M U S Konserler Son haftaların panoraması eçen yılın piyanist akınından sonra Istanbulun bu yıl, hiç ol- mazsa kemancılar bakımından, şan- sı biraz daha açılmışa benziyor. Mev. flim başından beri geçen uç ay şiire since, biri Macar, öbürü Fransız, ikı kemancının İstanbulda verdiği kon— serlerden sonra, önümüzdeki aylar masının sahne esine çıkacagı bıhnıy Bunlardan ikisi T -Ayla duran ve Suna Kan- bırı de Amerikalı: Je- an Mitchell. Macar kemancı György Garay, herşeyden önce kusursuz teknıgıyle önem kazanan bir çalgıcıdır Yurdu- muzda dinlediğimiz yabanc cılar arasında ancak David Oystrah'— ınkiyle kıyaslanabilecek bu şahsiyetidir. Güvenli, yı, çift tel çalışının tem 1zlıg1 bir flütçünün üfleyişindeki rahatlık- a çıkan armonik notaları, pasaj ça- lışmasındakı kolaylık ve seçıklık György Garayı bu teknik başarısının seviyesinde bir müzikal başarıya u- laştıramamaktadır. Gerçi bayağı bir çalış tutturduğu — söylenemez, hele milliyetine bakarak, tarzım çingene kemancılara yakıştırmak — haksızlık olur Fakat dinleyicinin — neredeyse "şu adam biraz kabalık, bayagılık etse de daha bir yaşıyan, kalbi bir çarpan çalışlar verse" diyeceği geliyor. . Geçen hafta hem İstanbulda hem de Ankarada konserler vere Fran- sız kemancı Tekniği kusursuz ma Kemanından çı kardıgı ses dik, kü- çük ve cılızdı Vırtuoz gösterisine kaçmıyan çalışı, yorumlarında eser- lerin aşikâr unsurlarım şişirmesi ye- rine göze çarpmaz inceliklerini araş- Michel Cha- - Belçika okulu- na bağlı bir kemancı oldugunu dü- şündürmektedir ama, ünkü sevi- İ , okulu temsıl etmedıgın— de şüphe yoktur. Virtüöz gösterişi- ne kaçmayışı daha çok teknik yeter- lıksızlıgındenmıs intibaını — veriyor, tonunun küçüklüğü, cılız bir kesici- ——_—e birleşince bu okulun Thibaud Derneğinin, bu mev- sim Turkıyeye gondenlemıyecegı bil- dirilen Rus piyanisti mil Gilelsin yerine dinleyicilere sunduğu Michel Chauveton ise, bugüne kadar Filar- AKİS, 27 ARALIK 1958 moni Derneğinin listesine girmiş en zayıf musikişinaslardan biridir. Piyanistler u sıralarda konser veren piyanist- lerin sayısı kemancılardan daha yüksektir. Kemancı Güârayla birlikte gelen Macar piyanist Endre Petri, Chopin'in Fa Minör konsertosunu, bestecinin duygularıyla paylaşmıyan, eseri dıştan inceliyen bir çalışla sun- du. Fakat böyle bir yoru. Chopin musikisinin varoluş sebebıne aykırı düşmektedir. Öte yanda, beyninden ve kalbin- den çok parmaklarına güvenen Raf- fi Petrosyan, ancak parmak çevik- liği yoluyla tesir edebilecek eserler- de -meselâ Lisztin altıncı Macar Rapsodisinde- zevkle dinlenebildi. Haydn, Scarlatti, Schuhert ve De- bussy'nin musikisi ise sadece birer virtüöz gösterisi olarak takdim edil- iler. Anlamlarından, özelliklerinden çok şey kaybettiler. Rafff Petrosyanın çalışına mal edemedıgı musıkışınaslık değerleri teknik g ile birlikte- Amerikalı pıyanıst Joel Rosende vardı. "Piya- nonun şairi" denen tipte bir sanatçı olan Joel Rosen, gelışmş teknik i kânlarını, ham du hem da sıkın alış ması mahsulu yorumlarla bir- Haydin olsun. William Chopini olsun, Ra- veli olsun herbır bestecinin — üslüp özellikleri uygun avranışlarla dınleyıcıye aktarıyordu Üç yıl önce w Yorkta Town Hallda ılk konse- rini veren Joel Rosen, genç nesil A- merikan piyanistlerinin en seçki rinden biridir. Rockefeller Vakfınm maddi yardımıyla Orta ve Uza O- ğu turnesine çıkmıştı. Ne yazık ki Turkıye seyahat programına pek geç olarak katılmıştır Bu yüzden bu ğe ist memleketimizdeki tek konserini Robe College'de, yüz ki- şiyi aşmıyan bir dinleyici toplulugu önünde vermek zorunda kaldı. Bu usta piyanist gelecek yıl bu manlar gene Türkiyeye gelmek tasavvuru dadır. O zaman, menacer- lerin de onunla ilgilenmesi beklenir. 33