulunanlar üzerinde soğuk bir duş tesiri yapmıştı. Hele Özçoban AKİS, 27 ARALIK 1958 Özçobana, işte diyorlardı, h yirmiden fazla imzalı teklifi de ge- tirip gösterince — ortalık bir haylı sessizleşmişti. İlk başta, Özçoba haysiyet divanına verilmelidir dıyen- ler bir kere daha rota değiştirmiş, biç degılse Gruba verilen tasarının daha önce bir kere de Tedbirler Ko- misyonunda — gözden — geçirilmesini teklif etmişlerdi. İşte o gece saat 23. 15 de Kemal Özçoban terden 1s- lan kıpkırmızı bir yüzle Başba- kanlıktan çıktığında alınan son ka- buydu. Işte yalan haber! erşembe sabahı Başbakanlıkta Pbir toplantı daha yapıldı. Saat 13'e doğru Kemal Özçoban bu top- lantıya davet edildi. Toplantının se- bebi o sabah çıkan gazetelerde bir akşam evvelki toplantıya dair çıkan haberlerdi. Pek çok gazete Kemal zçobanın partiden atılması için aysiyet divanına verildiğini yazı- Kemal Özçoban Müvekkilleri de pek çok Av. yordu. Halbuki yukardakiler Afyo- na gönderdikleri parti müfettişlerin- den aldıkları malüm dayanarak Ozçobanın partiden atılmasını parti için pek de parlak neticeler getirmi- yeceğini öğrenmişlerdi. O halde bu haber tekzıp edılmelıydı Hemen 0- rada ayak ü kaleme alınan bir tekzip radyoya uçuruldu. Kemal Öz- çobanın bir af tasarısı hazırladığı için partiden atılmak kaydıyla D. P. haysiyet divanına verileceği haber- lermın hakıkatle bir alâkası yoktu. öğle ajansı tekzibi yayın- Toplantıdakı şiddet taraftarlaı'ı bak gaz telerin haline, senin akkında bıle alan haber yazıyorlar. Bir de sen bunların affını istiyorsun. Ama Ke- mal Özçoban herşeye rağmen nuh diyor peygamber demeğe yanaşmı- yordu. Tasarısını geri almayacaktı. O g ladı YURTTA OLUP BİTENLER Komısyondan ne haber ? emal Öz çoban hâdisesinin boyle Kbırde bire plâna geçm si, hemen bütün memleketın Oz- çobanla alâkadar olmaya baş- laması sırasında Tedbirler Ko- misyonunun çalışmalarında bir du- raklama görülmeğe başladı, det — Tedbirlerinin ne grupta,ne vatan sathında hoş karşılanmadığı bir hakikattir. Komisyon azalarından pek çoğu bu hakikate göz yumma- nın imkânsızlığını hissetmeğe başla- mıştı. Üstelik D. P. idarecilerinin taktik hatası karşılarına kendi içle- rınden bır de kahraman çıkartmıştı. D. en eski müiletvekillerinden biri oldugu, bir zamanlan D, P. Ge- nel Kurulu âzası olarak bulundugu halde kahramanlık hevesine — kapıl- mamış hattâ böyle bir şey düşünme- miş bir adam, aradan 12 sene geçtik- ten sonra birden bire adı herkesin dilinde dolaşan bir kahraman haline gelirse, komisyon — üyeleri ne diye böyle bir adanla cephe alacaklara?' Bir basit hikâye on günlerin en popüler isimlerin- S den biri olan Kemal Özçoban 1910 yılında dünyaya gelmiştir. Af- yonludur. Hukukçuluğu babasından tevarüs etmiştir. Zengin bir ailenin çocuğudur. Özçoban soyadını alma- larına sebep hukukçu olan babasının bir ara koyun alım — satımıyla da meşgul olmasıdır. İlk ve orta okullâ liseyi Afyonda okuyan Kemal, daha sonra Ankara Hukukuna kaydolmuş- tur. İyi derece ile buradan mezun olunca da bir müddet hâkimlik ve bir ara da İstanbul savcı yardımcılı- ğ1 yaptıktan sonra devlet hizmettin- den istifa etmış, Afyonda avukatlı a başlamıştır. D. P a kuru- luş yıllarında bu partiye ıntısap e- den Özçoban hakiki bir 1946 demok- ratıdır. Haksızlığın ve tarafgırlıgın hiç bir türlüsüne tahammül edem ve havalisinde genış bir se- çim şansı vardır. B. M. M. ye ilk gi- ren D. P. milletvekilleri arasındadır Evli vye dört çocuk babası olan Öz- çoban iki de toruna sahiptir. Her za- man ve heryerde D. P. ye candan bağlı olduğunu söyler. -Şiddete şid- detle muhaliftir. Sertlikten hoşlan- maz.. Partisinden — ayrılmayı bir an için bile düşünmez. Kovulsam bile der, ben daima bir D.P. li olarak ka- lacağım. Heyecanlıdır. za- man yaptıgı ataklarla dıkkatı üze- rine çekmiştir. Her ne kadar nin getirdiği şıddet tedbırlerıne ım- za atmadığını, bunun için de ço! n B. M. müzakerelerini terk ettıgını soylerse de Meclis zabıtları tetkik edildiğinde Toplantı ve Göste- ri Yürüyüşleri Kanununun — altında imzasına rastlanır. Anlaşılan, o cel- sede dışarı çıkamamıştır! Mamafih Özçoban, icabında bir C. H. P. mil- letvekilini bile kürsüden arkadaşla- rına karşı müdafaa etmek cesareti- ni de göstermiştir. Başkanlık tara- fından bir takbih cezasıyla cezalan- dırlan Mehmet Hazer için kürsüye 7